Emniyet Tedbirleri*

Av. Mustafa Tırtır / İstanbul Barosu Avukatı

Emniyet Tedbirleri , kişinin tehlikeli hali ile orantılı, ceza yerine veya ceza ile birlikte, kanunla belirlenen yaptırımın hakim tarafından verilmesi ile önleme amacını güden yaptırımlardır. Amacı ; suçlunun ıslahı, topluma yeniden kazandırılması ve suçta tekerrüre engel olmak suretiyle toplum düzeninin korunmasıdır.

Başka bir deyişle; tehlikeli failin, hukuka aykırı (3) fiiline (4), kanunda yazılı tedbirin fiille orantılı (5) olarak verilmesi ile tekerrüre engel olma amacını güden yaptırımlardır.

Suç karşılığı olarak ceza; gerekli, yararlı ve elverişlidir. Ancak bu müeyyideyi uygulamada emniyet tedbirleri ile tamamlamak gerekir (6). Emniyet tedbirlerinin esas amacı suçlunun ıslahı, topluma yeniden kazandırılması ve suçta tekerrüre engel olmak suretiyle toplum düzeninin korunmasıdır. Doktrinde bazı yazarlar Ceza Hukuku ile Emniyet Tedbirleri ayırmakta özerk hukuk dalı olarak kabul etmektedir (7).

Mevzuatımızda, 1982 Anayasasının 38. Maddesinde emniyet tedbirlerinden “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur” demek sureti ile bahsedilmiştir. Türk Ceza Kanunu’nda ise emniyet tedbirleri bir başlık altında toplanmamış, tanımı yapılmamıştır. Ancak TCK’da ÇMK’da ve 647 sayılı Kanun’ da şartları oluştuğu takdirde emniyet tedbirine karar verilebileceğinden bahsedilmiştir. Bu tedbirler;

  • Suç işlemiş küçüklerin, sağır ve dilsizlerin bir ıslah müessesesine konması,
  • Akıl hastalarının , sağır ve dilsizlerin , uyuşturucu madde kullanmayı ve sarhoşluğu iptila derecesine olanların hastaneye yatırılmalarına ilişkin tedbirler,
  • Karayolları Trafik Kanunu’nda yer alan Ehliyetnamenin geri alınması,
  • Basın Kanunu’nda yer alan gazetenin kapatılması veya geçici olarak durdurulması,
  • Çocuk Mahkemeleri Kuruluş, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunu’nun 10. maddesinde yer alan emniyet tedbirleri,
  • Ayrıca 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunu’nun 4. maddesinde yer alan tedbirler olarak sayılabilir.

EMNİYET TEDBİRLERİNİN UYGULANMA ŞARTLARI VE ORANTILILIK :

1- FAİLİN TEHLİKELİ HALİ :

Tehlikelilik, failin ceza normlarını ihlal edeceğine dair bir ihtimaldir. Faildeki tehlikelilik halinin tespiti için Sezgisel metot, İstatistiki Metot, Klinik Metodu, Mahkeme Uygulaması metodu gibi 4 metottan sözedilmektedir (8). Failin tehlikeliliği tespit edilirken, öncelikle kişilik özellikleri, işlediği fiil, yaşam tarzı gibi hususlar da dikkate alınmalıdır.

2- HUKUKA AYKIRI BİR FİİL :

İşlenen hukuka aykırı bir fiil, failin tehlikeli halinin belirtisidir. Kişi her hangi bir suç işlemeden hakkında tehlikelilik hükmü ve emniyet tedbiri kararı verilemez (9). İka edilen fiilin hukuka aykırı ve tipe uygun olması gerekmektedir. Failinin kusursuz olması veya cezai ehliyetinin bulunmaması emniyet tedbirlerinin verilmesine engel teşkil etmez.

3- EMNİYET TEDBİRLERİNDE ORANTILILIK İLKESİ:

Tedbire hükmeden hakim , takdir yetkisinin kullanırken dikkat edeceği en önemli ilke “Orantılılık İlkesi (10)” dir. Genel olarak Orantılılık, amaçla aracın birbirine uygun olmasını ifade eder. Uygulanacak tedbir ile failin işlediği fiil, işleyeceği fiil, tehlikelilik hali arasında orantı olmalıdır.

Orantılılık ilkesinin kapsamına faydalılık, zorunluluk, ölçülülük ve öngörülebilirlik ilkeleri de girmektedir.

Faydalılık ilkesi, tedbirin uygulanması ile tedbirin belirlediği amaca ulaşılmasını ifade eder. Hakim, tedbir kararı verirken uygulanacak tedbirin amaca ulaşıp ulaşmayacağına karar vermelidir. Somut olayda açıkça faydasız görünen, daha önce aynı tedbire karar verildiği halde herhangi bir netice alınamaması nedeni ile aynı tedbire tekrar hükmedilmemelidir. Hakim, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na muhalefetten yapılan yargılamada içkili yerlere girmeme , Bursaspor’un Bursa’daki maçlarına gitmekten men edilmesi (11) tedbirine hükmedilmemelidir.

Zorunluluk İlkesi; tedbir ve tedbirin infaz araçlarından faili en az etkileyecek ve yük teşkil edecek olan tedbirin seçilmesidir.

Ölçülülük ilkesinde; tedbir uygulanması ile suçlunun temel özgürlüklerinde yapılan kısıtlama ile toplumun hukuki menfaatlerinin korunması karşılaştırılmaktadır.

Ayrıca tedbir öngörülebilir olmalı, suçlu tedbirin infazına katlanabilmelidir.

Ceza ile emniyet tedbiri arasındaki farklar:

1 – Süre ve Nev’i açısından :

Cezanın kanun tarafından belirli bir süresi vardır. Ancak Emniyet Tedbirlerinde belirli bir süre yoktur. Cezanın süresinin belirlenmesinde işlenen suçun ağırlığı ve failin kusuru esas alınırken, Emniyet Tedbirlerinde failin tehlikeliliği ve tehlikeli durum esas alınır. Özellikle itiyadi suçlar için öngörülen tedbirlerin süresi belli değildir.

2 – Uygulanacak fail bakımından :

Ceza, cezai sorumluluğu olan herkes hakkında verilir. Ceza sorumluluğu olsun veya olmasın tehlikeli tüm failler hakkında tedbir uygulamasına gidilir. Bu nedenle tüzel kişiler hakkında da emniyet tedbirleri uygulanmaktadır 12.

3 – Kararı veren merci bakımından :

Cezalar genel olarak yargısal bir nitelik taşır, fakat emniyet tedbirlerinin idari bir nitelik taşıdığı belirtilmiştir (13).

4 – Ceza Hukuku Kurumları bakımından:

a) Zamanaşımı: Hem dava zamanaşımı, hem de ceza zamanaşımı emniyet tedbirlerinin uygulanmasına engel olmalıdır.

b) Af: Özel af, emniyet tedbirlerinin uygulanmasını engellememelidir. Çünkü Özel af, failin tehlikeli halini ortadan kaldırmamaktadır. Ancak Genel Af için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Çünkü genel affa uğrayan fiil, artık toplum için zarar olmaktan çıkmıştır. Çünkü bu tedbirler hedefleri ve nitelikleri bakımından ceza değildirler (14).

c) Erteleme: Yasada ağır ve hafif para cezaları ile belli yükseklikteki hürriyeti bağlayıcı cezaların erteleneceği öngörülmektedir. Kişinin iyileştirilmesine yönelik olan emniyet tedbirleri ile de fail bir kuruma gönderilerek iyileşme sağlanabilir. Ayrıca erteleme ile faildeki tehlikeli hal ortadan kalkmayacaktır.

EMNİYET TEDBİRLERİNİN UYGULANMASINDA SİSTEMLER:

Emniyet tedbirlerinin uygulanması bakımından 4 ayrı şekil düşünülebilir (15): Cezalar yanında tamamlayıcı, Cezalar ile seçimlik, Ceza yerine sadece emniyet tedbiri, Ceza ve emniyet tedbiri kaldırılır ve her ikisi yerine başka bir müeyyide uygulanır. Bu sistemleri başlıca iki ana grupta toplayabiliriz.

1- Düalist (16) veya İki İzlilik (17) Sistemi: Bu sistemde ceza ile birlikte emniyet tedbirleri de uygulanır. Bu sitemin uygulandığı iki şekilde uygulandığı görülmektedir. a) Temsil sistemi , b) Toplanma sistemi. Temsil sisteminde her ne kadar cezanın yanında emniyet tedbirine de hükmedilmişse de infaz sırasında cezanın işlevini görebildiği sürece tedbir uygulanır. Toplanma Sistemi olarak bilinen sistem ceza uygulamasının failler için yetersiz kaldığı durumlarda uygulanır. Hem tedbir hem de ceza aynı anda uygulanır. Bu sistemde ceza emniyet tedbirinden önce uygulanır. Cezanın infazı sırasında suçlu zararsızdır.

2- Tekçi veya Tek İzlilik Sistem: Bu sistem ceza ve emniyet tedbirine birlikte yer vermeyen sistemdir. İşlenen cürüm neticesinde ya emniyet tedbiri veya ceza uygulaması öngörülür.

EMNİYET TEDBİRLERİ TÜRLERİ (18):

1- Kişi Hürriyetini kaldıran ve haklardan yoksun bırakan tedbirler :

a- Sorumsuz veya kısıtlı sorumluların bir müesseseye konmaları veya hastaneye yatırılmaları ;

b- İtiyadi suçluların gözaltı edilmeleri :

c- Bir iş evine gönderme :

d- İtiyadi alkollülerin ve uyuşturucu madde müptelalarının bir tedavi müessesine gönderilmeleri :

e- Siyası haklardan yoksun kılma :

f- Velayet hakkından yoksun kılma :

g- Bir meslek ve sanatı icradan men :

2- KİŞİ HÜRRİYETİNİN SINIRLAYAN EMNİYET TEDBİRLERİ:

a- Yabancıların sınır dışı edilmesi :

b- Bir yerde oturma yasağı , ikamet zorunluluğu :

c- Belli yerlere girmekten men ( alkollü içki satılan yerler gibi ) :

d- Nezaret altında serbesti :

3- DİĞER TEDBİRLER:

a- Hükmün ilanı :

b- Önleyici kefaret :

c- Müsadere :

TÜRK HUKUKUNDA EMNİYET TEDBİRLERİ:

Mevzuatımızda emniyet tedbirlerinin tanımı yapılmamıştır. Mevzuatımızdaki emniyet tedbirlerini (kanunlarımızdaki yerine göre) şartlarını belirterek açıklamaya çalışalım.

1- TCK’ DA BELİRTİLEN EMNİYET TEDBİRLERİ:

Suç işledikleri sırada tam akıl hastası olanlara ceza verilemez.( TCK 46/1). Bu tür failleri tedavi etmek ve toplumu korumak amacı ile emniyet tedbirleri uygulanır. Kısmi akıl hastaları için ise cezanın indirilmesi yoluna gidilmekte tedbir uygulanmamaktadır.

TCK’nın 46/2. fıkrasına göre muhafaza ve tedavi altına alınmasına hazırlık soruşturmasında sulh hakimi karar verir. Ancak iddianame tanzim edilerek dava açılmışsa ve suçun işlendiği tarihte failin tam akıl hastası olduğu anlaşılırsa, mahkeme “ Düşme Kararı ” verir, aynı zamanda tedbire de karar verebilir.

TCK’nın 46/1. maddesine göre verilecek tedbirin süresinin ; failin, iyileşmesine kadar ( şifa bulması ) devam edeceği belirtilmiştir (19). Ancak sanığa isnat edilecek suç ağır cezalık bir suç ise bu durumda tedbir en az 1 sene devam eder.

Küçüklerin 11 yaşına kadar işledikleri suçlar nedeni ile dava açılamaz. CMUK 164. Maddesi gereğince “Kovuşturma yapılmasına yer olmadığı” kararı verilecektir. Ayrıca 11 yaşını tamamlamamış küçüğün kusur yeteneğinin var olup olmadığını araştırmaya gerek yoktur (20). Savıcının kararına, ilgililer CMUK 165. maddeye göre itiraz edebilir.Her hangi bir sebeple dava açılmışsa mahkeme sanığın 11 yaşını doldurmamış olmasını tespit ettiği anda “Düşme Kararı” verecektir.

Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına kararının verilmesi, küçük hakkında tedbir uygulamasına mani değildir. ÇMK 19/2 maddesinde küçük hakkında kovuşturma yapılmasa bile tedbir kararı alınabileceği belirtilmiştir.

TCK’nın 53/2.maddesine göre fiil kanunen 1 seneden fazla hapis cezasını gerektirir bir cürüm (21) işlediği takdirde olduğu takdirde İddia Makamı’nın talebi üzerine mahkeme reisi aşağıda belirtilen tedbirlere hükmedebilir.

Geri alınması kabil tedbirlerden olmak ve 18 yaşının geçmeyecek müddetle bağlı olmak üzere terbiye ve ıslah için devlet idare ve kontrolünde bir müesseseye konmasını veya özen ve gözetiminde özensizlik ve ihmal ile bir cürüm işlemesine meydan verilirse kendilerinden para cezası alınacağı ihtarı ile ana babaya veya vasiye teslim edilir.

Bu küçükler hakkında dava açılmadan evrak üzerinde karar verilir. Bu nedenle de itiraza tabidir. Temyiz edilemez. Ön ödeme uyarısı yapılamaz (22).

TCK’nın 404/2 ve 473. Maddesine göre Suçu işlediği sırada alkol ve uyuşturucu madde etkisi altında bulunma, ceza sorumluluğunu etkilemez. Ancak yasa , belli suçları işleyen ve uyuşturucu madde yada alkol alışkanlığı müptela derecesinde olan faillere ceza yerine emniyet tedbirine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. TCK’nın 404/2 ve 573.maddesi örnek olarak verilebilir. Kişilerin hastanede koruma ve tedavi altına alınmalarına karar verilir. Bu tedbirin süresi ise alışkanlıktan kurtulmanın tıbben anlaşılmasına kadar devam edecektir.

Tedbirin süresi 404/son maddesine göre ; akıl hastalığında olduğu gibi kişinin tıbben iyileşinceye, bağılılıktan kurtuluncaya dek sürer (23). TCK’nın 573. maddesinden dolayı tedbire hükmedilmesi için ; Adli Tıp kurumundan kişinin müptela olduğu hususu ile ilgili görüş alındıktan sonra tedbire hükmedilmelidir24. Tedbirin başka bir gerekçeye istinaden sınırlandırılmaması gerekmektedir (25).

TCK’nın 36/2. Maddesindeki “Müsadere” de bir tedbirdir. TCK 36/2 ye göre;

Kullanılması, yapılması, taşınması, bulundurulması ve satılması, şart olmadığı gibi suçlu hakkında mahkumiyet olmasa da tedbire hükmedilir. Kanun eşya ile fail arasında aidiyet aramamaktadır. Mahkeme kararı ile müsadere yapılır. Bu açıklamalarla müsadere, emniyet tedbirleri hakkında yaptığımız tanıma uymaktadır.

2- ÇOCUK MAHKEMELERİ KANUNUNDA BELİRLENEN TEDBİRLER:

2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluş , Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’daki tedbirler TCK’ya göre daha ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. ÇMK 11. maddesi ise 11 yaşını bitirmemiş küçükler hakkında tedbir uygulaması başlığı altında Fiil işlediği zaman 11 yaşını bitirmemiş olanlar hakkında kovuşturma yapılamaz ve ceza verilemez.

Ancak , fiil kanunen bir seneden ziyade hapis cezasını veya daha ağır bir cezayı müstelzim ise haklarında 10. maddede yer alan tedbirlerden biri uygulanır.

ÇMK Madde 10:

a- Veliye, vasiye, bakıp gözetmeyi üzerine alan akrabadan birine teslim,

b- Bakıp gözetmeyi üzerine alan güvenilir bir ailenin aile yanına yerleştirme,

c- Bu maksatla kurulmuş çocuk bakım ve yerleştirme yurtlarına veya benzeri resmi yada özel kurumlara yerleştirme,

d- Genel ve katma bütçeli daireler, mahalli idareler, bankalar, iktisadi devlet teşekkülleri ve bunların ortakları tarafından kurulmuş fabrika ve müessese ve ziraat işletmeleri veya benzeri teşekküllerle işyerlerine yahut meslek sahibi bir usta yanına yerleştirme,

e- Resmi veya özel bir hastaneye veya tedavi evine yahut eğitimi güç çocuklara mahsus kurumlara yerleştirme ,

Bu tedbirler, küçük 18 yaşını doldurduğu anda, sağır-dilsizler için 24 yaşını doldurduğu anda kaldırabilir.

ÇMK’nın 11/3. Maddesine göre ; 11 yaşını bitirmemiş küçükler hakkında, veli , veya vasi yahut bakmakla yükümlü kimseler tarafından yeterli tedbir alınması halinde, mahkemece diğer tedbirler uygulanmayabilir. demek suretiyle bir tedbir uygulaması getirmiştir.

ÇMK’nın 12. Maddesine göre; “ Fiili işlediği zaman 11 yaşını bitirmiş olup da 15 yaşını doldurmamış küçükler hakkında 20. maddeye göre yapılan inceleme (26) ceza tertibini gerektirmiyorsa 10. maddede yazılı tedbirlerden biri uygulanabilir.

Sanığın hazırlık soruşturmasında 11 yaşını doldurmamış olduğu anlaşılınca ÇMK 11/1 maddelerine “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verilecektir. Ayrıca 11 yaşını tamamlamamış küçüğün kusur yeteneğinin var olup olmadığını araştırmaya gerek yoktur (27). Bu kararı savcı verir. Savcı tarafından verilen bu karara karşı itiraz mümkündür.

ÇMK’nın 13. Maddesine göre; 20.maddeye göre yapılacak araştırma sonunda küçüğün akıl hastalığına müptela olduğu anlaşılan küçüğün mahkemece resmi veya özel bir hastaneye yerleştirilmesine karar verir.

Ancak ÇMK 14. maddesi de belli bir alandaki boşluğu doldurarak suç işlemeğe eğilimli , henüz belli bir olgunluğa ulaşmamış başı boş çocukların suç işlemesini engellemeye ve onları korumaya yöneliktir.

3- 647 SAYILI CEZALARIN İNFAZI HAKKINDA KANUN’DAKİ EMNİYET TEDBİRLERİ:

647 sayılı yasanın 4. maddesine göre ; Ağır hapis cezası hariç ; kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar, suçlunun kişiliğine sair hallerine, suçun işlenmesindeki özelliklere göre mahkeme tarafından

1- …………………

2- Aynen iade ve tazmine,

3- Altı ay süre ile bir eğitim ve ıslah kurumuna devam etmeye,

4- Bir yılı geçmemek kaydı ile muayyen bir yere gitmekten bazı faaliyetleri veya meslek ve sanatı icradan men’e,

5- Her nevi ehliyet ve ruhsatnamenin bir aydan bir yıla kadar muvakkaten geri alınmasına çevrilebilir.

Suç tarihinden önce, ( para cezasına veya tedbire çevrilmiş olsa dahi ) hürriyeti bağlayıcı ( hapis ) cezaya mahkum edilmemiş olanlar ( 30 gün dahil ) hapis cezaları,

Suç tarihinde 18 yaşını tamamlamamış küçüklerin kısa süreli ( bir yıl ve daha az ) hürriyeti bağlayıcı cezaları yukarıdaki bentlerde yazılı ceza ve tedbirlerden birine çevrilmek zorundadır. ………

Geçmiş hükümlüğü bulunmayan kimselere verilen 30 güne kadar kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların paraya veya bu tedbirlerden birine çevrilmesi zorunludur. Bu konuda hakimin takdir yetkisi yoktur ancak daha önceki mahkumiyeti söz konusu

ise bu hal gerekçe gösterilerek 647 sayılı yasanın 4/2 maddesindeki tedbir uygulanmayabilir (28).

Ancak sabıkalı olan sanık hakkında yeni bir suçun işlenmesi durumunda ikinci suçtan dolayı 647 sayılı yasanın 4/2.maddesi uyarınca para cezasına veya tedbire çevirme zorunluluğundan bahsedilemez (29).

647 sayılı kanunun 4. Maddesinin son fıkrasında bu madde hükümlerinin hangi hallerde uygulanamayacağı açıklanmıştır. Sırf askeri suçlar, askeri disiplin suçları, ayrıca birinci fıkranın 3. ve 4. bentleri subaylar, askeri memurlar, astsubaylar, hakkında uygulanmaz.

647 sayılı kanunun 4. maddesinin uygulanamayacağı haller :

1- TCK’nın 536. ve 537. maddelerindeki suçlardan dolayı verilen mahkumiyet kararları

2- İcra İflas Kanunu’nda Mal Beyanında Bulunmama, Usulüne Uygun Mal Beyanında Bulunmama ve Taahhüdü İhlal cürümlerinden verilen cezalara

3- İnzibati nitelikteki Hürriyeti bağlayıcı cezalara

Bu açıklamalardan sonra ; verilen bir cezanın 647 sayılı Yasa’nın 4.maddesinde sayılan tedbirlere çevrilmesi için yasal bir engel yoksa (30) mutlaka emniyet tedbirine karar verilmelidir. Çünkü; Yargıtay incelediğimiz karardaki suçtan yargılanan sanıklar hakkında, 647 sayılı Yasa’nın 4. maddesinin uygulanmamasını gerekçe göstermiş ve bu doğrultuda verilen kararları bozmuştur (31).

Bu zorunluluğa rağmen 647 sayılı Yasa’nın 4.maddesinin uygulanması hakimin takdirinde olan bir durumdur. Yasal ve inandırıcı gerekçelerle bu maddeyi uygulamayabilir (32). Fakat mevzuatımızda mevcut diğer emniyet tedbirleri için aynı şeyi söylemek mümkün değildir (33).

Ceza Genel Kurulu 1999 tarihinde verdiği bir kararda sabıkalı bir kişinin yeni bir suç işlemesi durumunda, ikinci suçtan dolayı, 647 sayılı Yasa’nın 4.maddesi uygulanamayacağını belirtmiştir (34).

Geçmiş hükümlüğü bulunmayan kimselere verilen 30 güne kadar kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların paraya veya bu tedbirlerden birine çevrilmesi zorunludur. Bu konuda hakimin takdir yetkisi yoktur. Ancak sabıkalı olan sanık hakkında yeni bir suçun işlenmesi durumunda ikinci suçtan dolayı 647 sayılı yasanın 4/2.maddesi uyarınca para cezasına veya tedbire çevirme zorunluluğundan bahsedilemez (35 – 36).

Tedbirlerin Süresi ve Sona Ermesi:

Hem TCK’da hem de ÇMK’da m.15 tedbirlerin süresinin bütün tedbirler açısından 18 yaşın doldurulmasına kadar devam edeceği net bir biçimde ortaya konulmuştur.

Belirtilen süreçte küçük hakkında uygulanan tedbirin niteliğinin değişme durumu söz konusu olursa Cumhuriyet Savcısının talebi veya diğer yükümlü kimselerin müracaatı üzerine tedbir kaldırılabilir veya değiştirilebilir. Sürenin başlangıç tarihi tedbir kararıyla birlikte belirtilir. Bu süreç içerisinde küçüğün her türlü masrafı devlet tarafından karşılanır , ancak devletin rücu hakkı saklıdır.(ÇMK m.33) (37)

Tedbir, küçüğün ölümüyle sona erer. Mahkeme tarafından da kaldırılabilir. Bu mahkeme, hükmü veren mahkeme olabileceği gibi çocuğun menfaatinin gerektiriyorsa bulunduğu yer mahkemesi de olabilir.

Ayrıca Türk ceza Kanunu Ön tasarısında Güvenlik Tedbirlerinin önemine binaen 95-100 maddeleri arasında ayrıntılı bir şekilde belirtilmiştir. Ön tasarının 95. Maddesinde güvenlik tedbirleri sınıflandırılmıştır. Ayrıca yine Küçükler hakkında uygulanabilecek tedbirler ve cezalar başlığı ile 114-126. Maddelerde ayrıntılı olarak bahsedilmiştir. Yani ön tasarıda 95 ila 126. Maddeler arasında emniyet tedbirlerine değinilmiştir.

Yine Ceza ve Tedbirlerin İnfazı Hakkında Kanun’da da 110.maddede Kısa Süreli Hürriyeti Bağlayıcı Cezalar yerine geçen emniyet tedbirleri , 111. Maddede Tedbirin uygulanması kuralına uymama, 112. Maddede çocuklarla ilgili tedbirler ve 113. Maddede Tedbirin uygulanması kuralına uymama durumuna açıklık getirmiştir.

V – DEĞERLENDİRME:

1. Kanunda tanımı olmayan Anayasamızın 38. Maddesinde zikredilen emniyet tedbirleri ; tehlikeli failin, hukuka aykırı olarak nitelendirilebilecek fiiline, icra edilen fiille orantılı olarak verilir. Failin kusur oranına veya cezalandırılıp cezalandırılmayacağına bakılmaz yalnızca tehlikelilik hali tespit edilmelidir.

2. Uygulamada emniyet tedbiri kararlarının, sanığın tehlikeli olup olmadığına bakılmaksızın, sabıkalı olup olmadığına bakılarak verildiği görülmektedir. Özetle emniyet tedbirlerinde kriter failin tehlikelilik durumudur. Buna bakılarak karar verilmeli, bunun dışında başka bir kriter dikkate alınmamalıdır. 647 sayılı yasanın 4. Maddesinin 2-5. Bentleri arasındaki emniyet tedbirleri, failin tehlikelilik hali yerine, sanığın sabıkasız olup olmadığına bakılarak tedbire hükmedilmektedir.

3. Emniyet tedbirleri kanunla konulur. Kanunda yazılı olmayan bir tedbire hükmedilemez. Tedbirler kıyas yolu ile genişletilemez. Ancak ÇMK’nın 38.maddesinde 3.fıkrası gereğince hakim kanunda yazılı olmayan bir tedbire karar verebilir hükmü mevcuttur. Çünkü yasanın 38/3 maddesinin “mahkeme deneme devresi zarfında küçüğü, muayyen bir meslek veya sanat öğrenmek, belli bir yerde ikamet etmek alkollü içki kullanmamak veya bunlar gibi bazı şartlara uymaya mecbur edebilir” açık hükmü gereğince maddede sayılan tedbirlere benzer tedbir kararlarına hükmedilir. Suçun işleniş şekli ve sanığın kişiliğine istinaden bu tedbirler hakim tarafından tespit edilecektir.

4. Şartlar oluştuğu takdirde 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4.maddesindeki tedbirlere çevirmek zorunludur. Bu konuda hakime takdir hakkı tanınmıştır. Ancak gerekçelerin yasal ve inandırıcı olması gerekmektedir. Verilen tedbirin amaca uygun olması ve faydalılık ilkesini bertaraf etmemesi gerekmektedir. Ayrıca Kanunilik İlkesi dikkate alınmalı ve verilen cezanın kanunda yazılı olan tedbirlerden olması gerekmektedir.

Son olarak kişinin işlediği suça göre, verilecek emniyet tedbiri, infazın kontrolü de yapıldığı takdirde, tecil edilmiş veya edilmemiş hürriyeti bağlayıcı cezadan daha iyi sonuç vereceği belirtilebilir.

*Bu makale daha önce Layiha Hukuk Dergisi’nde yayımlanmıştır.

(3) Fiilin hukuka aykırı ve tipe uygun olması gerekmektedir. Failinin kusursuz olması veya cezai ehliyetinin bulunmaması emniyet tedbirlerine hükmedilmesine engel teşkil etmez.
(4) 2253 sayılı Çocuk Mahkemeleri Kuruluş Yargılama ve Usulleri hakkında Kanun’un 14/1.maddesi gereğince hukuka aykırı bir fiil olmadan da tedbire karar verilir. Bundan sonraki bölümlerde ÇMK olarak zikredilecektir.
(5) Ayrıntılı bilgi için Bkz. Nuhoğlu, Ayşe, Ceza Hukukunda Emniyet Tedbirleri, Doktona Tezi, Ankara, 1997.
(6) Dönmezer, Sulhi – Erman, Sahir , Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku , .II , sh.570 , İstanbul, 2000.
(7 )Öztürk, Bahri, Ceza Hukuk ve Emniyet Tedbirleri Hukuku, sh.288, Ankara, 1992,
(8) Nuhoğlu, Ayşe, A.g.e. Sh.100,
(9) ÇMK 14/1: Veli, vasi, bakmakla mükellef olan kimse veya Cumhuriyet savcılığının talebi üzerine, beden, ruh ve ahlak gelişmeleri veya şahsi güvenlikleri tehlikede olan yahut ebeveynine karşı vahim bir itaatsizlikte bulunan küçükler hakkında, küçüğün bulunduğu yerde, yetkili çocuk mahkemesince 10 uncu maddede yazılı tedbirlerin biri uygulanır.
(10) Nuhoğlu, Ayşe, A.g.e.
(11) Tırtır, Mustafa , Türk Hukukunda Yeni Gelişmeler , İBD, 2003.
(12) Dönmezer,– Erman, A.g.e. c.II , sh.570
(13) Dönmezer,– Erman, A.g.e. c.II , sh.570
(14) C.G.K., 19.06.1967,150-158 Bkz. Mollamahmutoğlu, Sadık – Savaş, Vural, Türk Ceza Kanunun Yorumu, 2. Baskı, c.1., sh.1098, Ankara, 1998.
(15) Dönmezer,– Erman, A.g.e. c.II , sh.570
(16) Dönmezer,– Erman, A.g.e. c.II
(17) Nuhoğlu, A.g.e. 142,
(18) EREM, DANIŞMAN, ARTUK, Ceza Hukuku – Genel Hükümler, 14.bası, Ankara, 1997, sh.895-898.
(19) 4. CD. 25.12.1997, E.13930, K.5782, Bkz. Yaşar,Osman,Uygulamada Türk Ceza Yasası,sh.630, Ankara,2000.
(20) İÇEL,ÖZGENÇ,SÖZÜER,MAHMUTOĞLU,ÜNVER,Suç Teorisi, 2. Kitap,İst,1999,sh.215
(21) Kabahatler açısından böyle bir durum sözkonusu değildir. Kanunda yazılı olan cezanın üst sınırının 1 yıl olması kastedilmektedir.
(22) C.G.K. 25.05.1999, E.7/128, K.138,Bkz. Yaşar, Osman, Uygulamada Türk Ceza Yasası, sh. 858 Ankara,2000.
(23) 5. C.D., 14.12.1987, 750/7350, Bkz. Mollamahmutoğlu, Sadık – Savaş, Vural, Türk Ceza Kanunun Yorumu, 2. Baskı, c.III., sh.3094, Ankara, 1998.
(24) 2. C.D., 14.3.1991, 1987/2936, Bkz. Mollamahmutoğlu, Sadık – Savaş, Vural, Türk Ceza Kanunun Yorumu, 2. Baskı, c.IV., sh.6318, Ankara, 1998.
(25) 2. C.D., 11.5.1948, 1987/2936, Bkz. Mollamahmutoğlu, Sadık – Savaş, Vural, Türk Ceza Kanunun Yorumu, 2. Baskı, c.IV., sh.6318, Ankara, 1998.
(26) Küçüğün işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yönünden bedeni, akli ve ruhi durumu mütehassıs kimselere tespit ettirilir. Ceza ve tedbirin uygulanmasından önce gerekirse küçüğün aile, terbiye, okul durumu, gidişatı, içinde yetiştiği ve bulunduğu şartlar vs. uzmanlar,pedagog,psikolog, psikiyatr gibi uzmanlar marifetiyle araştırılır. Çocuğun işlediği yaş tespiti ve temyiz kudreti araştırması yaptırmak için bilirkişiye başvurulabilinir.
(27) İÇEL,ÖZGENÇ,SÖZÜER,MAHMUTOĞLU,ÜNVER,Suç Teorisi, 2. Kitap,İst,1999,sh.215
(28) C.G.K. 01.02.2000, 2000/8-5 E. 2000/10 K, Bkz. Aygen,Dilaver, Cezaların İnfazı Hakkında Kanun, sh.66, Ankara2002
(29) Sövme suçundan sabıkalı olan sanığa, İhkakı hak suçundan verilen 5 günlük hapis cezasının,647 sayılı yasanın 4/2. maddesi uyarınca para cezasına veya tedbirlere çevirme zorunluluğundan bahsedilemez. C.G.K. 02.11.1999, 1999/4-200 E. 1999/254/10 K, Aygen,Dilaver, Cezaların İnfazı Hakkında Kanun,sh.66 Ankara, 2002.
(30) Kişinin daha önce verilmiş bir mahkumiyeti yoksa ve hükmedilen cezanın miktarı 647 sayılı Yasa’nın 4. maddesinde belirtilen sınırı aşmıyorsa zorunlu olarak uygulamalıdır. Ancak TCK’nın 536,537.maddesi ile İİK’daki Taahhüdü ihlal, Mal Beyanında Bulunmama, Usulüne Uygun olarak Mal Beyanında Bulunmama suçlarında ve İnzibati nitelikteki cezalarda emniyet tedbirleri uygulanmaz.
(31) 7.CD. 26.10.1995 T., 1995/7592 E., 1995/8346 K. – 7.CD. 24.03.1994 T., 1994/2230 E., 1995/2882 K. –Y.CGK 1.2.2000T.,2000/8-5 E. 2000/10 K. – 7.C.D. 5.10.2001 T, 2001/13421 E., 2001/14909 K. – (Bkz. Dilaver Aygen, Açıklamalı İçtihatlı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun, sh.64-66, Ankara,2002)
(32) 3.CD.14.09.1999 T., 1999/7563 E., 1999/8978 K., (Aygen, Age. Sh. 74 )
(33) TCK 36/2,46, 53, 404/2, 573.maddesinde ÇMK. 10, 38, 647 sayılı CİK 4, ve 2918 sayılı KTK’nın 119.maddesinde emniyet tedbirleri mevcuttur.
(34) Sövme suçundan sabıkalı olan sanığa, İhkak-ı Hak suçundan verilen 5 günlük hapis cezasının, 647 sayılı Yasa’nın 4/2. maddesi uyarınca para cezasına veya tedbirlere çevirme zorunluluğundan bahsedilemez. (C.G.K. 02.11.1999, 1999/4-200 E. 1999/254/10 K, Aygen, Age, sh. 66)
(35) Sövme suçundan sabıkalı olan sanığa, İhkakı hak suçundan verilen 5 günlük hapis cezasının,647 sayılı yasanın 4/2. maddesi uyarınca para cezasına veya tedbirlere çevirme zorunluluğundan bahsedilemez. C.G.K. 02.11.1999, 1999/4-200 E. 1999/254/10 K, Aygen,Dilaver, Cezaların İnfazı Hakkında Kanun,sh.66 Ankara, 2002.
(36) C.G.K. 01.02.2000, 2000/8-5 E. 2000/10 K, Bkz. Aygen,Dilaver, Cezaların İnfazı Hakkında Kanun, sh.66, Ankara2002
(37) ÇMK m.33. ” MK hükümleri gereğince bakmakla yükümlü olan kimsenin , küçüğün giderlerini karşılamaya mali durumu müsait olması halinde , Devletçe ödenen meblağın tahsili için ilgililere rücu edilir.