Size ilk kez duyacağınız önerilerde bulunmayacağız. Bazen, bildiğimiz ama göz ardı ettiğimiz gerçekleri birilerinden duymaya veya birileri tarafından hatırlatılmaya ihtiyaç duyarız.
Zayıf yönlerinizin farkına varın
Planlı, disiplinli veya zamanı verimli kullanan biri olamayabilirsiniz. Oysa bunlar, özellikle avukatlık mesleğinde başarıyı getiren en önemli özelliklerdendir. Güçlü kasınıza odaklanın, diğer yandan da zayıf yönlerinizi inkâr etmek yerine onların farkına varın. Sonrasında da en önemli aşama: Zayıf yönleriniz, kimlerde daha güçlüyse ekibinizi o isimlerden oluşturun. Siz güçlü olduğunuz ve iyi yaptığınız konularla ilgilenirken, kurduğunuz güçlü ekip de zayıf olduğunuz noktalardaki eksiklikleri tamamlayacaktır. Böylece hem zamandan tasarruf sağlayacak hem de daha verimli olacaksınız.
Krizleri, sürpriz olarak değerlendirin
Bütün bir günün ya da haftanın iş planını yapmak, düzenli planlı olmak elbette harika bir özellik. Ancak, hayat bazen yaptığımız planları umursamayabiliyor. Böyle durumlarda paniğe kapılmak, motivasyonu düşürmek ya da bir anda bütün işi gücü bırakmak yerine bunu, yeni kapılar açacak bir sürpriz olarak değerlendirmelisiniz. Başarıyı sağlayan düzen ve disiplin için zaman zaman krizlerin de yaşanması maalesef gerekebiliyor. Olası krizlere karşı hazırlıklı ve esnek olur, plan programınızı güncellemek için bir fırsat olarak değerlendirirseniz gücünüze güç katmış olursunuz.
Paylaşımcı olun
Hangi konuda paylaşımcı olmalısınız? Aslında hemen her konuda. Ama bu yazının ana teması çerçevesinde asıl kastettiğimiz bilgi ve deneyimin cömertçe paylaşılması. Bir başka deyişle, her fırsat bulunduğunda “bilginin sadakası”nı verme. Karmaşık hukuki konuları nasıl çözdüğünüz, önemli davaları nasıl kazandığınızla ilgili meslektaşlarınıza, özellikle de stajyer avukatlara yol gösterecek ipuçları vermekten çekinmeyin. Burada mesleki sırlarınızı paylaşmanızdan değil; problem çözerken, işlerinizi tamamlarken, hatta mesleğinizle ilgili yeni gelişmeleri öğrenirken kullandığınız yöntem ve teknikleri, kestirme yolları paylaşmanızdan bahsediyoruz. Başarıya ulaşmanın en kestirme yolunun modelle olduğunu unutmamalı. Ayrıca deneyim ve bilginizi paylaşmanız o kadar da korkulacak bir durum değil. Çünkü bir fikri en iyi gerçekleştiren, zaten onun üzerinde bizzat çalışmakta olandır.
Kıyaslamayın
Ne kendinizi mesleğinizde dünyanın merkezine koyun ne de diğer meslektaşlarınızı dev aynasında görün. Tek rakibiniz kendiniz olmalı. En iyi hâliniz için çalışıp çabalayın. Kariyerinizi başkalarınınkiyle kıyasladığınızda daha başarılı olmaz, aksine duygusal ve psikolojik çöküntüye düşersiniz. İçinde bulunduğunuz durumun hırs mı çaba mı olduğunu iyi değerlendirmelisiniz. Gözünüz başkalarının iş yaşamında, başarılarında, kariyer basamaklarında olursa yol alamazsınız. Hiçbirimiz evrenin merkezi değiliz, bizim dışımızda da bir dünya var.
“Bardak dolu” demeyi alışkanlık edinin
Bardağın boş tarafını görmeye meyilliyseniz hata kabul etmeyen, eksikliklerden hoşlanmayan ve olumsuz olaylara odaklanan bir yapınız var demektir. Mükemmeliyetçilik, başarının altın anahtarı gibi görünse de insanın elini kolunu bağlayan, cesur adımlar atmasını engelleyen ya da bir süre geciktiren bir özellik. İş hayatında her zaman sıkıntılar yaşanabilir, her şey istediğimiz gibi ilerlemeyebilir. Bardağın sadece boş tarafıyla değil dolu tarafıyla da ilgilenmeli, çoğu zaman elimizdeki imkânlarla yetinebilmeliyiz. Her şeyin dört dörtlük olmasını istemek de her eksikliklere odaklanmak da çok yorucudur ve başarıya giden yolu yokuşlarla doldurur.
Sessizlik seansları yapın
Bu kadar gergin, temposu yüksek ve sürekli sorun çözmeye odaklı bir mesleği bünyeniz nasıl kaldırıyor? İşe kendinizi kaptırıp zaman zaman kendinizden vazgeçtiğinizi fark ettiğiniz oluyor mu? Olmuyorsa, şu andan itibaren olsun. Geçim derdi elbette önemli, ama siz daha önemlisiniz. Öncelikleriniz para kazanmak mı aileniz mi kariyer mi kendiniz mi? Ruh ve beden sağlığınız yerinde olursa kazandığınız parayı ağız tadıyla yiyebileceğinizi muhakkak siz de biliyorsunuz. Başarıya giden yolda, kendinize mutlaka vakit ayırın. Çok yoğun çalışıyor olsanız bile günde birkaç dakikanızı insanlardan, gürültüden ve işten arındırılmış şekilde geçirmeye özen gösterin. Aslında “kendinize özen” gösterin. Bunu ister gözlerinizi kapatıp kendinizi dinleyerek veya hiçbir şey düşünmeyerek, ister meditasyon ya da yogo yaparak deneyimleyin. Sizi rahatlatan, yenilenmenizi ve enerji toplamanızı sağlayann her ne ise, bu birkaç dakikalık sessizlik seansında onu yapın. Sessizlik seansı yapmak için bir iki dakikanız bile yok mu? Yanılıyorsunuz, vakit var niyet yoktur.
Güncellenin
Her işimizi gören elimizdeki akıllı telefon bile neredeyse her ay güncellenip sürüm yükseltirken, onu kullanan bizler gelişmeden, güncellenmeden aynı kalmaya nasıl devam edebiliriz? Kitap okumayan, yazmayan, tiyatroya gitmeyen, herhangi bir hobiyle ilgilenmeyen, yeni eğitimler almayan ama işinde başarılı olmuş birini gördünüz mü hiç? Dışarıdan işi dışında hiçbir şeyle meşgul olmadığını zannettiğimiz herkesin onu başarıya taşıyan “güncellenme” girişimi mutlaka vardır. Bir avukat olarak bol bol okuduğunuza şüphe yok. Ancak psikoloji gibi farklı disiplinlerden kitaplar da okumalı, hatta romanları elinizden düşürmemelisiniz. Örneğin diksiyon eğitimi almayı düşündünüz mü? Beden diliyle ilgili bir profesyonelin atölyesine katıldınız mı? Başarı, sadece mesleğinizle ilgili konularda çok bilgili olmanıza bağlı değildir. Kariyerinize, kişisel gelişiminize ve mesleğinize katkı sağlayacak eğitimler almalı, uğraşlar içinde olmalısınız.