2019 Türkiye’sinde Anayasa ve İnsan Hakları Hukuku

İlim Kültür Eğitim (İLKE) Vakfı tarafından yayımlanan 2019 Hukuk İzleme Raporu‘nda Anayasa yargısındaki sayısal veriler Anayasa ve İnsan Hakları Hukuku başlığı altında detaylandırıldı. Raporda öne çıkan noktalar ve istatistikler şu şekilde:

  • Kanunlaşan olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamelerine karşı açılan iptal davalarından dolayı Anayasa Mahkemesi’ne açılan iptal davalarının sayısında 2018 yılında artış yaşandı.
  • Anayasa Mahkemesi 2019 istatistiklerine göre iptal davaları yönüyle son on yıldaki en fazla başvuru ve bu başvuruya göre en yüksek oranda ret kararı 2018 yılında verildi.
  • Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla yapılan başvurular özellikle son iki yılda azalma eğilimindedir.
  • 2019 yılında Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurular bir önceki yıla göre artış gösterdi. Bu artış, en yüksek sayıda başvurunun yapıldığı 2016 yılı sonrasında görülen ilk artıştır.
  • 2019 yılında Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru kararlarında ihlal kararı en çok mülkiyet hakkına yönelik olarak verilmiştir. Daha önceki yıllara kıyasen 2019 yılında adil yargılanma hakkı ihlal sayıları gerilerken mülkiyet hakkı ve ifade özgürlüğü ihlallerinde ise artış yaşanmıştır.
  • Adil yargılanma hakkında verilen ihlal kararlarının 2014 ve 2015 yıllarında 300 civarında olduğu görülmektedir. 2018 ve 2019 yılında ise bu sayı 100 civarına inmiştir.
  • 2019 Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru ihlal kararlarında, adil yargılanma hakkının alt dalı olarak 50 ihlal kararı ile ilk sırada gerekçeli karar hakkı yer almıştır. 48 ihlal kararı ile mahkemeye erişim hakkı ve 40 ihlal kararı ile makul sürede yargılanma hakkı sıralamayı takip etmektedir.
  • 2013-2019 yılları arasında Anayasa Mahkemesi’nde adil yargılanma hakkına ilişkin verilen ihlal kararlarının %75,5’i makul sürede yargılanma hakkı ile ilgilidir. Bu oran 2013 yılında %69,2 iken 2017 yılında %87,7’ye yükselmiş, 2019 yılında ise %23,7’ye düşmüştür.
  • Ayrımcılık yasağı ihlal başvurularının alt konularına bakıldığında, 27 başvuru ile tüm başvurunun %38,5’ini oluşturan mobbing ilk sırada yer almıştır. Kamu ve özel sektörde artan mobbing iddiaları, kuruma yapılan başvuru sayısında kendini göstermiştir. İkinci sırada yer alan doğrudan ve dolaylı ayrımcılık iddiası, tüm ayrımcılık yasağı ihlal başvurularının %20’sini oluşturmaktadır. Din temelli ayrımcılık iddiası ise %5,7 ile üçüncü sırada yer almaktadır. Seç- me ve seçilme hakkı da din temelli ayrımcılık iddiası ile aynı orana sahiptir. Ayrımcılık yasağı ihlal başvuruları içerisinde; etnik köken temelli ayrımcılık iddiası, medeni hâl temelli ayrımcılık iddiası ve sosyal hizmetlerde ayrımcılık iddialarının her biri de %4,28 orana sahiptir.
  • AİHM nezdinde, adil yargılanma hakkı, ifade özgürlüğü, özgürlük ve güvenlik hak ihlali kararlarının ilk sıralarda olduğu görülmektedir.
  • Diğer taraftan 2018 yılı AİHM’ye başvuru sayılarında ifade özgürlüğü ihlal iddiasının ikinci sırada yer alması, önceki senelere nazaran dikkat çekici bir artıştır. İfade özgürlüğü ihlal iddiası, Anayasa Mahkemesi bireysel başvurularında da adil yargılanma ve mülkiyet hakkı ihlal iddiasından hemen sonra üçüncü sırada yer almıştır. Dolayısıyla hem AİHM hem de Anayasa Mahkemesi bireysel başvurularında verilen ihlal kararlarında ortak şekilde adil yargılanma ve ifade özgürlüğü, öne çıkan hak ihlallerindendir. 

İLKE Vakfı’nın hazırladığı Hukuk İzleme Raporu 2019’un kaynağına buradan ulaşabilirsiniz. Raporun tamamını aşağıdan inceleyebilirsiniz.