5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlüğe Girmesinin 17. Yıl Dönümü

Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu’ndan sonra yeni bir ceza kanununun yapılması 2000’li yılların başında gündemdeydi. Meclis, bu konuyla ilgili çalışmalarını tamamladı ve yeni Türk Ceza Kanunu, 26 Eylül 2004 tarihinde kabul edildi. 12 Ekim 2004’te yeni Türk Ceza Kanunu Resmî Gazete’de yayımlandı. 16 yıl önce bugün ise 1 Haziran 2005 tarihinde 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu yürürlüğe girdi. 

Cumhuriyetin ilk yıllarında ceza kanunu

1926 yılının şubat ayında İsviçre Medeni Kanunu’nu Türkçeye çevirerek Medeni Kanun olarak kabul eden yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendisine bir ceza kanunu arayışına girmişti. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu konuyla ilgili çalışmalarına başlarken önce Avrupa devletlerinin yasaları incelendi. 

İtalya’da başbakanlıkta yapmış ve o dönemin Adalet Bakanı olan Giuseppe Zanardelli’nin adını taşıyan 1889 tarihli Zanardelli Yasası, Adalet Bakanı Mahmut Esad Bozkurt öncülüğündeki Eskişehir Komisyonu tarafından Türkçeye çevrildi. Yeni Türk Ceza Kanunu, 29 Ocak 1926’da Başvekil İsmet İnönü imzasıyla meclise gönderildi.

Mecliste yapılan görüşmelerin ardından 1 Mart 1926’da 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu kabul edildi. Yasa, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ve Başbakan İsmet İnönü’nün imzalarıyla 13 Mart 1926 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

765 Sayılı Türk Ceza Kanunu’na 1936 yılında 141 ve 142. maddeler eklenerek önemli bir değişiklik yapıldı. Maddelerde bir kişi, grup ya da zümrenin devleti devirmeye yönelik girişimde bulunması ya da toplumda bir sınıfı yada zümreyi yönetme girişimlerinin para cezasının yanı sıra ağır hapis ve ölüm cezasına çarptırılması yer almaktaydı. 

Farklı yıllarda komisyonlar kuruldu

1960’lı yıllardan bu yana ceza hukukundaki yeni ve demokratik çalışmalar yapılması zaman zaman gündeme gelmekteydi. Adalet Bakanlığı bu amaçla, Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer‘in Başkanlığında 14.1.1985 tarihinden itibaren sivil ve askerî Yargıtay üyeleri, savcılar, hâkimler, avukatlar, öğretim üyeleri ve Adalet Bakanlığı mensuplarından oluşan üç komisyon görevlendirdi. İlk komisyon 14.1.1985 tarihinde kuruldu ve 1989 Türk Ceza Kanunu tasarısını hazırladı. İkinci komisyon 6.6.1996 tarihinde kuruldu ve 1997 Türk Ceza Kanunu tasarısını yaptı. Üçüncü ve son komisyon 21.12.1999 tarihinde kuruldu ve 2001 Türk Ceza Kanunu tasarısını oluşturdu. 

Hazırlanan tasarı 12 Mart 2003’te komisyon tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderildi. Kanun tasarısı, mecliste görüşülmeye başlandı ve 26 Eylül 2004 tarihinde yeni Türk Ceza Kanunu, bazı maddeleri çıkartılarak kabul edildi. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu, 12 Ekim 2004’te Resmî Gazete’de yayımlandı. Madde gereği 1 Haziran 2005’teyse Türk Ceza Kanunu yürürlüğe girdi. 1 Mart 1926 tarihinde kabul edilen 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu, 1 Haziran 2005 tarihi itibarıyla tüm ek değişiklikleriyle birlikte yürürlükten kaldırıldı. Böylelikle 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu 78 yıl yürürlükte kalmış oldu.  

Türk Ceza Kanunu’nun amacı ilk maddede belirtililir. Madde 1’de “Amacı; “kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir” ibaresi yer alır. 

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ayrı ayrı iki kitapta yazıldı. İlk kitapta genel hükümler yer alırken ikinci kitapta özel hükümler yer aldı. İlk kitap; Temel İlkeler, Tanımlar ve Uygulama Alanı, Ceza Sorumluluğunun Esasları, Yaptırımlar olarak üçe ayrıldı. İkinci kitap ise Uluslararası Suçlar, Kişilere Karşı Suçlar, Topluma Karşı Suçlar, Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler olarak dörde ayrıldı. 

12 Ekim 2004 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan yeni Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bazı önemli maddeler

  • MADDE 8. – (1) Türkiye’de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya tamamen Türkiye’de işlenmesi veya neticenin Türkiye’de gerçekleşmesi halinde suç, Türkiye’de işlenmiş sayılır.
  •  MADDE 9. – (1) Türkiye’de işlediği suçtan dolayı yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş olan kimse, Türkiye’de yeniden yargılanır.
  • MADDE 20. – (1) Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.
  • MADDE 47. – (1) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlünün hayatı boyunca devam eder, kanun ve tüzükte belirtilen sıkı güvenlik rejimine göre çektirilir.
  • MADDE 51. – (1) İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır.
  • MADDE 76. – (1) Bir planın icrası suretiyle, milli, etnik, ırki veya dini bir grubun tamamen veya kısmen yokedilmesi maksadıyla, bu grupların üyelerine karşı aşağıdaki fiillerden birinin işlenmesi, soykırım suçunu oluşturur:
  • MADDE 99. – (1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • MADDE 103. – (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 
  • MADDE 116. – (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • MADDE 134. – (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
  • MADDE 138. – (1) Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde altı aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
  • MADDE 141. – (1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
  • MADDE 143. – (1) Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar artırılır.
  • MADDE 179. – (1) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişiye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.
  • MADDE 180. – (1) Deniz, hava veya demiryolu ulaşımında, kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye taksirle neden olan kimseye üç aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
  • MADDE 243. – (1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
  •  MADDE 299. – (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • MADDE 300. – (1) Türk Bayrağını yırtarak, yakarak veya sair surette ve alenen aşağılayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu hüküm, Anayasada belirlenen beyaz ay yıldızlı al bayrak özelliklerini taşıyan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik alameti olarak kullanılan her türlü işaret hakkında uygulanır.
  • MADDE 301. – (3) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

MADDE 309. – (1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.