Av. Arb Sapmaz: Taraflar Ticari Uyuşmazlıklarını Hızlıca Çözmek İstiyor

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı ve İstanbul Tahkim Merkezi’nin düzenlediği (ISTAC) Arabuluculuk Okulu eğitimlerinde “Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk” konuşuldu. Yayına katılan Av. Arb. Hülya Sapmaz, önemli bilgiler aktardı.

Arabuluculuğun İlk Yılları İletişim Odaklıydı 

Yayına katılan Av. Arb Hülya Sapmaz, Türkiye’de arabuluculuğun üç döneme ayrılması gerektiğini belirtti. Sapmaz “Uygulayıcı ilk arabulucuların Arabuluculuk Daire Başkanlığı’na kayıtlı arabulucuların, arabuluculuk yapmaya başladıkları yıl 2013. 2013-2018 arası Türkiye’de arabuluculuğun henüz tanınmadığı gönüllü arabulucuların arabuluculuğu tanıtmak için çok çaba sarf ettiği, emek verdiği derneklerin kurulduğu, sivil toplum kuruluşlarında, üniversitelerde, kongre ve konferanslarda bu işe gönül verenlerin toplumsal değişim için barışın yayılması için önemli olduğuna inananların bir araya geldiği bir dönemdi. Arabuluculuğun tanıtımı için yoğun çabalar vardı. Bu dönemde iletişim odaklı kolaylaştırıcı bir model uygulamasına gidildi.” dedi.

Dava Şartı İlk Kez İş Hukukunda Görüldü

Arabuluculukta 2018-2020 yılları arasının ikinci bölüm olduğunun altını çizen Sapmaz, bu dönemde dava şartının getirildiğini ifade etti. “Bu dönemde arabulucunun görev tanımında farklılaşma yaşandı” diyen Sapmaz, buna açıklık getirdi. “Arabulucu bu dönemde artık çözüm önerisi getiren ve uzmanlık eğitimi almış üçüncü bir kişi olarak tanımlanmaya başlandı. Arabulucunun çözüm önerisi getirmesi ilk dava şartı uygulaması olan iş hukukunda görüldü. İş hukukunda sadece uzmanlık eğitimi alabilenler dava şartı kapsamında başvuruları kabul ediyordu.” ifadelerini kullandı.

Sorumluluklar Yetkinlikler Artıyor

2020 yılının Aralık ayında üçüncü döneme geçildiğini anlatan Av. Arb. Sapmaz, bu dönemde uzman arabuluculardan beklentilerin farklı olduğunu söyledi. Sapmaz “Uzmanlık eğitimiyle birlikte yükümlülüklerimiz de alanda yetkinliğimiz de artıyor. İletişim, müzakere becerilerinin yanı sıra maddi hukuk bilgisinin de nasıl kullanılacağı bize gösteriliyor.” yorumunda bulundu.

Ticari uyuşmazlıklarda uygulanacak yöntemin son derece önemli olduğunu ifade ederken dava şartının getirilmiş olmasına rağmen anlaşma oranlarında artış yaşanmadığını vurguladı. Oranlarda artış yaşanmaması üzerine uzmanlık eğitimlerinin tekrar gündeme geldiğini belirten Sapmaz, ticari uyuşmazlıklarla ilgili uzmanlık modülü biriminde farklı özel alanların yaratılması ihtiyacının olduğunu yönündeki fikirlerin tartışıldığını sözlerine ekledi.

Taraflar için Ticari İlişkinin Devamı Önemli

Ticari uyuşmazlıklarda tarafların beklentilerini sıralayan Sapmaz “Problemlerini ya da ticari uyuşmazlıklarını çabuklukla halledebilmek istiyorlar. Bir de onlar için sürdürülebilirlik önemli. Kazancın, ticari ilişkinin, kârın sürdürülebilirliği önemli. Bunu sağlayan uyuşmazlık çözüm yöntemi ilkeli müzakere yöntemidir. Bu yöntemin sahibi Dr. C. Karrass, ‘İş hayatında hakettiğinizi değil, müzakere ettiğinizi alırsınız’ diyor. Bu şiardan yola çıkan Karrass dünyanın en önemli zincir şirketlerine bu yöntemi öğretiyor.” dedi.