Av. Türkekul: Yayıncılığın Temelinde Basın Özgürlüğü Var

Avukat Hakları Grubu’nun çevrim içi yayınında “Radyo ve Televizyon Hukuku” ele alındı. Yayına konuşmacı olarak katılan Erdem Türkekul internet yayınları, telif hakları ve reklam düzenlemelerinin hukuki boyutuyla ilgili önemli bilgiler verdi.

Ülkemizde Pek Çok Yayıncı Var

Radyo ve televizyon yayınlarıyla ilgili yasal düzenlemeler hakkında bilgi veren Av. Erdem Türkekul “6112 Sayılı radyo televizyon kuruluşlarıyla ilgili bir kanun var. Bu kanun ve ikincil düzenlemelerle bütün alan düzenleniyor. Kanun aslında başka durumları da düzenliyor. İsteğe bağlı yayın hizmeti var. Onları da düzenliyor. Televizyon hizmeti bizim ülkemizde dünyaya göre çok eşi benzeri olmayan pek çok yayıncı kuruluşun olduğu bir dünya. Ulusal yayın kuruluşları çok fazla. Yerel, bölgesel kanallar var. Kablolu yayınlar ya da uydudan yayın yapan kanallar mevcut. Tüm bunların hepsini topladığınızda yüzlerce yayın kuruluşu var.” dedi.

İsteğe Bağlı Yayınlar RTÜK Kontrolüne Girdi 

İnternet üzerinden yapılan yayınlarla ilgili yasal düzenleme getirildiğini belirten Türkekul “Kanunumuza 2018’de bir madde geldi ve internetteki bütün yayınları kapsayacak şekilde radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetleri RTÜK’ün kontrolüne girdi. Ama şu an kanunun ve ilgili yönetmeliğin ifadeleri çok geniş. Dolayısıyla istenen bir çok kanalı 6112’ye tabi kılmamız mümkün. Bugün itibarıyla kanun geniş ve uygulanabilir hale geldi.” ifadelerini kullandı.

Yayıncılık Alanı Geniş Bir Alanı Kapsamakta

Av. Türkekul, radyo ve televizyon yayınlarının pek çok hukuki alanla bağlantısı olduğunun altını çizdi. Türkekul “Yayıncılık, hemen hemen her konuyu kapsar. Geniş bir çerçevede olduğunu söylemek mümkün. Yayıncılığın temelinde iletişim özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü vardır. Haber dediğinizde kişilik haklarının ihlali söz konusu olur. Buradaki Anayasal iki hakkın karşılıklı çarpışması söz konusu olur. Televizyonlar ve radyolarda yayınlarda yer vermiş oldukları eserlerle ilgili mutlaka telif hakları yönünden bir ilişkileri olur.” şeklinde konuştu.

Meslek Birliklerinin Yüksek Telif Bedelleri Sorun Yaratıyor

Televizyon kanallarının telif bedelleri için ödeme yaptığını ifade eden Türkekul, ödemelerinin eser sahiplerine değil mesleki kuruluşlara yapıldığını ifade etti. Televizyonlar kendi yayınlarında yer vermiş oldukları müzik eserleriyle ilgili hem eser sahipleriyle hem icracı sanatçılarla hem de yapımcılarla sözleşme yapmaları gerekir. Fakat binlerce kişiyle sözleşme yapılması doğal olarak uzun süreceği için meslek birlikleri üzerinden anlaşma yapılır. Meslek birliklerinin talep etmiş oldukları bedeller de yayıncılar açısından ciddi bir gider kalemi oluşturur.” diyerek telif hakları konusunda yaşanan ekonomik sorunlardan söz etti.

RTÜK’ün Reklamla İlgili Yapılan Hatalara Tahammülü Yok

Yayıncıların reklam gelirlerinde uyması gereken kurallar olduğunu, bu kurallara uyulmaması halinde cezai yaptırımların olduğunu ifade eden Türkekul, konuşmasının devamında şunları söyledi: 

Yayıncı kuruluşların reklamla ilgili ilginç bir durumu var. Türkiye’de reklamla ilgili düzenlemeler bütün mecralar için uygulanır ve aynıdır. Bu genel düzenlemelerin ötesinde 6112’de bazı düzenlemeler vardır. Hem reklamın süresiyle ilgili içeriğe yönelik de bazı ürünlerin reklamının televizyonda yapılamaması, bazılarının kısıtlı yapılması, çocuklarla ilgili reklamların çok daha kısıtlı yapılıyor olması, bazı ürünlerin tanıtımında tanıtıcı bilgilerin daha kısıtlı olması gibi ayrıntılı düzenlemeler vardır. Yayıncı kuruluş reklamla ilgili bir hata yaptığında hem Reklam Kurulu’nun kendi mevzuatı çerçevesinde vereceği cezayla karşılaşır. Hem de aynı reklamdan dolayı RTÜK’ün verdiği cezayla karşılaşır.

İsteğe Bağlı Yayınlar Televizyonun Yerini Alacak

Televizyon ve radyonun yerini ilerleyen süreçte internet yayınlarının alacağını belirten Türkekul, “2019 Nisan ayında Türkiye’de televizyon izleme saati ortalama 4.5 saat. Bu dünyaya göre çok yüksek bir sayı. Fakat 2020’de bu sayı 6 saate çıkmış durumda. Böyle olduğu için televizyonlar reklam pastasının yüzde 50’sinden fazlasını alıyorlar. Bu da dünya geneline bakıldığında çok yüksek bir oran. Ama bu böyle gitmiyor olacak. Televizyondan ziyade artık isteğe bağlı yayın hizmetleri, internetteki platformlar bunların yerini alacak. Bu değişim dünyada hızla gerçekleşiyor. Bu değişim bizde de gerçekleşiyor ama televizyon yerini koruyor.” dedi.