Feyzioğlu: Demirel yargı reformunu bizim evde mi açıkladı?

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Av. Metin Feyzioğlu, Erzurum Barosu ziyaretinde yaptığı basın toplantısında yeni adli yıl açılış töreninin Beştepe yapılmasına dair eleştiriler ve bazı baroların olağanüstü genel kurul çağrısıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Feyzioğlu’nun basın toplantısından öne çıkan satırlar şu şekilde:

Mesele yargı bağımsızlığı değil

Ecevit yargı reformunu açıklarken Yargıtay’da mı açıkladı? Başbakanlık’ta açıkladı. Süleyman Demirel yargı reformunu bizim evde mi açıkladı? Başbakanlık’ta açıktı. Bugün başbakanlık yok. Millete en üst seviyede taahhüt verme görev sorumluluğunda olan Cumhurbaşkanı açıkladı. Oraya da bazı arkadaşlar gelmedi. Onlar için mesele yargı bağımsızlığı değil, Cumhurbaşkanı’na gidip gitmemek meselesidir.

Kadın şiddetini Alman Şansölyesi’ne değil Cumhurbaşkanlığı’na götüreceksiniz.

Cumhurbaşkanlığı sistemini benimseyebilirsiniz. Parlamenter hükûmet olsun diyebilirsiniz. Anayasa’ya ilişkin olması gereken noktasında itirazlarınız olabilir. Ama şimdi bu Anayasa yürürlüktedir. Buna göre faaliyet gösteriyoruz. Yargı reformu belgesi açıklanırken külliye diye “Biz Cumhurbaşkanı’na gitmeyiz.” dediğiniz anda başka bir şey oluyor. “Ben devletle iş konuşmam.” diyorsunuz. Ama biz bu devletin içinde iş yapmak durumundayız.

Türkiye’nin şu anda hükûmet merkezi orasıdır. Ben yapmadım, siz yapmadınız. Anayasa değişti, hükûmet merkezi böyle oldu. Biz de kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü olarak oraya gidiyoruz. İstanbul Belediye Başkanı randevu istiyor, oraya gidiyor. Ankara Belediye Başkanı, işi varsa oraya gidecek. Devletle iş yapmak zorundaysanız örneği kadına şiddeti önlemeye çalışıyorsanız bunu Alman Şansölyesi’ne, Berlin’e değil Ankara’ya Cumhurbaşkanlığı’na götüreceksiniz. “Ben oraya gitmem.” dediğinizde samimi olmak lazım.

Biz de adli yıl açılış töreni başka yerde yapılsın istedik

Adli yıl açılışı sebebiyle gelmeyen kıymetli meslektaşlarımı anlıyorum, olabilir biz de başka yerde yapılsın istedik. Oraya gitmenin bu millete ve bu meseleye getirisi nedir? Gitmemenin zararı nedir? Dedik ki aramızda “Gidip doğrudan doğruya Sayın Cumhurbaşkanı’na, Meclis Başkanına, Bakanlara, yüksek yargının mensuplarına orada anlatmalıyız.”. Fena mı oldu? Çözüm daha da hızlandı.

Yargı Reformu Strateji Belgesini gölgelemeyin

“Biz ne yapmışız?” diye sordum arkadaşlarıma. Biz ne yaptık, hangi suçu işledik ki aramızda bazı sevgili arkadaşlarımız böyle bir tepki gösteriyor? Biz şunu yapmışız: On bin değil, yüz bin değil sadece bir kalemde iki yüz elli bin iş imkanı yaratıyoruz genç avukatlara. Bu yargı reformu strateji belgesinde var? Yargıtay Başkanımız da kürsüye çıktığında “Birlik başkanının cümlesine katılıyorum.” dedi.

“Biz ne yaptık?” dedim. Avukatlarımıza iş imkanı buluyoruz. Bundan niye rahatsız olunuyor, kim rahatsız olabilir? 47 bin meslektaşım beş yılın altında, bunların işi yok. Ben çekiyorum bunun derdini, her gün bu dert bize yansıyor, başkanlarıma yansıyor. Bu ülkenin baro başkanlarına yansıyor. Biz buna çözüm buluyoruz. Yargı reformu strateji belgesinin sadece avukatlara çözüm sunduğunu vatandaşlarımız sanmasın. Bu belgeyi açıklayan konuşmamızda izah ettiğimiz üzere avukatın sorunun çözen her adım vatandaşın da sorununu çözüyor.

25 bin avukat, kölelik şartlarında çalıştırılıyor

25 bin stajyer avukat var. Kölelik şartlarında çalıştırılıyor. Hepsine ücretli çalışma imkanı, sigortalı olma imkanı getiriyoruz. Peki sınav? Dünyanın neresinde avukatlık mesleğine sınavsız giriş kaldı? Türkiye’de bunu toptan çözüyoruz. Hukuk mesleklerine girişte bir baraj getiriyoruz. Bu muazzam bir şey, bu konuda tam bir konsensüs sağlandı.

Peki bundan 3 ay önce genel kurul yaptık, 3 ayda ne değişti de genel kurul isteniyor? Yargı reformu strateji belgesi somutlaştı, avukatların ve vatandaşlarımızın adalete ilişkin haklı şikayetlerini çözüme bağlayacak yol haritası ortaya kondu ve ilk kanunlaşacak paket yazıldı. 3 ayda değişen bu. O zaman bize düşen gündemimizi sadece buna odaklamak yani çözüme odaklamak. Biz soruna çözüm bulmaya çalışıyoruz. Her çözüme sorun bulanlardan olmadık, sorunlara çözüm bulanlardanız üstümüze düşeni yapmaya devam edeceğiz. Başka hiçbir gündemimiz yok bizim.

Arkadaşlardan da istirhamım bunu gölgeleyecek, engelleyecek hiçbir şey yapmayın. Yürüyelim, ucuna geldik, yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Bu güzel ortamı baltalamak, gölgelemek emin olun genç avukatlara, stajyer avukatlara, cezaevlerinde adliyelerde adalet bekleyen yüz binlerce insanımıza haksızlık olur. Gelin bunu birlikte çıkartalım.

Kamuoyunu kendi iç sorunlarımızla meşgul etmeye gerek yok. Bu konular bizim iç sorunumuz kamuoyunun sorunu değil.

Hukuk devleti, sloganla olmaz

Hukuk devleti sloganla olmaz. Hukuk devleti parlak yıldızı vatandaşın eline verebilirsek gerçekleşir. Bunu da diyalogla yapacağız. Kapıyı çalarsınız,  sorunları söylersiniz, dinlenmezsiniz, “Böyle bir sorun yok.” denir. O zaman hep birlikte protesto edelim. Kapıyı çalarsınız, “Buyur gel, sorunları anlat.” denir, anlatırsınız. Biz kapı çaldık açılmadı mı? İki sene önce devlet kapısı vatandaşa kapanamaz demiştik, o kapı bize açıldı. Bize açık, herkese açık, bizim vatandaşımıza açık.

El birliğiyle bütün bu sorunları çözüm yoluna sokacak yargı reformu strateji belgesini hayata geçiriyoruz. Özgürlükleri güvence altına alacak düzenlemeleri getiriyoruz. Avukatın günlük sorunlarını çözümler düzenleme ile hayata geçiyor. “Ekim ayında Meclis açılır açılmaz birinci önceliği olmalıdır.” dedi Sayın Cumhurbaşkanı. Şimdi size soruyorum biz avukatların bin tane sorununu çözmek için, stajyer avukatların sorunun çözmek için, 82 milyon vatandaşın sorununu çözmek için Alman Şansölyesiyle mi görüşmeliyiz? O zaman İngiliz Başbakanına mı gitseydim? Elbette Türkiye’yi kim yönetiyorsa ona gittik, gideceğiz. Gittiğimizde hüsnü kabul gördük.

Türkiye Barolar Birliği sürekli kurultay peşinde koşan yapı değildir. Türkiye Barolar Birliği hizmet peşinde koşan bir yapıdır. Başka yapılarla karıştırılmazsa iyi olur.