Kripto Varlıklarda Son Hukuki Durum

Kripto paralar son zamanlarda hayatımızın bir parçası olmaya başladı ve etkisi giderek artmaya devam ediyor. Henüz hukuki bir düzenleme yapılmamış olması bu konuda pek çok soru işaretlerini de beraberinde getirmekte. Türkiye Hukuk olarak Ankara Barosu Sermaye Piyasası ve Finans Hukuku Kurulu Başkanı Av. Oğuz Evren Kılıç ile İstanbul Barosu Banka ve Finans Hukuku Komisyonu Başkanı ve aynı zamanda BtcTürk Baş Hukuk Müşaviri Av. Ayça Aktolga’ya kripto paraların yasal boyutu hakkında sorular sorduk. 

Kripto paraların vergilendirilmesiyle ilgili belirsizlik sürerken Av. Aktolga kripto varlıkların sınıflandırılması yapıldıktan sonra vergilendirilmesinin mümkün hale gelebileceğini ifade etti.

Bitcoin ve alt coin olarak ayırmaktansa kripto varlıkların ne şekilde sınıflandırılacağına yönelik bir vergilendirmede ayrıma gidilebilir. Menkul kıymet olarak ihraç edilen Security Token’larda bir ihraç söz konusuysa o kapsamda vergilendirmenin menkul kıymet vasfına göre yapılacağını düşünüyoruz. Elektronik para vasfına haiz kripto varlık söz konusuysa vergilendirmenin elektronik para vasfına haiz alınacağını düşünüyoruz. Gayrimenkule dayalı bir kripto varlık ihracı olup olmadığı, menkul kıymete dayalı ya da elektronik para vasfına haiz olup olup olmadığı tespit edildikten sonra vergilendirme yapılır. 

Vergilendirme için Önce Mevzuatta Tanımlanmalı

Av. Oğuz Evren Kılıç ise 2018 yılında İngiliz otoriteleri tarafından yapılan bir tanımla kripto paraların “kripto varlık” olarak adlandırıldıklarını belirtirken vergilendirme yapılabilmesi için ilk olarak kripto varlıkların mevzuatta tanımının yapılması gerektiğini söyledi. 

Kripto paralardan elde edilen kazançların vergilendirilmesi hususunun Bitcoin ya da altcoinlerden edinilecek kazançlar olarak ayrıştırılması hem hukuken hem de mantıki olarak mümkün değil. Bitcoin’le altcoinler arasında hukuki ya da teknik bir ayrım yok. Hepsi kripto varlık. Artık kripto para da doğru bir tanım değil. Kripto varlık olarak geçiyor. Son yönetmelik düzenlemelerinde de karşımıza böyle çıktı. 2018’de İngiliz otoritelerinin kripto varlık tanımlamasından sonra tüm dünyada artık kripto varlık ifadesi yaygın olarak kullanılıyor. Bundan dolayı kripto varlıklar arasında herhangi bir ayrım yapılmayacaktır. Geriye dönük vergilendirme olup olmayacağı hususu çok konuşuluyor. Normalde evrensel hukuk ilkeleri gereğince ve ülkemizde var olan anayasal sistem ve hukuk sistemi gereğince de kanunların geriye yürümezliği genel bir kural olarak geriye dönük vergi alınmama ilkesi hâkim. Fakat burada yasa koyucunun ve siyasi iradenin tavrı çok önemli. Ama bir hukukçu olarak bu işe hukuk çerçevesinde cevap verecek olursam normal şartlar altında şu anda kripto varlıkların herhangi bir tanımı yapılmadığı için önce tanımının yapılması gerekiyor. Sonra bunlardan edinilecek kazançların tanımının tasnifi ve yasal düzenlemesi yapılması gerekiyor. Ondan sonra vergisi alınmalı. Vergi alınması için yasal düzenleme silsilesinin tamamlanması lazım. Bu tamamlanmadıkça geriye dönük olarak vergilendirme çıkarılmasını mümkün görmüyorum. Zira Gelir Vergisi Kanunu başta olmak üzere ilgili vergi mevzuatımızda kripto varlıklarla ilgili olarak bir tanım, tasnif olmadığı gibi bunlardan elde edilen kazançlarla ilgili tanım, tasnif yok. Bundan dolayı henüz var olmayan yasal düzenlemesi yapılmamış bir alandan edinilmiş olan kazançlardan bir hukuki tanım yapılmamış olduğu için vergi talebinde hukuken bulunabileceğini düşünmüyorum. Kripto varlıkların alım satımından veya tutulmasından kaynaklanacak bir kazancın vergilendirilmesi söz konusu olacaktır. 

Sadece Ödeme Aracı Olarak Kullanılmaması Yasaklandı

Kripto paraların ticarette kullanılmasının yasaklanmasıyla ilgili dünyada başka bir örneğinin olmadığını belirten Aktolga, ilerleyen zamanda kripto varlıklarla ödeme yapılmasının daha genişleyeceğini ifade etti. Aktolga ayrıca yasak kararlarının sıklaşacağını düşünmediğini sözlerine ekledi.

Esasında ödemelerde kullanılması yasaklandı. Ticarette kullanılması yasaklanmadı. Mevcut düzende çıkan kripto varlıkların ödemelerde kullanılmamasına ilişkin yönetmelik 6493 Sayılı Elektronik Ödeme Kuruluşlarına İlişkin Yönetmelik Kapsamında bir düzenleme yaptı. Aynı zamanda 1211 Sayılı Kanun’da bir düzenleme yaptı. Sadece Türk Lirası’nın tedavülünün ve hacminin korunması amacıyla mevcut durumda 6493 Sayılı mevzuat kapsamında bir tanım yaparak buralarda bir ödeme aracı olarak kullanılma vasfında bir yasağa gitti. Yoksa ilgili yönetmelikle Borçlar Kanunu’nu aşan bir düzenleme yapılmadı. Mevcut durumda halen takas hükümleri devrede. Yönetmelikle kanunu değiştirmek mümkün olmayacağı için Borçlar Kanunu’nu düzenleyen ve değiştiren bir düzenleme yapılmadı. Ama ülkemizde kripto varlıklara dayalı olarak kredi kartıyla kripto para alımı veya toplu halde kripto varlık veya hizmet alımı mümkün gözükmüyor. Bu yasağın giderek daha sıklaşacağını düşünmüyorum. Çünkü dünyada başka bir örneği yok. Daha ziyade kullanıma yönelik örnekler var. Nitekim çok yeni zamanda bir ülkede kripto varlıkları Bitcoin’i “legal tender” yani kendi para birimi olarak kabul etti. Artık ödemeler o ülkede o para birimi ile yapılacak. Önümüzdeki dönemde kripto varlıklarla ödeme hizmetinin daha genişleyeceğini düşünüyorum. İlk etapta ülkemizde ve başka ülkelerde daha temkinli davranmayı tercih eden yeni gelen değişiklikler endişe ve kaygıyla karşılanır. İlk başta çeşitli mevzuatsal bariyerler konulur. Daha sonra yavaş yavaş serbestliğe müsaade edilir. Genelde ülkemizde de bu şekilde gelişeceğini düşünüyorum. Şu anda ödemelere ilişkin mevzuat bariyerinin önümüzdeki dönemde ilgili varlıkların benimsenmesiyle bunlara ilişkin fırsatların görülmesiyle beraber daha esnetileceğini düşünüyorum. Uluslararası uygulamalara uygun şekilde önümüzdeki dönemde eminim ki Türkiye’de ödemelerde de kullanıldığına şahit olacağız. Günlük hayatta kullanımının yaygınlaşacağını düşünüyorum. Çünkü dünya üzerinde de günlük hayatta kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar ve projeler var. Ülkemizde de o şekilde olacaktır. Ama yeni bir mevzuat ve varlık sınıfı olduğu için endişe ve kaygıyla takip edilmesi insanların zarar görmemesi amacıyla çeşitli mevzuat bariyerlerinin oluşturulması da normal. 

Av. Kılıç ise ticarette kripto paraların kullanımına getirilen yasağın kalıcı olmayacağını, yakın bir zamanda kapsamlı bir yasal düzenleme yapılabileceğini aktardı.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından bir gece yarısı yapılan düzenlemeyle ortaya çıkan yönetmelik seviyesindeki düzenleme genel kapsayıcı olarak görülmemeli. Çünkü genel kapsayıcı bir düzenlemeyi yasa yoluyla yapabilirsiniz. Bu yapılan düzenleme hukuk tekniği açısından hatalı. Aynı zamanda yapılmış olan düzenleme sadece 4. maddeden ve 2 paragraftan ibaret. Çok kısıtlı. Fakat yine de kripto varlıkların ödemelerde kullanılmasını engelliyor. Bir para niteliğinde alışverişlerde kullanılmasını engelliyor. Aynı zamanda da Papara veya kredi kartları gibi ödeme araçlarıyla bunların alım satımının yapılmasını engelliyor. Yani siz artık kripto varlıkların alım satımını bankalardaki havale ve EFT işlemleri yoluyla yapabilir hale geliyorsunuz. Bunun kalıcı bir düzenleme olduğunu düşünmüyorum. Yakında yapılacak kapsamlı, yasal düzenlemelerle bir çerçeveye oturtulacağını; bunun tedbiri olarak geçici bir düzenleme olduğunu düşünüyorum. Başka kısıtlamalar bence gelecektir. 

Kripto Para Devlet Tarafından İhraç Edilmez

Ülkelerin kendi kripto parasını üreteceği bilgisinin doğru olmadığını vurgulayan Kılıç, devletlerin kendi para birimlerini dijital olarak ihraç edebileceklerini belirtti. 

Devletler kripto para üretmeyecekler. Dijital para ihraç edecekler.Kripto para devlet tarafından ihraç edilmez. Kripto paranın en önemli özelliği devlet dışı özel ya da tüzel kişiler tarafından ihraç edilmesidir. Devletler merkez bankaları aracılığıyla kendi para birimlerini dijital halde ihraç edecekler. Dijital Lira, dijital Yuan, dijital Euro, dijital Dolar gibi. Özellikle kitle fonlaması için ve menkul kıymet niteliğine haiz kripto varlıkların ihracıyla ilgili ciddi kısıtlamalar gelecektir. Aslında zaten var ama bunlar yasal çerçeveye oturtulacaktır. Kripto varlıkların para ve benzeri şekilde kullanılması yolunda ciddi kısıtlamalar gelecektir. Çünkü hiçbir devletin kendi parasına rakip veya alternatif ödeme aracı kolay kolay kabul edeceğini düşünmüyorum. Zira para çıkarma yetkisi devletin elindedir. Devleti devlet yapan önemli egemenlik unsurlarından biridir. Para konusunda bütün devletlerin hassasiyet göstereceğini düşünüyorum. Belki daha sınırlı alanlarda ödeme modellerinde kullanılabileceğine dair bazı yasal düzenlemeler yapılabilir. 

Kripto Para Alım Satım Platformlarını İyi Araştırmak Gerek

Kripto para alım satımı yapılan şirketlerin kullanıcı sözleşmelerinde yer alan sorumsuzluk kayıtlarının uluslararası ve ulusal düzenlemelere uygun olduğunun altını çizen Av. Ayça Aktolga, kullanıcıların kamuya açık kaynaklardan para gönderdikleri bu platformların itibarlı olup olmadığını, yönetim kurulunun tek bir kişiden oluşup oluşmadığı, Türkiye’de mukimi olup olmadığı ve sermayesi olup olmadığı gibi hususları teyit ederek araştırmaları gerektiğini tavsiye etti. 

Kullanıcı sözleşmelerinde çeşitli sorumsuzluk kayıtları mevcut. Mevcut düzende bu kadar volatil bir enstrümanın işlem gördüğü her konvansiyonel finansal kuruluşta da böyle bir sorumsuzluk kayıtları bulunmaktadır. Örneğin ihracını sizin yapmadığınız mevcut durumda kripto para alım satım platformları ihraçlarını ekseriyetle kendilerinin yapmadıkları kripto varlıkları listeleyerek onların alım satımlarını gerçekleştiriyorlar. İhraçlarını kendileri yapmadığı için de kullanıcı sözleşmelerinde sorumsuzluk kayıtlarını görmek çok mümkün. Zira sadece alım satıma aracılık ediyorlar. En büyük taahhüdü size bağımsız şekilde bağımsız fiyatlardan oluşan alım satım ortamı sağlamak. Bunun dışında ihracın kendisine ilişkin veya kripto varlığın network ya da cüzdan yapısına, kripto varlığın yönetim varlığını, ön alım varlığını, ilgili networküne ne gibi haklar sunduğuna yönelik herhangi bir taahhüte girmedikleri için sorumsuzluk kayıtlarının olması çok makul ve normal. Ancak kendilerinin ihraç ettiği kripto varlık olursa buna ilişkin sorumsuzluk kayıtlarının belirli ölçüde olmayacağı ve Borçlar Kanunu’na takılabileceği düşünülebilir. Ama mevcut durumdaki sorumsuzluk kayıtlarının ihracın kendisine, kripto varlığın kendi niteliğine göre olduğu için yerinde olduğunu düşünüyorum. Konvansiyonel finansal sistemde de aracı kurumlar gerek fiyat volatilitesi gerek ihraç edilen menkul kıymetlerin kendi vasfına yönelik olarak herhangi bir sorumluluk taahhüdünde bulunmadılar. Sorumsuzluk kayıtları eklerler. Uluslararası ve ulusal düzenlemelere de uygun olduğunu düşünüyorum. 

Türkiye’deki kripto para alım satım platformlarına baktığımızda yaptığınız alım satımlarda herhangi bir güvence olup olmadığı, gönderdiğiniz Türk Lirası bakiyelerinin güvencede olup olmadığıyla ilgili olarak Sermaye Piyasası Kanunu’nun (SPK) özel bir düzenlemesi mevcut. Sermaye Piyasası mevzuatı ‘Aracı kurumlara yatırmış olduğunuz Türk Lirası bakiyeleri bankalarda güvence altında. Herhangi bir şekilde rehin, takyidat gibi herhangi bir bloke yapılamaz’ şeklinde özel bir hükümle bunları düzenler. Kripto para alım satım platformlarını düzenleyecek olan düzenlemede de bu hükmün yer almasını düşünüyoruz. Ama mevcut düzenlemede böyle bir hüküm yer almadığı için mevzuatla korunan bir yapı şu an için bulunmamaktadır. Kripto alım satım platformlarına kripto varlık alımı için göndermiş olduğunuz Türk Lirası bakiyeler banka hesaplarına kripto varlık adına kayıtlı bulunmakta olup bunun mevzuatla haczedilemeyeceği, kredi veya teminat verilemeyeceği şeklindeki hükümler mevcut değildir. Ama kripto para alım satım platformlarının bankalarla aralarında kullanıcıların haklarını düzenleyen özel hükümler söz konusu olabilir. Bu ayrı bir konu. Ama mevcut düzende bu şekliyle koruyan aynı SPK’nın mevzuatındaki gibi koruyan bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Kullanıcıların kripto para alım satım platformlarına para gönderirken muhakkak kamuya açık kaynaklardan göndermiş oldukları kripto para alım satım platformunun itibarlı olup olmadığı, yönetim kurulunun tek kişiden oluşup oluşmadığı, Türkiye’de mukimi olup olmadığı, sermayesi olup olmadığı gibi hususları teyit etmeleri, araştırma yaparak para göndermelerini tavsiye ederim. Bilinmedik, duyulmadık, Türkiye’de mukimi olmayan kripto para alım satım platformlarını tercih etmemeleri daha uygun bir çözüm olacaktır diye düşünüyorum. 

Aydınlatma Metinleri Şablon Metinlerdir

“Kripto varlık piyasasıyla ilgili yasal bir düzenleme olmadığı için şu anda genel kurallara tabi olarak bu piyasa işliyor” diyen Oğuz Evren Kılıç, aydınlatma metinleri ve kullanıcı sözleşmelerinin şablon metinler olduğunu ve hukuki geçerliliğinin olmadığını ifade etti.

Türkiye’de hizmet veren kripto varlık aracı kuruluşları halkın bildiği adıyla kripto para borsaları her ne kadar kendi aydınlatma metinleri, kullanıcı sözleşmeleri ve diğer hukuki metinlerinde sorumluluk kabul etmeyeceklerine dair genel şartlar sunmuş olsalar da bunlar öncelikle birer şablon olması nedeniyle Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, buna bağlı mevzuat ve yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince bu tarz şablon sözleşmelerin ve şartların tüketici aleyhine olması durumunda iptali ya da hukuki geçersizliği söz konusu oluyor. Her şeyden önce şunu unutmamak lazım. Kripto varlık piyasasıyla ilgili yasal bir düzenleme olmadığı için şu anda genel kurallara tabi olarak bu piyasa işliyor. Tamamen hukuksuz vahşi batı formunda bir piyasadan bahsetmiyoruz. Genel hukuk kurallarına, kanunlara ve içtihatlara uygun olarak bu piyasanın işlediğini söyleyebiliriz. Kripto varlık piyasasında hizmet veren aracı kuruluşların şu anda yatırımcıyla olan ilişkisi aslında bir tüketici hukuku kapsamında değerlendirilecek bir ilişki. Bir tüketici ilişkisi. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir ilişki. Bundan dolayı özel yasal düzenleme gelene kadar bu tüketici hukuku çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir husus. Bu minvalde de aydınlatma metinleri, kullanıcı sözleşmeleri şablon metinler olduğu için bu konularda kripto varlık hizmeti sunan firmalar istedikleri kadar kullanıcıya bunları imzalatabilir, dijital olarak kabul ettirebilir ve onaylatsalar dahi hukuki olarak çok fazla bir değer ifade etmiyor. Çünkü yerleşik Yargıtay uygulamaları da mevzuatta bu yönde. Şablon şekilde tüketiciye dayatılan bu tarz sözleşmeler ve tüketici aleyhine olan kurallar hukuken geçersiz. Genelde mahkemeler tarafından iptal ediliyor ya da dikkate alınmıyor.

Kripto Alım Satım Platformları Artık MASAK Denetiminde

Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik’te 1 Mayıs 2021 tarihinde yapılan değişiklikle kripto para alım satım platformlarının MASAK’a bağlı olduğunu belirten Kılıç, olası şüpheli işlemlerin MASAK tarafından incelenebileceğini vurguladı. 

Önceden var olan bir yönetmeliğe bir yasal düzenlemeye bir ek getirildi ve kripto varlıklar eklendi. MASAK, Türkiye’de mali suçlarla ilgili araştırma yapma yetkili kolluk güçlerinden en yetkilisi. Mali anlamda Milli İstihbarat Teşkilatı gibi çalışıyor diyebiliriz. MASAK’ın çok geniş yetkileri var. MASAK, suçun finansmanının önlenmesi ve terörün finansmasının önlenmesi konularında aynı zamanda FATF (Financial Action Task Force) olarak adlandırılan küresel anlaşmaları ve görev gücüne de dahil. O yüzden hem küresel anlamda bir görev ve sorumluluğu var. Hem de ülkesel anlamda bir yetkisi var. Kripto varlıkların takibini, kripto varlıklarla ilgili bütün transferlerin, alım satımların takibini yapmakla görevli. Bundan dolayı artık kripto varlıklarla ilgili aracılık hizmeti veren bütün kuruluşlarda MASAK’a şüpheli işlemleri bildirmek durumunda ya da talep halinde MASAK’a bütün bilgileri açmak durumunda. Bununla birlikte kullanıcılarla ilgili bazı önleyici tedbirlerin uygulanmasını sağlamak zorunda. ‘Know your customer’ diye bilinen üye kayıt sistemlerinin uygulanmasının zorunlu kılınması gibi çeşitli zorunlulukları yerine getirmek durumundalar. Burada kripto varlıkların yavaş yavaş hukuki denetim altına alınmaya başladıklarını görüyoruz. Olması gereken de bu. Yasal düzenlemeler, regülasyonlar yapıldıkça daha yerleşik hukuk kuralları ve denetim yöntemleri hayata geçecektir. 

Av. Ayça Aktolga ise MASAK denetlemelerinde eksikliklerin görülmesi durumunda kripto para platformlarının çeşitli cezalarla karşılaşacağını ifade etti. 

Müşterisini yüz yüze tanıyan kripto para alım satım platformları için bankaların aracı kurum şubelerinde olduğu gibi müşterileri yüz yüze tanıma kuralı getirildi. Ancak faaliyetlerini sadece elektronik ortamda yürüten ve yüz yüze müşterilerini tanımayan kripto para alım satım platformları için mevcut durumda aynı ödeme kuruluşlarındaki müşteri kabul sürecinde olduğu gibi elektronik ortamda müşteri kabul süreci getirildi. Önümüzdeki dönemde MASAK yükümlülüğü kapsamında rehberde yazan şekilde müşterisini tanımayan ve bu şekilde alım satım işlemleri gerçekleştiren kripto para alım satım platformları varsa MASAK’ın kendi mevzuatı gereği faaliyetlerini durdurmaya kadar gidebilecek tedbirleri söz konusu. Bunun için önümüzdeki dönemde hem kripto para alım satım platformlarının MASAK düzenlemelerine uyması gerekiyor hem de MASAK düzenlemelerinde yer alan şüpheli işlem bildirimleri ve şüpheli işlemlere ilişkin olarak gerekli kontrollerin sağlanması gerekiyor. Zaten rehberde de şüpheli işlem olabilecek birtakım örneklere değinilmişti. Mevcut durumda ve önümüzdeki dönemde bu rehberdeki örneklerden yola çıkarak kendi örneklerini geliştirmeleri ve bulmaları, şüpheli bir işlem varsa MASAK’a gerekli bildirimleri yapmaları şart. Bunlara uymayan, şüpheli işlem olmasına rağmen şüpheli işlem bildirimi yapmayan kripto para alım satım platformlarının da olası bir MASAK denetlemesinde çeşitli tedbirlerle ve idari para cezası, faaliyetlerini durdurmaya gidebilecek tedbirlerle karşılaşabileceğini söylemek mümkün. 

Kabına Sığmayan Bir Teknoloji

Kripto para alım satım yapan yapan platformların alım satım işlemlerini durdurmasını olağan bulduğunu ifade eden Ayça Aktolga, yoğun talep nedeniyle işlemlerin kesintiye uğrayabileceğini ve bunu kabul etmek gerektiğini söyledi.

Bu durum çok fazla eleştiri konusu oluyor. Çok yüksek ve düşük volatilite olduğu zaman alım satımın durduğu ya da platformun kesintiye uğradığı gibi bir durum söz konusu değil aslında. Kabına sığmayan bir teknoloji var. Düşünün ki mevcut durumda e-ticaret siteleri çok yoğun bir taleple karşılaştığı zaman siteler geçici olarak işlem yapamaz hale geliyor. Emir kapasitesi saniyede 10 bin ise 100 bin emir geldiği zaman elbette bu durum kapasiteyi aştığı için çeşitli kesintiler yaşanacaktır. Mevcut durumda bu çözülemeyecek bir problem. Kripto para alım satım platformunun bunu durdurduğu veya bu işlemlere ara verdiği anlamına gelmiyor. Tabii ki kripto para alım satım platformları, e ticaret siteleri, kendi altyapılarını buna yönelik olarak güncelliyorlardır ama sert fiyat hareketlerinde beklenenden fazla işlem gelirse sistem her daim çeşitli kesintilere uğrayacaktır. Bunu bilmek ve kabul etmek lazım. Ben de bu durumu olağan buluyorum. Zaman zaman bu talep nedeniyle kesintiye uğrayan, ulaşılamayan anlar olabiliyor. Bunu da kabul etmek lazım. 

Alım Satımı Durdurmak Hukuka Aykırı

Oğuz Evren Kılıç ise kripto para alım satım platformlarının işlem durdurmalarının hukuki bir dayanağı olmadığının altını çizdi ve sistemde yaşanan yavaşlamaların zarar doğurucu sonuçları olması durumunda kullanıcıların tüketici hakları mahkemesine başvurma haklarının olduğunu belirtti.

Kripto varlıkların alım satımıyla ilgili aracılık hizmeti veren kuruluşların yani kripto para borsalarının özellikle işlemlerin çok yoğunlaştığı zamanlarda kendi kafalarına alım satımı durdurmaları, çeşitli bahanelere sığınarak erişimi engellemeleri sıkça yaşanıyor. Bunların hepsi hukuk dışıdır. Bunun hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Böyle bir yasa ya da sözleşme de yok. Çünkü Tüketicinin Korunmasına Dair Kanun tüketiciyi önceler. Tüketiciyi zarara uğratan işlemlerden kripto para borsalarının hepsi hukuken sorumludur. Bundan dolayı Türkiye’deki kripto para borsalarıyla ilgili olan müşterilerin, tüketicilerin, yatırımcıların bazı hukuki imkanları var. Tüketici mahkemelerine dava açabilirler. Eğer konuyla ilgili bir suç teşkil edecek bir durum olduğunu düşünüyorlarsa veya böyle bir durum açıkça varsa savcılığa da suç duyurusunda bulunabilirler. Kullanıcıların özellikle sisteme erişimi engelleniyorsa bu bir suçtur. Kişilerin cüzdanlarına el konulması, dondurulması, para transferleri engelleniyorsa bu da suçtur. Bunlarla ilgili savcılığa suç duyurulması gerekir. Eğer sistemde yavaşlamalar oluyorsa zarar doğurucu bir durma ya da donma oluyorsa bununla ilgili kullanıcıların tüketici hakları mahkemesine başvurma hakları saklıdır. Bu minvalde hukuki imkanlarını kullanabilirler. 

Yasalara Aykırı Diyemeyiz

Av. Aktolga mevcut durumda kripto para alım satımı yapmanın yasalara aykırı olmadığını fakat önemli bir ayrıntıya dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Mevcut durumda kripto varlık alım satım platformlarından almış veya satmış olduğunuz kripto varlıkların salt, herhangi bir şekilde yasalara aykırı olduğunu söyleyemeyiz. Şunu unutmamak lazım. Mevcut durumdaki kripto varlıklar eğer mevcut mevzuat hükümlerini ihlal etmiyorsa. Sermaye Piyasası Kurulu 2019’da yılındaki bülteninde halka arz, kitle fonlaması niteliğine haiz bir söz konusuysa bu gelire müdahale eder, idari para cezası neyse keser ve gereğini yapacağını belirtmişti. Mevcut durumda mevzuat hükümlerini ihlal eden kripto varlıkların alım satımını yapıyorsanız veya bunlara aracılık ediyorsanız o zaman tabii ki de yasaya aykırı bir durumla karşı karşıyayız. Ama mevcut mevzuat hükmünü ihlal etmeyen, mevcut yasaları ihlal etmeyen bir durumla karşı karşıyaysanız herhangi bir şekilde yasaya aykırıdır diyemeyiz. Kullanıcılar işlemlerini gerçekleştirebilirler.