Erciyes Üniversitesi Nizam ve Adalet Kulübü’nün yayınında “Kripto Paraların Hukuki Niteliği” konuşuldu. Çevrim içi katılan Dr. Öğr. Üyesi Argun Karamanlıoğlu, kripto paraların hukuki boyutuyla ilgili önemli bilgiler aktardı.
Hukuk, Gelişmeleri Gördükten Sonra Düzenleme Yapar
Kripto paraların bazı yenilikleri içerdiğini belirten Argun Karamanlıoğlu, bu tarz durumlarda ilk olarak mevcut mevzuatlarla açıklanıp açıklanmayacağına bakılacağını ifade etti. Karamanlıoğlu “Ortaya çıkan yeni bir kavram mevzuatlarla açıklanamıyorsa yeni teoriler geliştirilmeye ve o kavramın artık ekonomik veya sosyal hayattaki yerini korumasına bağlı olarak mevzuat aşamasına geçiliyor. Bilgi teknolojileri alanında çalışanların kripto paralar yeni çıktığı zaman akıllı sözleşmelerle birlikte dünyayı değiştireceği şeklinde bir yaklaşımları vardı. Ama buna da ihtiyatlı yaklaşmak gerekiyor. Çünkü hukuk bir üst yapı kurumu. Hukuk; ekonomik, siyasi ve siyasal gelişmeleri gördükten sonra sonradan düzenliyor. Bu her zaman için böyle. Sadece kripto paralara özgü bir şey değil.” dedi.
Zamanla Para Daha Kolay Varlığa Dönüştü
Tarih boyunca paranın çeşitli süreçlerden geçtiğinin altını çizen Karamanlıoğlu, günümüzde kullanılışlı bir hale geldiğini ifade etti. Karamanlıoğlu “İlk etapta adından da anlaşılacağı üzere elektronik bir para olup olmadığı akla gelebiliyor. Paranın Türk hukuku, İsviçre veya Alman hukukunda, Borçlar Hukukunda paranın doğrudan herhangi bir tanımı yok. Çünkü para kavramı değişken bir kavram. Yasa koyucular, değişken olduğu için tanımlamaktan kaçınıyorlar. Paranın da tarihi bir süreci var. İlk başta trampa vardı. Daha sonra doğrudan altın ya da değerli maden olarak para niteliğinde kullanılıyordu. Altını taşımak zor ve masraflı olduğundan tağşiş denilen gümüşle altın karıştırıldı. Oradan bakıldığında kıymetli evrak ve poliçe doğdu. Yavaş yavaş kağıt ve madeni paraya geçildi. Sadece paranın niteliğinde değil ekonominin arka planında da değişiklik oldu. Artık devletlerin bastığı paraların arkalarında mutlaka her bir paranın karşılığı olarak belli miktarda altın bulunması zorunluluğu kalktı. Bu gelişmelerle birlikte para daha az masraflı, daha güvenli. Taşıması ve kullanması daha kolay bir varlığa dönüştü.” açıklamasında bulundu.
Kripto Paralar Ödeme Aracı Olmadan Kullanılamaz
Paranın doğrudan yasal bir tanımının pek çok hukuk düzeninde olmadığının altını çizen Karamanlıoğlu, bankacılık mevzuatında tanıma yakın bazı ifadelerin yer aldığını ifade etti. Karamanlıoğlu, “Para aslında ekonomik bir kavram. Ödeme aracı, değişim aracı olması lazım. Bir tasarruf aracı olması lazım. Ancak bu özellikleri taşıyan varlıklar para değeri kabul edilebiliyor. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından çıkarılan yönetmeliğinin ilgili hükmüne baktığımızda paranın ödeme aracı olarak kullanılmaması yönünde düzenleme var. Bu nedenle Türk hukuku açısından ödeme niteliği taşımadığı için kripto paralar zaten para niteliği taşıyamaz. Bir varlığın ödeme aracı olarak kabul edilebilmesi için bunun tereddütsüz biçimde toplumun yaygın kesiminde ödeme aracı olarak kabul etmesi gerekiyor. Yasaklayıcı yönetmelik hükmü olmasa dahi genel olarak tüm dünyada kabul edilen kripto paraların henüz hukuken para olarak kabul edilmeyeceğidir. Çünkü yeterli ölçüde kabul noktasında hala eksiklikler var.” şeklinde konuştu.
Fikri Mülkiyet Hakkı Oluşturmaz
Kripto paraların blokzincirler üzerinde bir değeri olduğunu belirten Karamanlıoğlu “Kripto paralar belki bir yazılım, bir eser olarak değerlendirilebilir. Ama o blokzincir içerisindeki veri, data, değer, başlı başına bir fikri mülkiyet hakkı oluşturmayacaktır. Hem Türk doktrininde hem de yabancı doktrinde kabul edilen şey doğrudan bir alacak hakkı teşkil etmediğidir. Daha doğrusu başlı başına mutlak veya nispi bir hak konusu olmadığı.” ifadelerini kullandı.