Karataylı Hukukçular Derneği’nin Youtube kanalında düzenlenen “Hukuk Günleri” Konferans serisinin konuğu Dr. Şakir Demirtaş oldu. “Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri” başlıklı yayına katılan Demirtaş, 21 Ocak 2017’de gerçekleşen Anayasa değişikliği hakkında bilgiler verdi.
Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri Osmanlı’ya Dayanmakta
Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri’nin 1982 Anayasası’ndaki değişiklikle hukuk gündemine girmediğinin altını çizen Dr. Şakir Demirtaş “Biz bunu çok önceden Osmanlı’da 1876 Anayasası’nın 36. maddesinde görüyoruz. O maddede ‘Meclis’in tatil olduğu, toplantı halinde olmadığı dönemlerde ihtiyaç duyulan Meclis’in çıkarması gereken kanunların Heyeti Vükela tarafından çıkarılarak Anayasa’ya aykırı olmamak kaydıyla padişah iradesiyle yürürlüğe sokulması ve Meclis’in oturuma başladığı an itibarıyla onayına sunulması’ şeklinde bir madde vardır.” diyerek bu kararnamelerin Türk hukuk sisteminde önemli bir geçmişi olduğuna vurgu yaptı.
Kanun Hükmünde Kararname Yetkisi 1961 Anayasası’na Eklendi
1921 ve 1924 Anayasaları’nda kanun kuvvetinde kararnameler, 1961 Anayasası’nın ilk döneminde ise kanun hükmünde kararnamelerle ilgili bir düzenleme olmadığını belirten Demirtaş “1961 Anayasası’nın varlığı ile ülkenin yönetilmezliği arasında yürütmenin, yasama karşısında güçlü olmasının arzu edilmesi nedeniyle 12 Mart Muhtırası’ndan kaynaklı 1971 yılında yürütmeyi kuvvetlendirmek adına kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi ilk kez konuldu. Bu, yalnızca Türkiye’ye ait olan bir ihtiyacın dile getirilmiş olması değil, bugün de hâlâ söz konusu olan yasama karşısında yürütmenin hep kuvvetli olmasını, ona bağlı kalmamasını, dolayısıyla gerçek kuvvetler ayrılığı şeklindeki yürütmenin gücünü artırmaya yöneliktir.” değerlendirmesinde bulundu.
Düzenleyici İşlem Yapma Yetkisi
Cumhurbaşkanlığı yetkilerinin ne olması gerektiğiyle ilgili düzenlemeler hakkında bilgiler veren Dr. Demirtaş “Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri olarak düzenlenen Anayasa’nın 104. maddesinin 17 fıkrasında “Düzenleyici İşlem Yapma” yetkisi getirilmiştir. Ayrıca Anayasa’da mahfuz alan olarak ifade edilen sadece Cumhurbaşkanı Kararnameleri’yle düzenlenecek olan üst kademe yöneticilerinin tayini hakkındaki usuller Anayasa’nın 104. maddesinin 9. fıkrasında belirlenmiştir. Bakanlıkların kurulması, Devlet Denetleme Kurulu’nun oluşturulması, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nin düzenlenmesi konusunda düzenleyici işlem yapma yetkisi Cumhurbaşkanı Kararnameleri’ne hasredilmiştir.” ifadelerini kullandı.
Yasama Uygun Görmezse Kararnameler İlga Edilir
Normlar hiyerarşisinde Cumhurbaşkanı Kararnameleri, kanunların altında diyen Demirtaş “O halde kanunun olduğu yerde Cumhurbaşkanı, kararname çıkaramayacaktır. Cumhurbaşkanı Kararnameleri, yürütme yetkisine ilişkin olarak çıkarılacaktır. Eğer o alanda çıkarılmış olan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, yasama organı tarafından uygun görülmezse bir kanun çıkarılarak ilga edilecektir. Dolayısıyla üstünlük yasama organına aittir” dedi.
Karara Bağlanmazsa Üç Ay Sonra Yürürlükten Kalkar
Demirtaş, olağanüstü dönemlerde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri’nin kanun hükmünde sayılacağını belirtti. Demirtaş “Anayasa’nın 119. maddesinin 6. fıkrası çerçevesi içerisinde çıkarılacak kararnameler, olağanüstü hal yönetiminin ilan edilmesine dayalı olarak olağanüstü halin gerekli kıldığı sebeplere bağlı olmak, olağanüstü hal süresi ile sınırlı olmak üzere 104. maddenin 17. fıkrasının 2. cümlesinde belirtilen sınırlamalara da tabi olmaksızın Cumhurbaşkanı Kararnamesi çıkarabilecektir. Kanun hükmündeki kararnameler, Resmi Gazete’de yayımlanacak. Aynı gün Meclis onayına sunulacaktır.” dedi.
Dr. Demirtaş konuşmasının devamında konuyla ilgili şunları söyledi: “Meclis onayına sunulan kanun hükmündeki kararnameler, TBMM savaş ve mücbir sebepler gibi nedenlerle toplanmamış olması halinde üç ay içerisinde görüşülecek ve karara bağlanacaktır. Eğer görüşülüp karara bağlanmamış ise Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri üç ay sonra kendiliğinden yürürlükten kalkacaktır. Bu da yeni düzenlemenin ortaya çıkardığı bir durumdur.”