Bilgi edinme hakkı, bireylerin devlet kurum ve kuruluşlarının görevlerinden dolayı sahip oldukları bilgilere ulaşabilme hakkıdır. İdarenin barındırdığı bilgilere ulaşabilme hakkı olarak da belirtilen bilgi edinme hakkı, günümüzde temel hak ve özgürlükleri barındıran ve vatandaşlar için en önemli yönetime katılma araçlarından biri konumundadır. Ülkemizde bu konuda yapılan çalışmalardan biri olan Bilgi Edinme Kanunu 24 Ekim 2003 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlandı. Türkiye Hukuk olarak Bilgi Edinme Kanunu’nu ve tarihsel sürecini ele aldık.
Dünyada Bilgi Edinme Hakkı
Bilgi edinme hakkıyla ilgili dünyada ilk çalışma 1766’da İsveç’te yapıldı. İsveç Parlamentosu’ndan çıkan Basının Özgürlüğü Yasası’nda resmi belgeleri talep eden herhangi bir kişinin isteğinin kısa bir süre içerisinde yerine getirilmesi gerektiği yer aldı. Ancak bilgi edinme hakkının tam anlamıyla toplum açısından talep görmesini sağlayan ve hukuka yeni bir düzenleme olarak yansıdığı dönem 2. Dünya Savaşı sonrasında 1949 yılında oldu. Genel anlamda pek çok ülkenin bilgi edinme hakkıyla ilgili uygulamaları söz konusu olsa da, bu hakkın sağlanması ülkelerin “dürüstlük”, “açıklık” ve “hesap verebilirlik” ilkelerini hayata geçirme oranı ile doğrudan bağlantılıdır.
İsveç’te yapılan ilk çalışmanın ardından 1789 Fransız İnsan Hakları Bildirgesi’nde vatandaşlara bütçe ile ilgili olarak bilgiye erişim hakkı tanındığını görmek mümkün. Benzer bir hak, 1795 yılında Hollanda’da vatandaşlara tanındı. 1888’de ise Kolombiya’da Siyasi ve Yerel Örgütlenmelerle ilgili kanunda, başka kanunlarla yasaklanmadığı sürece hükûmetin elinde bulundurduğu bilgiyi halkın talep etme hakkı tanındığı görülmekte.
Bilgi edinme konusunda temel alınacak uluslararası referanslar arasında BM Genel Kurulu’nun 1948 yılında ilan ettiği İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi yer almaktadır. Yayımlanan bildirgenin 19. maddesinde “Herkesin düşüncelerini açıklama özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın bilgi ve düşünceleri her yoldan aramak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar” ifadesi yer almaktadır.
Bilgi edinme hakkıyla ilgili diğer bir uluslararası referanslardan biri de 1950 yılında imzalanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’dir. Sözleşmenin 10/1 maddesine göre, “Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım hakkına sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak veya vermek serbestisini içerir” şeklindedir. Bu madde ifade özgürlüğünün yanı sıra haber ya da fikirlerin serbestçe öğrenilmesine yönelik bir anlam da taşımaktadır.
Avrupa Birliği Kurucu Anlaşması ve 30 Mayıs 2001 tarihli 10047/2001 sayılı tüzüğe göre “Birlik vatandaşı olan özel ve tüzel kişiler, Birliğin kurum, kuruluş ve birimlerinin ürettikleri her türlü bilgiye ulaşma hakkına sahiptirler” ifadesi ile bilgi edinme hakkına atıfta bulunuldu.
Avrupa Konseyi 2009 yılında kamu yönetimlerindeki resmî belgelere erişimin kişilere hak olarak verilmesini içeren Avrupa Konseyi Belgelere Erişim Özgürlüğü Sözleşmesi’ni kabul etti. Sözleşme bilgi edinme hakkıyla ilgili kapsamlı bir düzenleme içermektedir. 1970’li yıllardan itibaren bilgi edinme hakkını gündeme getiren Avrupa Konseyi, bu sözleşmeyle beraber bu hakkı sistematik ve düzen içerisine almıştır.
Türkiye’de Bilgi Edinme Hakkı
Türkiye’de Bilgi Edinme Hakkı, ilk kez 1980’li yıllarda resmî raporlarda yaşanan eksikliklerden dolayı dile getirilse de somut adım atılmadı. Bilgi Edinme Hakkı, Avrupa Birliği’ne uyum süreci kapsamında yasal bir düzenlemeyle elde edilen bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye, küreselleşme çağında uzun yıllardır girmeye çalıştığı Avrupa Birliği ve değişen dünyaya ayak uydurmak için 2000’li yılların başında Bilgi Edinme Hakkı’yla ilgili önemli adımlar attı. Bu kapsamda Türkiye, 24.10.2003 tarihinde çıkardığı 4982 Sayılı kanunla Bilgi Edinme Hakkı’nı yasal hale getirdi. Resmi Gazete’de yayımlanan kanunun ilk maddesinde “Bu Kanunun amacı; demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.” ifadesi yer aldı.
Bilgi Edinme Kanunu, 24 Ekim 2003 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. Ancak kanuna eklenen hükümle 6 ay sonra yürürlüğe girdi. Bilgi Edinme Kanunu’nun 32. maddesi “Bu Kanun yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yürürlüğe girer” ifadesi yer aldı.
2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğine kadar Kanun, Anayasa’daki çeşitli hak ve özgürlüklerle bağdaşlaştırılmıştır. Bilgi Edinme Kanunu yasalaştığı dönemde düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, dilekçe hakkı, hak arama özgürlüğü ilkelerinin dayanağı olarak gösterilse de doğrudan bir Anayasal dayanağı bulunmuyordu. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumla Bilgi Edinme Hakkı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 74’ncü maddesine “Dilekçe, Bilgi Edinme ve Kamu Denetçisine Başvurma Hakkı” başlığıyla eklenerek Anayasal zemine oturtuldu. Maddeye eklenen ek fıkrada “Herkes bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir” ifadesi yer aldı.
Bilgi ve Belge Başvurusu
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’na göre herkes bilgi edinme hakkına sahiptir. Kurum ve kuruluşlar, kanundaki istisnalar haricinde her türlü bilgi veya belgeyi başvuranlara sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, hızlı ve doğru şekilde gerekli îdarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdür.
Bilgi Edinme Başvurusu Nasıl Yapılır?
Kurum ya da kuruluşlardan herhangi birinden istenecek bilgi ve belge için gerçek kişiler; ad, soyad, imza, oturma yeri veya iş adresini içeren bir dilekçeyle başvuru yapabilir. Tüzel kişilerin yapacağı bilgi edinme başvurularında; tüzel kişinin unvanı ve adresi ile yetkili kişinin imzasını ve yetki belgesini içeren dilekçeyle, istenen bilgi veya belgenin bulunduğu kurum ve kuruluşa yapılır.
Yapılacak başvuruda istenen bilgi veya belgenin konusu, varsa tarihi, sayısı ve kurum veya kuruluşun hangi biriminden istendiği detaylı bir şekilde belirtilerek dilekçe yazılır. Merkezi idarenin taşra teşkilatında bulunan bilgi veya belgelere ilişkin başvurular, valilik veya kaymakamlığa bağlı olarak faaliyette bulunan bilgi edinme yetkililerine veya taşra teşkilatında bulunan ilgili birimlere yapılır.
Başvuru dilekçeleri ya da formlarının bilgisayar çıktısı olması şartı bulunmaz. Ancak el yazısı ile yazılan dilekçelerin okunaklı ve anlaşılır olması istenir. Gerçek kişilerin e-posta ile yapacağı başvurularda kimlik doğrulama amacıyla T.C. kimlik numarası da yazılması şartı aranır. Tüzel kişilerin e-posta ile yaptıkları başvurularda ise T.C. kimlik numarasının yanı sıra yetki belgelerinin de elektronik ortama aktarılması zorunludur.
Faks yoluyla da Bilgi Edinme Hakkı kapsamında başvuru dilekçeleri kurum ve kuruluşlara gönderilebilir. Ancak faksla gönderilecek başvurularda gerçek kişiler ile tüzel kişiliği temsil eden yetkili kişilerin T.C. kimlik numaraları belirtilir. Dilekçe sahibi kendisine faks yoluyla cevap verilmesini isterse, cevap verilecek faks numarasını dilekçesinde ayrıca belirtir. Faks yoluyla gelen başvuru dilekçesinin kurum ve kuruluşların bilgi edinme birimlerine ulaştığı tarih, başvuru tarihidir. Yazılı dilekçede yapılan başvuru gibi istenen bilgi veya belgeler açıkça belirtilir.
Başvuruya Cevap Süresi
Kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye erişimi on beş iş günü içinde sağlarlar. Ancak istenen bilgi veya belgenin, başvurulan kurum ve kuruluş içindeki başka bir birimden sağlanması; başvuru ile ilgili olarak bir başka kurum ve kuruluşun görüşünün alınmasının gerekmesi veya başvuru içeriğinin birden fazla kurum ve kuruluşu ilgilendirmesi durumlarında bilgi veya belgeye erişim otuz iş günü içinde sağlanır. Bu durumda, sürenin uzatılması ve bunun gerekçesi başvuru sahibine yazılı olarak ve on beş iş günlük sürenin bitiminden önce bildirilir.
Bilgi Edinme Hakkı’nın Kapsamı Dışında Kalan Bilgiler
- Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler,
- Ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verecek veya haksız rekabet ve kazanca sebep olacak bilgi veya belgeler,
- Sivil ve askerî istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler,
- Haberleşmenin gizliliği esasını ihlâl edecek bilgi veya belgeler,
- Kanunlarda ticarî sır olarak nitelenen bilgi veya belgeler ile, kurum ve kuruluşlar tarafından gerçek veya tüzel kişilerden gizli kalması kaydıyla sağlanan ticarî ve malî bilgiler,
- Kişinin izin verdiği hâller saklı kalmak üzere, açıklanması hâlinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, meslekî ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler,
- Adli soruşturma ve kovuşturmalarda belgelerin açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde;
- a) Suç işlenmesine yol açacak,
- b) Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek,
- c) Yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek,
- d) Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlâl edecek, Nitelikteki bilgi veya belgeler
- İdari soruşturmalarda istenen belgelerin açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde;
- a) Kişilerin özel hayatına açıkça haksız müdahale sonucunu doğuracak,
- b) Kişilerin veya soruşturmayı yürüten görevlilerin hayatını ya da güvenliğini tehlikeye sokacak,
- c) Soruşturmanın güvenliğini tehlikeye düşürecek,
- d) Gizli kalması gereken bilgi kaynağının açığa çıkmasına neden olacak veya soruşturma ile ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynaklarının temin edilmesini güçleştirecek bilgi veya belgeler,
- Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler,
4982 Sayılı Bilgi Edinme Kanunu’nda yer alan bazı önemli maddeler
Madde 4 – Herkes bilgi edinme hakkına sahiptir. Türkiye’de ikamet eden yabancılar ile Türkiye’de faaliyette bulunan yabancı tüzel kişiler, isteyecekleri bilgi kendileriyle veya faaliyet alanlarıyla ilgili olmak kaydıyla ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde, bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükleri saklıdır.
Madde 8 – Kurum ve kuruluşlarca yayımlanmış veya yayın, broşür, ilân ve benzeri yollarla kamuya açıklanmış bilgi veya belgeler, bilgi edinme başvurularına konu olamaz.
Madde 10 – Kurum ve kuruluşlar, başvuru sahibine istenen belgenin onaylı bir kopyasını verirler.
Madde 11 – Kurum ve kuruluşlar, başvuru üzerine istenen bilgi veya belgeye erişimi on beş iş günü içinde sağlarlar.
Madde 21 – Kişinin izin verdiği hâller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması hâlinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, meslekî ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır.
Madde 27 – Tavsiye ve mütalaa talepleri bu Kanun kapsamı dışındadır.