Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) tarafından AYM ev sahipliğinde düzenlenen İnsan Hakları ve Ceza Adalet Sistemi Açısından Ceza İnfaz Kurumlarının İzlenmesi Sempozyumunda konuştu.
AYM’e Yapılan Bireysel Başvuruların Büyük Kısmı Cezaevlerinden
Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruların hatırı sayılır kısmının cezaevlerinden geldiğini belirten AYM Başkanı Arslan, cezaevlerinden yapılan bireysel başvuruların çoğunlukla tutma şartları bağlamında kötü muamele yasağından özel hayata saygı hakkına, adil yargılanma hakkından ifade özgürlüğüne kadar birçok alanda hak ihlali şikâyetlerini kapsadığı bilgisini paylaştı.
Anayasa Mahkemesi kararlarında hükümlü ve tutukluların Anayasa’da korunan temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahip olduklarının belirtildiğini hatırlatan Arslan, kişinin hürriyetinden mahrum bırakılmasının doğal sonucu olarak ortaya çıkan durumlar ile cezaevlerinde kamu düzeni ve disiplinin sağlanması ihtiyacının bu hakların sınırlandırılmasını gerektirebileceğinin altını çizdi.
“İnsan onuruna uygun şartlar, özellikle sağlık imkanlarının ve gerekli tıbbi yardımın sağlanmasını gerektirmektedir. Aynı şekilde hükümlü veya tutukluların duruşma salonunda bizzat bulunması adil yargılanma hakkının sağladığı bir güvencedir. Anayasa Mahkemesine göre bu hak ancak olayın şartlarının zorunlu kıldığı durumlarda sınırlanabilir. Bu durum hükümlü ve tutukluların şikâyetlerini inceleyen infaz hâkimliklerince yapılan yargılamalar için de geçerlidir.” diyen AYMN Başkanı; Anayasa Mahkemesinin birçok kararında hükümlü ve tutukluların ifade özgürlüğünün de Anayasa’nın 26. maddesinin güvencesi altında olduğunu vurguladığı, hükümlü ve tutukluların örneğin süreli veya süresiz yayınlara ulaşabilmesinin ifade özgürlüğünün koruması altında bulunduğuna karar verdiği hatırlatmasında bulundu.
Hükümlü ve tutukluların ifade özgürlüğü ile ceza infaz kurumunun güvenliğinin, disiplininin, düzeninin sağlanması ve mahkûmun ıslahı ihtiyacı arasında adil bir denge sağlanıp sağlanmadığının denetlenmesi gerektiğini, AYM’nin ise bunun yapılıp yapılmadığını gerekçeler üzerinden değerlendirdiğine dikkat çeken Arslan, buna göre ifade özgürlüğüne gerekçesiz olarak veya Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterleri karşılamayan bir gerekçe ile yapılan müdahalelerin Anayasa’nın 26. maddesini ihlal edeceğini vurguladı.
“Anayasa Mahkemesi ceza infaz kurumlarından gelen temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine yönelik şikâyetlerde izleme kurulu raporlarını değerlendirmektedir. Özellikle tutma şartları bağlamında kötü muamele yasağının ihlal edilip edilmediğini değerlendirirken Mahkememiz izleme kurulu raporlarını da dikkate almaktadır.” diyen Arslan; temel hak ve özgürlüklerin, hürriyetinden yoksun bırakılan kişiler için de geçerli olduğunun altını çizerek “Devlete düşen anayasal ve yasal yükümlülük bu hak ve özgürlüklerin korunması, ihlal edilip edilmediğinin etkili bir şekilde denetlenmesidir.” değerlendirmesinde bulundu.