Aşağıdaki belge, 9 Ekim 2003’te kabul edilen 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun tam metnidir. Kanunun amacı, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olarak kişilerin eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun şekilde bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir. Bu kanun, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerini kapsamakta ve herkesin bu hakka sahip olduğunu belirtmektedir. Kanun, bilgi edinme başvurusunun nasıl yapılacağını, kurumların ne kadar sürede (15 ila 30 iş günü) cevap vermesi gerektiğini ve başvurusu reddedilenlerin Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na itiraz edebileceğini hükme bağlamaktadır. Bununla birlikte kanun; devlet sırları, ülkenin ekonomik çıkarları, özel hayatın gizliliği ve ticari sırlar gibi konuları bu hakkın sınırları olarak tanımlayarak istisnalar getirmektedir.
Bilgi edinme hakkı, dünya genelinde modern demokrasilerin temel bir unsuru olarak kabul edilmektedir. Bu tür kanunlar, devletlerin ve kamu gücünü kullananların eylemlerinde şeffaflığı sağlayarak hesap verebilirlik ilkesini hayata geçirir. Yönetilenlere, yöneticileri denetleme ve kamusal faaliyetler hakkında bilgi sahibi olma imkânı tanıyarak sivil katılımı güçlendirir. Dünya çapında bu kanunlar, yolsuzlukla mücadelenin ve iyi yönetişim ilkelerinin yerleşmesinin en etkili hukuki araçlarından biri olarak görülmektedir. Bu çerçevede Türkiye’nin Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, Türkiye’yi bu evrensel demokratik standardı benimseyen ülkeler arasına dahil etmiştir.
Bu kanun, Türk hukuk sisteminde “vatandaşın bilme hakkını” esas alan zihinsel bir dönüşümü temsil eden en önemli reformlardan biridir. Vatandaş ile devlet arasında daha şeffaf ve güvene dayalı bir ilişki kurarak demokratik yönetimi güçlendirmiştir. Bireylere, kendileri veya kamuyla ilgili konularda devlete soru sorma ve cevap alma hakkı tanıyarak temel bir denetim mekanizması oluşturmuştur. Kanunla kurulan Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu, idari makamların keyfi kararlarına karşı bir güvence ve etkili bir başvuru yolu sağlamıştır. Türk demokrasisi açısından bu kanun, kamu yönetiminde açıklığı artırmış ve idarenin hukuka bağlılığının sağlanmasında önemli bir rol üstlenmiştir.