2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun Tarihsel Süreci

27 Mayıs 1960’ta yaşanan askeri darbeden sonra dönemin yönetimi, 1750 Sayılı Üniversiteler Yasası’nın yerine yeni bir kanun hazırladı. 6 Kasım 1981 tarihinde 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Cumhuriyetin ilanından sonra her alanda çeşitli reformlar hayata geçirilmekteydi. Darülfünun, modern anlamda yükseköğretim ihtiyacını karşılayamadığı için yerine ihtiyacı karşılayacak okulların kurulmasını amaçlanarak 2252 sayılı ve 1933 tarihli kanun yayımlandı.

II. Dünya Savaşı’ndan sonra üniversite düzenlemesi yürürlükten kaldırılarak 4936 sayılı yeni kanunla üniversitelere özerklik verildi. Üniversitelerle ilgili bir madde ilk kez 1961 Anayasası’nda yer aldı. 1961 Anayasası’nın 120. maddesinde “Üniversiteler, ancak Devlet eliyle ve kanunla kurulur. Üniversiteler, bilimsel ve idari özerkliğe sahip kamu tüzel kişileridir. Üniversiteler, kendileri tarafından seçilen yetkili öğretim üyelerinden kurulu organları eliyle yönetilir ve denetlenir; özel kanuna göre kurulmuş Devlet Üniversiteleri hakkındaki hükümler saklıdır.” ifadesi yer aldı. 

1965 yılında 625 sayılı “Özel Yükseköğretim Kurumları Kanunu” çıkarıldı. Kanunla birlikte özel yüksek okulların açılması sağlandı.

1750 Sayılı Üniversiteler Yasası 

12 Mart Muhtırası’nın ardından Anayasa’nın bazı maddelerinin değiştirilmesi ihtiyacı ortaya çıktı. Üniversiteleri ilgilendiren Anayasa’nın 120. maddesi 20 Eylül 1971 tarih ve 1488 sayılı yasayla değiştirildi. Değişikliğin ardından yeni bir “üniversite yasası” çıkarılması zorunlu hale geldi ve 20 Haziran 1973 tarihinde 1750 sayılı Üniversiteler Yasası yayımlanarak yürürlüğe girdi.

  • 1750 Sayılı Üniversiteler Yasası’yla katılım genişletildi. Fakülte kuruluna bütün öğretim üyeleri katılması yasal hale getirildi.  
  • Öğretim üyelerinin yaş sınırı ilk kez 1750 sayılı kanunda net olarak belirtilmiştir. Üst yaş sınırı 70 olarak belirlendi.
  • Kanunda yapılan bir diğer düzenleme tam gün çalışma sistemi oldu. Öğretim üyelerine serbest çalışma resmî çalışma saatleri dışında tanınırken  çalışanlar, kürsü başkanlığı dışında bütün yönetsel görevleri üstlenmeleri yasaklandı.
  • Fakülte yönetim kuruluna bir asistan temsilcinin katılması 1750 Sayılı Üniversiteler Yasası’yla gerçekleşti. 

2547 Sayılı Yükseköğretim Yasası

27 Mayıs 1960’ta gerçekleşen askeri darbe sonrasında dönemin yönetimi, üniversitelerin özerkliklerinin sorgulanması ve yükseköğretimi tek çatı altında toplama konusunda görüş belirtti. Bu kapsamda 4 Kasım 1981 tarihli 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu kabul edildi ve 6 Kasım 1981’de Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 

5 Kasım 1981’de Kabul Edilen 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun Önemli Maddeleri

  • “Yardımcı doçentlik” ünvanı oluşturuldu ve yardımcı doçentler de öğretim üyelerinden sayıldı. Bu madde daha sonra “Öğretim Üyeleri: Yükseköğretim kurumlarında görevli profesör, doçent ve doktor öğretim üyeleridir.” şeklinde değişikliğe uğradı. 
  • Doçentlik ve profesör tezleri ile profesör olmak için gereken ikinci yabancı dil koşulu kaldırıldı. (Bu madde daha sonra “Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen merkezî bir yabancı dil sınavından en az elli beş puan veya uluslararası geçerliliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen bir yabancı dil sınavından buna denk bir puan almış olmak” şeklinde değiştirildi.
  • Öğretim üyelerinin haftalık ders yükü asgari 6 saatten 10 saate çıkarıldı.
  • Asistanlık kaldırılarak yerine “araştırma görevliliği” getirildi. (m.33).
  • Tüm yükseköğretim kurumlarında Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Türk Dili, Yabancı Dil zorunlu ders hâline getirildi. Ayrıca beden eğitimi veya güzel sanat dallarından biri de zorunlu ders olarak konuldu.

2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu üzerinde yıllar içerisinde çok sayıda değişiklik ve düzenleme yapılsa da yerine yeni bir kanun çıkarılmadı. Yapılan düzenlemelerle 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu günümüzde halen yürürlüktedir.