Sosyal Medya Etkileyicilerinin Reklam Verme Hakkının Hukuki Sınırı ve Bundan Doğan Sorumlulukları

Rukiye AKPUNAR

Tüketiciler mal veya hizmet satın alırken vermiş oldukları ücretin karşılığını alabilmek için o ürünü daha önce kullanan ya da o hizmetten yararlananların görüşleri doğrultusunda hareket edebilmektedir. Hatta günümüzde teknolojinin bu denli gelişmesi ve tüketicilerin haklarını koruyucu politikalar sayesinde mal ya da hizmet ile ilgili görüş ve önerilerin paylaşıldığı platformlarda da ciddi değişiklikler yapılmış, gerek tüketicinin doğru bilgi edinebilmesi gerekse de satıcı/ sağlayıcının itibarının korunabilmesi adına bu karşılıklı ilişkinin hukuki zemine oturtulması ilgili yasal düzenlemeler ile sağlanmıştır.

Tüketicinin bir mal ya da hizmeti satın almadan önce sadece satıcının mal ya da hizmet hakkında bilgi vermesi bazen tüketiciyi tatmin eder nitelikte olmamakta bazen ise şeffaf bir bilgi verilmemekte bu yüzden tüketici de alternatif yollara yönelebilmektedir. Bu yönelim ise günümüzde genellikle teknolojinin de verdiği imkânlar sayesinde daha önce o mal ya da hizmetten yararlananların görüşlerini almak şeklinde karşımıza çıkabilmektedir. Görüşleri alınan kişilerin bir kısmını sosyal medya etkileyicileri (influencer) oluşturmaktadır. 

Reklam Kurulu’nun 04.05.2021 tarihli ve 309 sayılı toplantısında 2021/2 numaralı kararı olarak kabul edilensosyal medya etkileyicileri tarafından yapılan ticari reklam ve ticari uygulamalar hakkında kılavuza göre sosyal medya etkileyicisi, “Sosyal medya hesabı üzerinden kendisine veya reklam verene ait bir mal veya hizmetin satışını ya da kiralanmasını sağlamak, hedef kitleyi oluşturanları bilgilendirmek veya ikna etmek amacıyla pazarlama iletişiminde bulunan kişiyi” ifade etmektedir.[1]

Bu konu bünyesinde gerek sosyal medya etkileyicisinin (ifade özgürlüğü bağlamında) eleştiri hakkı gerek satıcının itibarı gerekse de tüketicinin doğru bilgi edinip korunabilmesine ilişkin bazı menfaat çatışmalarını barındırmaktadır.

Mal ya da hizmetin tanıtımında hiç şüphesiz ki efektif pazarlama yöntemleri sayesinde tüketicinin iradesi olumlu ya da olumsuz etkilenerek satıcıya üreticiye veya sağlayıcıya tüketicilerin tercih etme ya da etmemesine göre geri dönüşler sağlanabilmekte ve ona göre ürün tanıtımı şekillenebilmektedir. Bu pazarlama yöntemlerinden şüphesiz ki en etkili olanı ve uzun yıllardan beri de süregelen reklamcılıktır. Bahsedilen reklamcılık faaliyetinin ticari reklamlar olduğu şüphesizdir.

Tüketicinin korunması hakkında ki kanunun 61.maddesine göre “Ticari reklam, ticaret, iş, zanaat veya bir meslekle bağlantılı olarak; bir mal veya hizmetin satışını ya da kiralanmasını sağlamak, hedef kitleyi oluşturanları bilgilendirmek veya ikna etmek amacıyla reklam verenler tarafından herhangi bir mecrada yazılı, görsel, işitsel ve benzeri yollarla gerçekleştirilen pazarlama iletişimi niteliğindeki duyurulardır.” 

Tüketicinin korunması hakkında ki kanunun 61.maddesinin devamında da belirtildiği üzere ticari reklamın dürüst, ahlaka ve kamu düzenine aykırı olmayan, kişilik haklarına uygun, tüketiciyi aldatan ya da güvenliğini tehlikeye düşürmeyen, tüketicinin bilgisizliğinden yararlanılarak onu istismar etmeye çalışmayan nitelikte olması gerekir.[2]

Tüketicinin korunması hakkında ki kanunun 61.maddesine bakıldığı zaman karşılaştırmalı reklam ve örtülü reklam şeklinde reklam türlerine yer verildiğini görüyoruz. Kısaca bunlardan da bahsetmek gerekirse örtülü reklam mezkûr kanunun 61.maddesinin 4.fıkrasında “Reklam olduğu açıkça belirtilmeksizin yazı, haber, yayın ve programlarda, mal veya hizmetlere ilişkin isim, marka, logo veya diğer ayırt edici şekil veya ifadelerle ticari unvan veya işletme adlarının reklam yapmak amacıyla yer alması ve tanıtıcı mahiyette sunulması örtülü reklam olarak kabul edilir.”

Benzer ve daha detaylı düzenleme Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinin 22.maddesinin birinci fıkrasında “Her türlü iletişim aracında sesli, yazılı ve görsel olarak örtülü reklam yapılması yasaktır.” şeklinde belirtilmiştir.

Maddede de belirtildiği üzere örtülü reklam, reklam olduğu açıkça belirtilmeksizin, kişinin istemeden reklama maruz kalmasıdır. Ve bu reklam türü gerek Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun gerekse de Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinde de belirtildiği üzere istenilmeyen bir reklam türüdür.

Sosyal medya etkileyicileri de bir ürünün tanıtımını yaparken bilerek ya da bilmeyerek pek çok kez örtülü reklam yapabilmektedir. Örtülü reklamı değerlendirirken de gerekli açıklamayı Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinin 23. maddesi yapmaktadır. Bu maddeye göre örtülü reklamın kabul edilebilmesi, hukuka aykırılık teşkil etmemesi için verilen içerik ile içeriği tanıtılan kişinin logo, isim, marka ya da diğer ayırt edici özelliklerinde abartı, oransızlık ve uyumsuzluk olmaması gerekir. Reklamı yapan kişinin, tüketicinin bilgi alma ve aydınlanma ihtiyacını karşılaması, belirli mal veya hizmetlere özel tanıtıcı atıflar yapılarak mal veya hizmetlerin satın alınmasının veya kiralanmasının teşvik edilmemesi gerekir. Zira örtülü reklam adından da anlaşılacağı üzere reklam olduğu açıkça anlaşılmayan reklamdır.[3]

Örtülü reklam yapan bir sosyal medya etkileyicisinin sorumluluğu konusunu sosyal medya etkileyicisinin tüketiciyi etkileyebileceği diğer yolları da ele aldıktan sonra değerlendireceğim.

Sosyal medya etkileyicileri teknolojinin vermiş olduğu imkânlar sayesinde büyük bir kitleye hitap edebilir ve onları etkileyebilir hale gelmişlerdir. Yapmış oldukları bazı paylaşımlar sayesinde kullandıkları mal ve yararlandıkları hizmetler hakkında ki yorumlarını da tüketiciler takip eder ve dikkate alır hale gelmişlerdir. Hal böyle olunca da satıcılar da daha fazla kitleye hitap edebilmek, ürünlerinin efektif bir şekilde pazarlanabilmesini sağlayabilmek adına bu sosyal medya etkileyicileri ile reklam, iş birliği anlaşmaları yapmaya başlamışlardır. 

Etkili bir ürün tanıtımını gerçekleştirebilmenin pazarlamacılık (marketing) anlamında muhakkak ki pek çok yolu vardır ancak çalışma konusu itibariyle ve gündelik hayatımızda da sıklıkla karşılaşabileceğimiz PR Çalışmaları ve Influencer Marketing üzerinde kısaca durmakla yetineceğiz.

PR (public relations) çalışmaları işletmelerin olumlu imajını oluşturup sürdürebilmek için etkili bir diyalog kurularak kitlelere ulaşmayı kapsamaktadır[4]. (PR Çalışması Stratejileri, İpuçları ve Örnekler) ancak PR çalışmaları bir reklamcılık faaliyeti değildir. İçerisinde büyük bir ekip çalışmasını barındıran, bir markanın hedef kitleye hızlı ve etkili iletişim araçlarını kullanarak ulaşmasını ifade eder[5]. (PR Çalışması Nedir? Adımları Nelerdir? Açılımı Nedir?)

Influencer marketing yani sosyal medya etkileyicileri ile pazarlama yöntemi ise satıcıların genellikle yüksek takipçili hesaplar ile yapmış oldukları (bazen düşük takipçili hesaplar da olabilmektedir.) gerek satışlarını arttırabilmek gerekse de geniş hedef kitlelere ulaşabilmek için yaptıkları iş birliğidir.

Günümüzde bu iş birlikleri artmış olduğu ve bu alanda uygulanacak mevzuat hükümleri yetersiz kaldığı için 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna dayanarak hazırlanan Reklam Kurulunun 04.05.2021 tarihli ve 309 sayılı toplantısında 2021/2 numaralı ilke kararı ile birlikte Sosyal Medya Etkileyicileri Tarafından Yapılan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Hakkında kılavuz hazırlanarak yürürlüğe girmiştir.

Sosyal Medya Etkileyicileri Tarafından Yapılan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Hakkında Kılavuz’un 6. maddesinde bu kişilerin yükümlülükleri örnekseyici olarak belirtilmiştir. Bu maddeye genel itibariyle baktığımızda sosyal medya etkileyicisinin tüketiciyi yanılsamaya uğratacak şekilde bilgilendirme, görüş beyan etme ya da eleştiride bulunmaması hedeflenmiştir.

Örneğin sosyal medya etkileyicisinin deneyimde bulunmadığı bir mal ya da hizmet ile ilgili olarak hiç kullanmadığı halde kullanmış gibi izlenim vermesi ya da bir bilimsel araştırmaya, istatistikî verilere dayanmadan test sonucu ya da araştırmalar hakkında iddialarda bulunması ya da tüketiciyi yanıltacak şekilde filtreleme uygulamaları kullanmaması gerekir.

Elbette ki sosyal medya etkileyicisinin yükümlülükleri bununla da sınırlı değildir. Eğer ki Youtube ya da Instagram gibi (Snapchat, Tiktok vb. diğer sosyal mecralar) sosyal medya ortamlarında bir içerik paylaşılmışsa (bu içerik podcast şeklinde de olabilmektedir.) içerikte yazılı ya da sözlü olarak “bu video reklam içermektedir, ücretli iş birliği içerir, reklam verenin destekleri ile ya da o ürün satıcının hediyesidir” gibi açıklamalardan en az birine yer vermesi gerekir. Ya da mezkûr düzenlemenin 8. maddesinde de belirtildiği üzere #Reklam, #Reklam/Tanıtım, #Sponsor, #İşbirliği, #Ortaklık, “@[Reklam veren] ile iş birliği”, “@[Reklam veren] tarafından sağlandı.”, “@[Reklam veren] tarafından hediye olarak alındı.” gibi etiketlere yer vermesi gerekir.

Ancak bu tip içerikler hakkında, ne gibi yükümlülüklerinin bulunduğuna ilişkin olarak sosyal medya etkileyicisinin mutlaka bilgi sahibi olması gerekir. Kılavuzun 11.maddesinde de belirtildiği üzere Reklamverenin Sorumluluğu başlığı altında birinci fıkranın a bendinde reklamverene sosyal medya etkileyicisini bilgilendirmesi yükletilmiştir.

Reklamverenin yükümlülükleri de sadece bu bilgilendirmeden ibaret değildir. Yine kılavuzun 11.maddesinde belirtildiği üzere reklamveren sosyal medya etkileticisinin yükümlülüklerini yerine getirmesi için olası ihlallere karşı önlemler de almalıdır. Reklamverenin bu ve benzeri yükümlülükleri yerine getirmesi de sadece sosyal medya etkileyicisinin sorumlu olmasına dair reklamveren için bir sorumluluktan kurtulma sebebi değildir. Ancak reklamverenin yükümlülüklerini yerine getirmesi etkisiz bir faktör de değildir zira maddenin son fıkrasında reklamverenin bu yükümlülüklerine uygun davrandığını ispat etmesi durumunda makul olarak beklenebilecek en iyi çabayı gösterdiğinin kabul edileceğine dair bir karine öngörülmüştür. 

Peki, sosyal medya etkileyicisi bu yükümlülüklerine aykırı davrandığı zaman sosyal medya etkileyicisi ile anlaşma sağlayan satıcının neye dayanarak nasıl bir talebi olabilir?

Çalışmanın başında da belirtildiği gibi öncelikle sosyal medya etkileyicisinin örtülü reklam yapması durumunda karşılaşabileceği bazı sorumluluk noktaları, yaptırımlar olabilmektedir.

Ülkemizde ilk defa 14.1.2020 tarihinde 292 sayılı Reklam Kurulu toplantısı ile bir sosyal medya etkileyicisinin reklamının içeriği denetlenmiş ve hakkında idari yaptırım uygulanmıştır.[6]

Sosyal medya etkileyicisinin örtülü reklam ile ilgili olarak sorumlu olabilmesi için yapmış olduğu tanıtımda reklam olduğunu belirtmemelidir. Yani Sosyal Medya Etkileyicileri Tarafından Yapılan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Hakkında kılavuzun 7.ve 8.maddelerine aykırı davranmalıdır. Ve tüketicilerin bilmeden, iradelerinin dışında reklama maruz kalmaları gerekir. Ancak sosyal medya etkileyicisinin de reklam verme kastı ile hareket etmesi gerekir[7]. Bu şekilde hareket eden bir sosyal medya etkileyicisi Tüketicinin Korunması Hakkında ki Kanunun 77.maddesinin 12.fıkrasında belirtildiği üzere “Bu Kanunun 61 inci maddesinde belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket eden reklam verenler, reklam ajansları ve mecra kuruluşları hakkında durdurma veya aynı yöntemle düzeltme veya idari para cezası ve gerekli görülen hâllerde de üç aya kadar tedbiren durdurma cezası uygulanır. Reklam Kurulu, ihlalin niteliğine göre bu cezaları birlikte veya ayrı ayrı verebilir.” Şeklinde idari yaptırım uygulanacağı düzenlenmiştir.

Sosyal Medya Etkileyicileri Tarafından Yapılan Ticari Reklam ve Ticari Uygulamalar Hakkındaki Kılavuzun 12. maddesinde reklam verenlerin (örtülü reklam da olabilir diğer sorumluluk sebepleri de işletilebilir), reklam ajansları ve sosyal medya etkileyicilerinin her birinin ayrı ayrı sorumlu olduğu düzenleme altına alınmıştır. Ancak kanaatimce burada müteselsil sorumluluğun kararlaştırılmış olması daha yerinde bir düzenleme olabilirdi.[8] Zira sosyal medya etkileyicisi genellikle mal ya da hizmet tanıtımını tüketiciye karşı gerçekleştirir, tüketicinin korunması bakımından da birlikte sorumluluğun olması daha hakkaniyetli bir yaklaşım olabilirdi.

Sorumluluk açısından kılavuzun 11 ve 12. maddesinden başka bir düzenleme olmadığı için diğer mevzuatlarda ki gidilebilecek sorumluluk hükümlerine değinecek olursak;

Sorumluluk için Ticaret Kanunu Madde 54 ve devamında düzenleme alanı bulan haksız rekabet hükümlerine de başvurulabilir. Zira haksız rekabet kapsamlı koruma sağlayan bir düzenleme olup tacirin ticaret unvanını tescil ettirmemesi, markayı tescil ettirmemesi gibi durumlarda unvanın ya da markanın sağladığı koruyucu hükümlerden yararlanılamayacağı için haksız rekabet markanın ve unvanın korunması noktasında genel hüküm olarak koruma sağlamaktadır. Reklam veren ile sosyal medya etkileyicisinin arasında sosyal medya etkileyicisinin yükümlülüklerine aykırı davranabileceği hallerden biri olarak reklam verenin mallarını kötülemesi durumunda reklamveren haksız rekabet hükümlerine başvurabilecektir. Bu kapsamda reklamveren Türk Ticaret Kanunu madde 55/ 1.a bendine başvurulabilir;

“Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” Bu şekilde haksız rekabet teşkil edebilecek bir hale dayanan reklamveren yine Ticaret Kanunu madde 56’da düzenleme alanı bulan tespit davası, haksız rekabetin meni, haksız rekabetin önlenmesi, ya da kusur ve zararın olması durumunda zararının tazminini isteyebilmesi mümkündür. Yine ticaret kanunumuzda ki haksız rekabetin geniş kapsamlı koruması sayesinde 56.maddenin ikinci fıkrasına göre ekonomik çıkarı zarar gören veya böyle bir tehlike ile karşılaşabilecek olan müşterilerin de maddede belirtilen davaları açabilecekleri mümkün kılkılınmıştır. Bu sayede bir sosyal medya etkileyicisinin yapmış olduğu yanlış bir bilgilendirme nedeni ile zarara uğrayan tüketicinin de bu madde kapsamında koruyucu hükümlere başvurabilmesine engel teşkil eden bir durumun olmadığı kanaatindeyim. Bu davalardan birini (ya da birlikte tazminat davasını) açmak isteyen reklam veren ya da tüketici bu hakların doğumunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve her halde bunların doğumundan itibaren 3 yıl (ceza zamanaşımı süresi yoksa) içinde davasını açmalıdır.

Reklamverenin başvurabileceği bir diğer hukuki korumayı ise elektronik iletişim araçlarının sağlamış olduğu imkânların suiistimal edilmesi sonucu işlenen suçlar ile mücadele edebilmek adına çıkarılan 5651 sayılı kanun sağlayabilmektedir.[9]

Örneğin bir sosyal medya etkileyicisinin kullandığı ya da yararlandığı bir mal veya hizmet karşısında doğruluk niteliği taşımayan bir bilgilendirme de bulunduğunu düşünelim bu durumda reklamveren 5651 sayılı kanunun 9.maddesine dayanarak içeriğin kaldırılmasına ilişkin hukuki koruma talep edebilecektir.

9. madde kapsamında internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini düşünüyorsa ki bir reklam verenin de mal ya da hizmetleri hakkında doğru olmayan bilgi vermek ya da o mal ya da hizmetten hiç faydalanmamasına rağmen faydalanmış gibi gösterip yanıltıcı içerikleri yayınlamak elbette ki reklamverenin itibari değerini sarsıcı bu yüzden kişilik haklarına zarar veren bir eylemdir. Gerek gerçek kişiler gerekse de tüzel kişiler içerik sağlayıcısına[10], içerik sağlayıcısına ulaşılamadığı durumlarda ise yer sağlayıcısına[11] başvurarak içeriğin yayından çıkarılmasını ya da bu yola hiç başvurmadan doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğin çıkarılmasını isteyebilecektir.

Sonuç olarak sosyal medya etkileyicileri ifade özgürlüğü bağlamında elbette ki bir mal ya da hizmet hakkında olumlu ya da olumsuz görüş bildirme hakkına sahiptir. Ancak ticari hayatta ki rekabetin dürüst ve bozulmayacak şekilde işleyebilmesi için de bunu belirli prosedürlere bağlamak icap ediyor. Bu yüzden de uygulamada genellikle satıcı ile sosyal medya etkileyicisi hakkında pazarlamacılık ya da reklam sözleşmelerinin yapıldığını görüyoruz. Sosyal medya etkileyicisi, reklamveren ile aralarında ki anlaşmaya aykırı davranmasının haricinde eğer ki sosyal medya etkileyicileri tarafından yapılan ticari reklam ve ticari uygulamalar hakkında ki kılavuzun yukarıda ki belirttiğimiz 7 ve 8.maddelerine aykırı davranması durumunda ya da reklam verenler,  reklam ajanslarının ilgili kılavuz hükümlerine aykırı davranmaları konusunda ayrı ayrı sorumlulukları söz konusu oluyor. Ayrıca yine somut olayın koşullarına bakılarak ilgili diğer mevzuatlara göre de yayınlamış olduğu içerik hakkında sorumluluk tesis edilebiliyor.


[1] 04.05.2021 tarihli 309 Sayılı Reklam Kurulu Toplantısı Basın Bültenine buradan ulaşabilirsiniz.

[2] Benzer tanım için bakınız, Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nin 4. maddesinin birinci fıkrasının n bendi.

[3] Reklam Kurulunun 09.05.2022 tarihli 2022/1863 Dosya numaralı kararında, “tezgahsalgirismler” isimli Instagram hesabından 09.05.2022 tarihinde yapılan “hikaye” paylaşımında; “@kuafortekadammakeup_eda takibe alalım dostlar. Ve asıl süprizimize gelirsek Yunus Beyden tezgahsal dostlara özel kampanya sözü aldık. Şimdi anasayfaya ücret ve işlem detaylarıyla gelicez.” ifadelerine ve “@kuafortekadammakeup_eda” etiketine yer verildiği tespit edilmiştir.” “Yapılan incelemeler sonucunda, inceleme konusu paylaşımda herhangi bir reklam ibaresine yer verilmeden takipçileri “@kuafortekadammakeup_eda” isimli işletmenin sosyal medya hesabına yönlendirmek suretiyle anılan işletmenin örtülü reklamının yapıldığı değerlendirilmiş olup (…)”,https://ticaret.gov.tr/tuketici/ticari-reklamlar/reklam-kurulu-kararlari (E.T.18.12.2022)

[4] https://ajanspr.com.tr/pr-calismasi-stratejileri-ipuclari-ve-ornekler/ (E.T: 10.12.2022)

[5] https://networkokulu.net/pr-calismasi-nedir/ (E.T: 10.12.2022)

[6] Bkz. 292, 299, 308, 309, 311 sayılı toplantılar. https://www.ticaret.gov. tr/tuketici/ticari-reklamlar/reklam-kurulu-kararlari. (E.T.17.12.2022)

[7] (Korkmaz, A. 2022; Sosyal Medya Etkileyicilerinin Yaptığı Tanıtımların Örtülü Reklam Yasağı Bakımından Değerlendirilmesi. TBB Dergisi, s.182-210.)

[8] Böyle bir yaklaşımın tüketicinin korunması hakkında ki kanunun 77.maddesinin 12.fıkrasında ki şu ifadeden anlayabilmek de mümkündür;  “Bu Kanunun 61 inci maddesinde belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket eden reklam verenler, reklam ajansları ve mecra kuruluşları hakkında”(…)

[9] Kaya, Mehmet Bedi. 2021; İnternet Hukuku Mevzuat ve İçtihat, s.12

[10] İçerik sağlayıcısı, 5651 sayılı kanuna göre “İnternet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri” ifade eder. Örneğin Youtube ya da İnstagram ya da diğer sosyal mecralara video yükleyen bir sosyal medya etkileyicisi bu anlamda bir içerik sağlayıcıdır.

[11] Yer sağlayıcısı, “Hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişileri” ifade etmektedir.

Kaynakça

Korkmaz, Alperen. 2022; Sosyal Medya Etkileyicilerinin Yaptığı Tanıtımların Örtülü Reklam Yasağı Bakımından Değerlendirilmesi. TBB Dergisi, s.182-210

https://www.ticaret.gov. tr/tuketici/ticari-reklamlar/reklam-kurulu-kararlari. (E.T.17.12.2022)

https://ticaret.gov.tr/tuketici/ticari-reklamlar/reklam-kurulu-kararlari (E.T.18.12.2022)

https://ajanspr.com.tr/pr-calismasi-stratejileri-ipuclari-ve-ornekler/ (E.T: 10.12.2022)

https://networkokulu.net/pr-calismasi-nedir/ (E.T: 10.12.2022)

Kaya, Mehmet Bedi. 2021; İnternet Hukuku Mevzuat ve İçtihat.

Rukiye Akpunar Hakkında: Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi 4. sınıf öğrencisi. Özel hukuk alanında çeşitli konulara dair araştırmalar yapmakta ve yazılar yazmakta.