UYAP’tan Açtıysan, Tebliğ Edilmiştir

Özgür TÜRKEŞ

Hukuk hayatın içidir. Toplumla, zamanla, insanla değişir, gelişir; onlarsız düşünülemez. Hukuk kuralları da desktop researching olarak icat edilmemiştir; bizzat örften, âdetten gelir. Ancak günlük hayatımızda kullandığımız bazı tabirler hukukta tam tersi olabilir.

Örneğin toplum yaşamında, sükût ikrardan gelir, deriz. Size yapılan bir suçlamaya cevap vermiyorsanız, susuyorsanız, kabulleniyorsunuz demektir. Oysa ki hukukta, hele hele özel hukukta, sükût inkârdan gelir; cevap vermediğiniz her şeyi reddetmişsiniz, inkâr etmişsiniz demektir.

Gene biz günlük dilimizde iyi niyetli insan kavramını, kalbinde kötülük olmayan, yaptığı işin sonucu kötü bir olaya sebep olmuşsa dahi bunu isteyerek yapmamış, haydi biraz daha ileri gidelim, hafif saflık olarak nitelendiririz. Oysa ki hukukta, iyi niyetli demek hem her şeyi bilen hem de bilmesi gereken demektir; basiretli tacirdir, uyanık vatandaştır. Yaptığı işin sonucunun kötü olabileceğini bilmeyen iyi niyetli olamaz.

İşte gene hukukta, daha doğrusu bizim hukukumuzda, resmî makamlar tarafından yapılan hukuki bir işlemin sonuç doğurabilmesi için size tebliğ edilmesi gerekir. Ama bu Amerikan filmlerinde gördüğümüz gibi yolda yürürken elinize bir zarf tutuşturulup, “mahkeme celbi tebliğ edilmiş” demek değildir. Daha doğrusu, Tebligat Kanunumuzun eski hâlinde durum biraz böyleydi, bir dava açabilmek için fıldır fıldır muhatabınızı arardınız; kişinin adresi tespit edilemediği için boşanma davaları bile açılamazdı. Şimdi öyle değil, nüfusta kayıtlı adresinize tebligat çıkartılır, postacı sizi bulamazsa muhtarınıza bırakır ve o anda tebligat gerçekleşmiş olur.

Tabii bunun da bazı sıkıntıları var, eğer düzenli olarak muhtarınızı kontrol etmezseniz bir bakmışsınız yapmış biri ilamsız icra takibi, itiraz etmemişsiniz, hop olmuşsunuz borçlu. Bu konunun detaylarıyla ilgili, tebligat konusuna dikkat edilmezse nasıl hayatların karartılabileceğiyle ilgili ayrı bir yazımız olacak. Neyse ki şimdi UYAP Vatandaş üzerinden sürekli olarak kontrol edebiliyoruz hakkımızda açılan bir dava, yapılan bir takip var mı diye, daha da güzeli e-tebligata üyeyiz, tarafımıza bir tebligat oldu mu hem sms, hem email, hem de uygulamadan uyarı geliyor. Uygulamadan bildiri gelmedi, mail gelmedi gibi bazen serzenişler geliyor ama bence bu bizim kendi İnternet ayarlarımızdan kaynaklanıyordur. Yani, en azından öyle ümit ediyorum (!)

Şimdi bunları niye anlatıyorum? Siz bir mahkeme kararınızı daha önce UYAP üzerinden görebilirsiniz, ancak o karara karşı başvuracağınız yollar için işleyecek süre o kararın size tebliğ edilmesiyle başlar. Artık e-tebligat sistemindeyseniz size iletildikten 5 gün sonra, yok klasik usulse tarafınıza ya da muhtarınıza bırakıldıktan sonra.

Tabii bunların bazı istisnaları var. Karar yüzünüze karşı okunmuşsa (tefhim) ya da bazı durumlarda dosyadan örnek almışsanız, işte bu tapu sicilinde, kararın örneğini kalemden almakla filan olur daha çok, tebligat o anda yapılmış olur.

Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapabilmeniz için olağan kanun yollarının tüketildiğinin öğrenilmesinden itibaren 30 gününüz var. Hani yazının başında değindik ya hukuk hayatla uyumludur ancak bazı kavramları gerçek hayatta kullandığımızın tam tersidir diye; işte sükûtun aslında inkârdan gelmesi, iyi niyetlinin aslında bilebilecek durumda olması gereken gibi hukukta da öğrenme tefhim ya da tebliğle olur.

Fakat gel gelelim Anayasa Mahkemesi 2-3 yıl önce birdenbire kendisine yapılmış başvurularla ilgili olağan hukuk yollarının tüketilmesiyle alakalı 30 günlük süreyi son kararın bize tebliğinden itibaren değil, kararı UYAP üzerinden okumamızdan itibaren başlatmaya başladı. Bu okumak kelimesi yanlış anlaşılmasın, bir tık yapıp dosyayı açsanız dahi bunu böyle kabul ediyor. Hani Whatsapp’ta ilgili kişinin bölümüne tıklarsınız, orada bir sürü okunmamış dosya vardır ama karşı tarafa siz tıkladınız diye çift mavi gider ya, işte Anayasa Mahkemesinin “okundu”dan kastı tam olarak da bu.

Aynı büroda çalıştığınız diğer avukatlarla UYAP’ı ortak kullanıyorsanız ve bir başkası yanlışlıkla sizin dosyanızı açmışsa, geçmiş olsun, tebliğ edilmiştir, kronometre çalışmaya başladı. Daha da ileri gidelim, bizim Hukuk Muhakemelerivekille takip edilen işlerin tebligatını vekile yapılmasını zorunlu tutar. Vekil yerine asile tebligat yapılması süresiz şikâyete tabidir. İşte gene sevgili Anayasa Mahkemesi, burada da bu kuralı uygulamıyor, siz vekil olarak bekliyorsunuz tebligatın tarafınıza yapılmasını (ya da kardeşim çok yoğunsunuz, öyle UYAP’a filan zırt pırt giremezsiniz, celsem uygulamasından bildiri filan da almazsınız, size yapılan tebligata göre hareket edersiniz), müvekkil UYAP Vatandaş üzerinde sörf yaparken görmüş olsun kararı, geçmiş olsun efendim, sizin haberiniz bile olmadan tebellüğ etmiş bulunuyorsunuz.

Ya tamam, Anayasa Mahkemesibunalmış şikâyetlerin yoğunluğundan, anayasal açıdan önemli olmayacak derecedeki hak ihlallerinden, bir süper üst temyiz mahkemesi olarak görülmekten de, yani eleme yöntemi böyle mi olmalı, hiç uyarmadan, habersizce içtihat değiştirerek öğrenmeyi böyle mi yorumlamalı? Hukuk toplumla gelişir, değişir dedik, siyasi partinin hayırlı kandiller pankartı açmasını laiklik ilkesine aykırı bulmaktan nerelere geldik de web sitemizde o kadar dikkat edilecek uyarı yazarken, bunu niye atladık?

Bakmayın şimdilerde hep Anayasa Mahkemesininöğrenmenin tebliğle başlamayacağı uyarılarına, bunları yeni yapmaya başladı bu sebepten reddettiği başvuruların AİHM’e yığılması üzerine. İşin kötü tarafı, AİHM de bunalmış başvuru yığınından, o da kendince bazı kriterler belirlemiş, derece sistemine geçmiş, senin mülkiyet hakkın ihlal edilmiş ama azıcık edilmiş, o yüzden kabul edilmezlik veriyorum, işte hak ihlali var ama, çok da önemli değil diyerek eleme yöntemine gidiyor. AYMde, hani şimdi her şeye zam yapılıyor ya, aradaki her aracı da ben n’olur n’olmaz ilerisi için biraz daha üstüne koyayım derken korkunç fiyatlara ulaşıyoruz ya, ben AİHM’den biraz daha ileri gideyim, önemsizlik kriterini biraz daha artırayım diyor.

Hukuk toplumla beraber gelişiyor, değişiyor ama bazen biz bu değişimleri çok hızlandırmaya çalışıyoruz, olmuyor, olan gene hukuki istikrara oluyor maalesef.


Özgür Türkeş Hakkında: 1978 İstanbul doğumlu. Ön lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Adalet, lisans eğitimlerini Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim ile Anadolu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, yüksek lisans eğitimini BİST Spor Mali Durum ve Hisse Hareketleri Analizi adlı teziyle Beykent Üniversitesi İşletme Yönetimi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitimine devam eden Türkeş, Teknik Öğretmen olarak görev aldığı MEB’de Flekso Baskıda Maliyet ders kitabı modülünü hazırladı; Eğitim Kurumları Yöneticisi olarak çalıştı. Görevine Şubat 2023’ten itibaren Adalet Öğretmeni olarak devam eden Türkeş, Fransızca ve İngilizce biliyor.


Önceki İçerik12. Hasan Özderin Makale Yarışması
Sonraki İçerikAdalet Bakanlığı Stajyer Kontrolör Alımı
Özgür Türkeş
1978 İstanbul doğumlu. Ön lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Adalet, lisans eğitimlerini Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim ile Anadolu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, yüksek lisans eğitimini BİST Spor Mali Durum ve Hisse Hareketleri Analizi adlı teziyle Beykent Üniversitesi İşletme Yönetimi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitimine devam eden Türkeş, Teknik Öğretmen olarak görev aldığı MEB’de Flekso Baskıda Maliyet ders kitabı modülünü hazırladı; Eğitim Kurumları Yöneticisi olarak çalıştı. Görevine Şubat 2023’ten itibaren Adalet Öğretmeni olarak devam eden Türkeş, Fransızca ve İngilizce biliyor.