Amiri Memuruna Şikâyet Etmek

Özgür TÜRKEŞ

Yok, o laf öyle değildi sanki, memuru amirine şikâyet etmek miydi? Hani bürokraside karşılaştığımız sorunlarla ilgili müdüre şikâyet, bizdeki karşılığı “Davacının şaşkını derdini mübaşire anlatır…”

Lakin bizim bu yazımızdaki konumuz amiri memuruna şikâyet etmek. Hani beylik ötesi sözler vardır ya, “adamın köpeği ısırması haberdir” diye, biz de aynen amiri memura şikâyet etmeyi irdeleyeceğiz. O nasıl mı oluyor? Vallahi kanun koyucu Ceza Muhakemesi Kanunu m. 192’de bu hususu düzenlemiş: “Duruşmanın ilgililerinin mahkeme başkanının hukuka aykırı bir tedbiri iddiasına karşılık mahkeme heyeti bu hususta karar verir”.

Yani, nasıl oluyor, reisin hükmüne karşılık bir itiraz mı? Hâkimin reddi mi?

Hocaların hocası, rahmetli Ebulula MARDİN’in harika ötesi bir sözü vardır; “Oğlum Ayşe Ağa’nın Ahmet ve Mehmet adlı 3 kızı oldu…Ben bu yanlışın neresini düzelteyim?”.

Öncelikle ortada amir memur ilişkisi yok. Aynı sınıfta olmalarına karşın, hâkimler hiçbir otoriteye bağlı değillerdir savcıların aksine. Bu onların anayasal güvencesidir. AY m. 138 bunu çok açık olarak düzenlemiştir. Biraz Moliere’in “Kendimizden daha aşağıda sınıflar olduğu iddiasında değiliz lakin hiçbir otoriteyi de tanımıyoruz. Avukatlar tarih boyunca belki hiç köle kullanmamışlardır ama efendileri de olmamıştır” durumu.

Ast üst ilişkisi yok ama birinin de bu mahkemeyi yönetmesi gerekiyor. Genellikle, olması gereken, en kıdemlisi reis oluyor. Heyet bir bütün, fakat uygulamada, sadece ağır cezada da değil asliye ticarette de kimse heyeti kale almıyor! Varsa, yoksa “Sayın Başkan”, “Sayın Reis”. E hal böyle olunca, ortada bir CMK m. 192 aykırılığı olduğunda biz nasıl heyetten yardım isteyeceğiz ki? Adamları en başından itibaren kale almamışız, hâkim olduklarını hissettirememişiz (tamam, adamları kısmı biraz seksist oldu, kişileri diyelim).

Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus, madde hüküm demiyor, tedbir diyor; hükmü zaten beraber veriyorlar, neyin itirazı olacak? Tedbir ne ola ki? Mesela mahkeme düzenini bozan kişi hâkim kararıyla salon dışına çıkarılır diyor HMK m. 79. Ancak bu hüküm avukatlar için uygulanmaz. HMK m. 151’de daha da bir vurgulanıyor bu husus. Ya mahkeme başkanı uygularsa? Yani, hukuka aykırı bir karar verirse? Olmaz demeyin, AYM Suat EREN Başvurusunda olmuş. Daha da ilginci, HMK ne için? Hukuk Muhakemeleri için, değil mi? Biz neredeyiz? Ceza Muhakemelerinde. Var mı CMK’da böyle bir hüküm? Yok, sadece CMK m. 203 duruşma düzenini bozanlar avukat olursa onlara disiplin hapsi verilemez diğerlerinin aksine diyor. Ama hukuk davalarında avukatı dışarı atamıyoruz, ceza davalarında mı atacağız? Kanun koyucu böyle bir abesle uğraşır mı? İşte bunu heyete anlatabilmek için en baştan onlara hitap etmek gerekir.

Ceza Avukatı eğitimlerinde anlatır üstatlar, işte “mesleğin onur ve vakarını koruyun, kendinizin mahkemeden atılmasına itiraz edin ama yaka paça sürüklenmeyin… Eğitimde bunları gülümseyerek dinlersiniz de Av. Suat EREN Başvurusu’nda bizzat yaşanan gerçekler bunlar.

Şunu da unutmamak lazım, amaç müvekkilin haklarını sonuna kadar savunabilmek. HMK m. 152 taraflar ancak hâkim aracılığıyla şahide soru yöneltebilir ancak avukatlar direkt soru sorabilir diyor. Haydi madem o hukuk davalarını etkiliyor, CMK m. 201 de aynısını diyor. Yok mu uygulamada “Avukat Bey/Avukat Hanım, sorunuzu bana sorun, ben şahide sorarım” diyen hâkim/mahkeme başkanı? Var. Güzelce hatırlattığınızda HMK m. 152’yi, CMK m. 201’i, “Senden mi öğreneceğim kanunu” diyen hâkim? Var.

Şimdi burada “Sayın hâkim kanunu tabii ki benden öğrenmeyin ama gidin bir yerden öğrenin” demek çok havalı. Havalı da bunun müvekkile yararı olur mu? Oradan olmaz, başka bir yerden kullanır hâkim takdir hakkını. Demeyelim MK m. 4, o da hâkimin hakkaniyeti (20 yıl oldu Medeni Kanun’u güncelleyeli, hala Kanun-u Medeni için MK, Türk Medeni Kanunu için TMK kısaltması yapmak ne kadar doğru, bilemiyorum. Hayır, Terörle Mücadele Kanunu için de TMK diyoruz, karışıklığı çok müsait).

Bir sonraki yazımızda imam nikahlı eşe nafaka ödenir mi, onun cevabını bulmaya çalışacağız. Yalnız dikkat, cevapları ezberlerimizi bozabilir.


Özgür Türkeş Hakkında: 1978 İstanbul doğumlu. Ön lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Adalet, lisans eğitimlerini Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim ile Anadolu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, yüksek lisans eğitimini BİST Spor Mali Durum ve Hisse Hareketleri Analizi adlı teziyle Beykent Üniversitesi İşletme Yönetimi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitimine devam eden Türkeş, Teknik Öğretmen olarak görev aldığı MEB’de Flekso Baskıda Maliyet ders kitabı modülünü hazırladı; Eğitim Kurumları Yöneticisi olarak çalıştı. Görevine Şubat 2023’ten itibaren Adalet Öğretmeni olarak devam eden Türkeş, Fransızca ve İngilizce biliyor.

Köşe yazarları tarafından burada paylaşılan görüşler, turkiyehukuk.org’a değil, yazara aittir.