Anayasa Mahkemesinin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkili Şekilde Uygulanmasının Desteklenmesi Projesi kapsamında, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru ihlal kararları ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin bölge toplantısı İstanbul’da düzenlendi.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, Avrupa Konseyi Ankara Ofisi Başkanı Cristian Urse, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanvekili Mehmet Akif Ekinci, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Murat Boylu’nun katıldığı toplantıda AYM Başkanı Arslan, Adli Yargıda Bireysel Başvuru İhlal Kararları ve İhlalin Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması başlıklı konuşma gerçekleştirdi.
Türkiye’nin Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hazırlık aşamasına katıldığını, sözleşmeyi 4 Kasım 1950 tarihinde imzalayarak dünyaya duyuran 14 ülkeden biri olduğunu hatırlatan Arslan; anayasa mahkemelerinin, Avrupa’daki otoriter rejimlerin yoğun hak ihlalleri sebebiyle anayasayı ve temel hak ve özgürlükleri korumak üzere kurulduğunun altını çizdi.
Anayasa’nın 148. maddesine eklenen fıkrayla Anayasa’da ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ortaklaşa korunan temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasıyla herkesin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesine imkân sağlandığını belirten Zühtü Arslan, bu açıdan Türkiye’nin anayasasında açıkça ve lafzen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne yer veren nadir ülkelerden biri olduğunu vurguladı.
Bireysel başvuru sistemi anayasa koyucunun öngördüğü şekilde iyi işliyor mu?
On yıllık bireysel başvuru tecrübesinin sonunda “Bireysel başvuru sistemi anayasa koyucunun öngördüğü şekilde iyi işliyor mu ve haklar standardını yükseltiyor mu?” sorusunun sorulması gerektiğini ifade eden Arslan, bu soruyu olumlu cevaplamak gerektiğini belirterek “Başta her geçen gün artan iş yükü olmak üzere olağanüstü sıkıntılara rağmen Anayasa Mahkemesi iyi işleyen etkili bir bireysel başvuru sistemini hayata geçirmek için gece gündüz çaba göstermektedir.” dedi.
AYM’nin önünde 66 bin civarında başvuru bulunmakta
Arslan konuşmasının devamında bireysel başvuru kurumunu tehdit eden birbiriyle bağlantılı iki önemli tehlikenin olduğuna dikkat çekti: Bunların ilki her geçen gün artan başvuru sayısıdır. Anayasa Mahkemesinin önünde şu an itibarıyla 66 bin civarında başvuru bulunmaktadır. Bu sayının içinde bulunduğumuz 2022 yılında maalesef daha da artması öngörülmektedir. Nitekim yeni yılın ilk ayında yapılan başvuru sayısı 12 bine yaklaşmıştır.
Anayasa Mahkemesine sadece geçen ay yapılan bireysel başvuru sayısı, bireysel başvuruyu uzun yıllardır uygulayan Almanya ve İspanya Anayasa Mahkemelerinin önlerindeki başvuruların toplamından çok daha fazladır. İş yükü konusunda maalesef Anayasa Mahkemesinin tek “rakibi”, önünde Türkiye dâhil 47 taraf ülkeden 70 bin civarında derdest başvuru bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesidir.
Bireysel başvurudaki ikinci tehdit ihlal kararlarının gereği gibi yerine getirilmemesi, özellikle objektif etkinin hayata geçirilememesidir. Bilindiği üzere Anayasa Mahkemesinin ihlal bulduğu kararlarda başvurucunun somut müdahale nedeniyle maruz kaldığı hak ihlalinin giderilmesi bireysel başvurunun subjektif etkisini oluşturmaktadır. Bu elbette önemlidir ancak yeterli değildir.