Bozdağ: Türkiye’nin Gündeminde 30 Yıllık Davaların Olmadığı Döneme Geçeceğiz

2022 Yılı Değerlendirme Toplantısında gazete, televizyon ve ajansların Ankara Temsilcileriyle bir arayan gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, gündeme dair gazetecilerin sorularını yanıtladı.

2023’ün Türkiye yüzyılı olarak değerlendirilebilmesinde en önemli görevin Adalet Bakanlığına düştüğünü belirten Bakan Bozdağ, bu dönemde Bakanlık olarak adalet politikalarını geliştirme, milletin yargıya olan güvenini ve yargı hizmetlerinden memnuniyetini arttırma ve yargıya dönük pek çok eleştirileri ortadan kaldırma konusunda daha etkin ve netice alıcı çalışmalar yürüteceklerini söyledi.

Adalet Bakanlığının 2022 yılında attığı adımları ve gerçekleştirdiği değişiklikleri anlatan Bozdağ, artık kimsenin rol keserek mahkemeden ceza indirimi alamayacağı bir döneme girildiğinin altını çizdi.


2022’de sınavları yapılan 1500 hâkim ve savcının sözlü sınavlarının 2023’te yapılacağını hatırlatan Bozdağ, Adalet Bakanlığının 2002’deki personel sayısının 2022’nin sonunda yüzde 220 oranında yükseltildiğini de belirtti.

1926 yılından kalan davalar var 

Makul sürede yargılanma konusuna da değinen Bekir Bozdağ, 1926 yılından kalan üç davanın olduğunu bilgisini paylaştı. Bozdağ, özellikle en uzun süren otuz davayla ilgili teftiş kuruluna görevlendirme yapıldığını söyleyerek bu otuz davanın dosyalarının niye uzadığına tek tek bakılıp incelendiğini ifade etti. Adalet Bakanlığı Strateji Daire Başkanının da bu davalara bakan hakimlerle görüştüğünü belirten Bozdağ, bu dosyaların niye uzadığı, uzamaması için çözümün ne olduğu gibi konularda araştırma yaptırdığını ve sonuçların yakında çıkacağını dile getirdi. Bu sonuçlara göre ne lazımsa yapılacağını, gerekirse özel düzenleme yapılacağını hatta Anayasa’ya aykırı olmamak kaydıyla atımlar atılacağını vurgulayan Bozdağ, artık Türkiye’nin gündeminde yirmi yıl, otuz yıl, kırk yıl süren davaların olmayacağı bir döneme geçileceğinin altını çizdi.

Yeni bir mobil uygulama geliştiriliyor

Cep telefonlarına yönelik bir mobil uygulama geliştirme çalışmalarının devam ettiği ve yakında bunun açıklanacağı haberini paylaşan Bozdağ, mobil adalet rehberi özelliğine sahip söz konusu uygulamadan vatandaşların hangi konuda, kimlerden nasıl yardım alacağına dair konularda yardım alabileceklerini dile getirdi.

Hukuk uyuşmazlıkları, arabuluculuğa aktarılacak

Arabuluculuk sistemine dair ön yargıların aşıldıkça, arabuluculuk kapsamının da adım adım genişletileceğini ifade eden Bozdağ, yeni dönemde arabuluculuk kapsamının daha da artacağını ve hukuk uyuşmazlıklarının önemli bir kısmının adım adım arabuluculuk sistemine aktarılacağını belirtti.

2022 yılında 19 dilde adli sicil kaydı verilebilir hâle gelindiğini hatırlatan Bozdağ, adli sicil kaydına 20 yeni dil seçeneği daha ekleneceğini, böylece 48 yabancı dilde adli sicil kaydı verir hâle gelineceğini söyledi.

Yargıya dönük eleştirilerin başında kıdem konusunun geldiğini belirten Bozdağ, mevcut hâkim ve savcıların kıdeminin yüzde 60’ının beş yıl ve üzeri, yüzde 81’inin üç yıl ve üzeri, yüzde 19’unun da üç yıl ve üzeri olduğunu bilgisini paylaşarak kıdemle ilgili yaşanan sorunların kademeli olarak aşılma noktasına geldiğinin altını çizdi. Bozdağ, hem teftişi hem meslek içi eğitimi zorunlu kılarak Türk yargısında olumlu gelişmelere katkı sağlanacağını, vatandaşların beklentilerinin olumlu anlamda değerlendirilmesi konusunda da önemli sonuçlar alınacağını ifade etti.

Hâkimi, Adalet Bakanı mı Kurul mu Değiştirmiş?

Kamuoyunu yakından ilgilendiren bazı davalarla ilgili gündeme getirilen “davanın hâkimi değiştirildi” konusunda gelen soruyu da yanıtlayan Bozdağ, hâkimlerin Bakan tarafından değil kurul tarafından değiştirilebildiğinin altını şu sözlerle çizdi:

İstanbul’da, yani somutlaştıralım bu olayı, hakimi kim değiştirmiş? Adalet Bakanı mı değiştirmiş? Hakimi kurul değiştiriyor. Defalarca söylüyoruz. HSK Birinci Dairesi değiştirir bunu. Bizim bir alakamız yok. Bu hakimi Sayın İmamoğlu ve avukatları reddettiler. Savundukları hakimi, bize karşı adil değil, bize karşı tarafsız değil, dolayısıyla bu hakimin bizim davamıza bakmasını, karar vermesini doğru bulmuyoruz diye hakimi reddettiler. Üç defa reddettiler. Ret kararı reddedilince bir de itiraza götürdüler. Şimdi reddettikleri, ‘Tarafsız değil’ dedikleri hakimi göklere çıkarıyorlar. Ondan sonra yerine gelen hakim karar verdiğinde ona da yapmadıkları hakareti, yapmadıkları saygısızlığı bırakmıyorlar. Bu hakimi de reddettiler. Ne yapacağız? CHP Genel Merkezinden hakim mi bulacağız? Böyle şey mi olur? Yani hakimler bu milletin hakimleridir. Kararı verirken bu milletin hakimleri Anayasa’ya, kanuna ve hukuka bağlı, vicdani kanaatlerine göre karar verirler. Burada hukuka uygun davrandı, kanunları uyguladı diye linç edilen bir hakimi görüyoruz. Yani böyle bir şey olmaz. Bunu biz kabul edemeyiz. Bak şimdi ne yaptılar? Üç duruşma, hatırlarsanız karardan önce, bundan önceki duruşmada binlerce insanı illerden taşıdılar. Billboardları döşediler. Ondan önceki duruşmada da aynı şeyleri yaptılar. Son duruşmada da aynı şeyler, yani her duruşmada yargıyı etkilemek için uğraş veren bir yaklaşımı görüyoruz. Her duruşma öncesi İstanbul Adliyesi’nin önünde binlerce insan toplandı, daha doğrusu topladılar. Sadece İstanbul’dan değil, civar illerden. Son üç duruşmanın üçü de böyle. Karar çıktı, çıkacak şeklinde her defasında hazırlıklı ve billboardları da döşeyerek hakimlere, savcılara karşı da saygısız bir dil kullanarak bunu yaptılar. Bu hoş bir şey değil.

7. Yargı Paketiyle ilgili de ayrıntıları paylaşan Bozdağ, özel hayatın gizliliği ve evdeki mahremiyetin korunması adına evde haciz uygulamasına hâkim kararı zorunluluğunun getirileceğini;sentetik katinon, sentetik opioid ve amfetamin ile bunların türevlerinde cezaların 15 yıla yükseltileceğini; denetimli serbestlik sistemine disipline eden, sürekli kontrol getiren bir özellik kazandırılacağını; avukatların mesleklerinin ilk beş yılında baro aidatı ödememesine ilişkin düzenleme getirileceğini ve harçlardan adli yardım için aktarılan payın da yüzde 2’den 3’e çıkarılacağını söyledi.

Arabuluculuğun kapsamının 7. Yargı Paketiyle genişletileceğini, yeni avukatlara büro kurmaları için destek verilmesiyle ilgili çalışmalar yapılacağını belirten Bozdağ, göçmen kaçakçılığıyla mücadelede ceza alt sınırının 3 yıldan 5 yıla çıkarılacağını, kaçakçılıkta kullanılan araç, gereçlere el konulması ve bunun emniyet, jandarma, Sahil Güvenlik ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılmasına da imkân getirileceğini söyledi.

Bozdağ, birkaç gün içinde Meclis’e sunulması beklenen 7. Yargı Paketiyle aynı zamanda Bölge Adliye Mahkemelerinin adının “Adli İstinaf Mahkemesi ve İdari İstinaf Mahkemesi” olarak değiştirileceğini; Ceza infaz kurumu memurlarının görevdeyken hayatını kaybetmeleri hâlinde de şehit sayılmaları yönünde düzenleme yapılacağını sözlerine ekledi.

Kaynak