Hukuk İzleme Raporu

İlim Kültür Eğitim Vakfı (İLKE) ekonomi, eğitim, hukuk ve sivil toplum gibi toplumun gelişiminin önemli alanlarında yaşanan gelişmeleri kayıt altına alarak istatistiksel veriler haline getirerek 2019 Yılı Hukuk İzleme Raporu’nu yayımladı.

Hazırlanan Hukuk İzleme Raporu, kamu otoriteleri tarafından her yıl paylaşılan istatistiklere dayanarak yoğun gündemde kaybolan, ihmal edilen hukuki olaylara yer vermektedir. Rapor, Türkiye’de hukuka geniş bir perspektiften bakabilme imkanı tanıyor.  

Hukuk İzleme Raporu üç ana bölümden oluşuyor. İlk bölümde hukukun yargı ayağı, 2010’lu yılların ve 2019’un sayısal verileri “2019 Türkiye’sinde Yargının Genel Görünümü” başlığı altında yer alıyor. Bu bölüme bakıldığında Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuru dosya sayısının her yıl artış göstermesi, bu yolun kullanımı ve alınacak sonuç konusunda bireylerin farkındalık içerisinde olduklarını gösteriyor. Rapora göre ihlal edilen ilk üç hak türünün, bireysel başvurunun kabul edilmesinden bu yana değişmediği de dikkat çeken önemli bir ayrıntı. En çok ihlal edilen hakların; adil yargılanma hakkı, mülkiyet hakkı ve ifade özgürlüğü olduğu raporda yer alıyor.

Raporda dikkat çeken çarpıcı detaylar da bulunuyor. Danıştay’da bir idari uyuşmazlığın ortalama görülme süresinin bir önceki yıla göre 111 gün azalarak 458 güne indiğini görmek mümkün. Buna karşın raporda, Asliye ve Sulh Hukuk Mahkemelerinde bir hukuki uyuşmazlığın ortalama görülme süresinin artış gösterdiği belirtiliyor. Açılan davalara bakıldığında ilk sırayı veraset davaları alırken onu boşanma davaları izliyor. 

Ayrıca ihbar sayısının 2019’da iki kat arttığını fakat buna karşın savcılık tarafından soruşturma açma karar oranının bir önceki yıla göre %13,7’ye kadar gerilediği de raporda yer alan istatistikler arasında bulunuyor. Buradan hareketle ihbarların artmış olmasına rağmen soruşturma açılmaması, asılsız ihbarın fazlalığı ihtimalini akıllara getirse de bu konuda kesin bir veri raporda yer almıyor. 

Yasama ve Yürütme İşlemleri” raporun ikinci bölümünü oluşturuyor. Bu bölümde Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde çalışmalarını sürdüren Dilekçe Komisyonu’nun faaliyetleri ve buna bağlı olarak istatistiksel veriler yer alıyor. Raporda ayrıca Adalet Bakanlığı’nın tutuklu hükümlülere, avukatlara dair uygulamaya geçirdiği yeni çalışmalar da bulunuyor. 

Hukuk Meslekleri ve Eğitimi” başlığı altında hazırlanan üçüncü bölümde detaylı grafiklerle önemli istatistikler yer alıyor. Türkiye’deki hukuk fakülteleri ve hukuk öğrencisi, hukuk fakültelerindeki akademisyen, hâkim ve savcı sayıları gibi önemli veriler grafiklerle belirtiliyor. Son bölümde avukatlık mesleğinin genel görünümü, hukuk fakültesi mezunlarının meslek olarak çoğunlukla avukatlığı tercih etmeleri, artan avukat sayısının beraberinde getirdiği sıkıntılar ve stajyer avukatların sorunlarının katlanarak artması gibi temel problemler ele alınıyor.