Sosyal Medya Yoluyla Hakaret Suçunun İşlenmesi 

Mustafa Yusuf Uslu*

Günümüz dünyasında bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızla gelişmesiyle insanların hayatlarının vazgeçilmez bir parçası hâline gelen sosyal medya, internet erişimi olan çocuk, genç, yaşlı 7’den 70’e her kesim, kültür ve eğitim seviyesinden insanın bulunduğu; dilediği gibi görüşlerini aktarmalarına olanak sağlayan bir platformdur. Faydalı bir iletişim aracı olmasına karşın sosyal medya, doğru amaçlar için kullanılmadığı takdirde tehlikeli bir hâl almakta ve verdiği zarar ile insanların maddi ve manevi bütünlüğüne karşı büyük tehditler oluşturabilmektedir. Eleştiri ve ifade özgürlüğü adı altında her türlü paylaşımın yapıldığı, elinin altında klavye bulunan herkesin dilediğini yazabildiği bir ortamda suçların işlenmesi kaçınılmaz olacaktır. Nitekim bizim de bahsedeceğimiz konu olan “Hakaret suçu” sosyal medyada en sık görülen suçların başında gelmektedir.

Öncelikle hakaret kavramına değinecek olursak Türk Dil Kurumuna göre hakaret, “onur kırma, onura dokunma ”,“küçültücü söz veya davranış” anlamlarına gelmektedir. Hukuken hakaret kavramının karşılığına baktığımız zaman ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunumuzun şerefe karşı suçlar başlığı altında düzenlenen ve Türk Ceza Kanunumuzun ikinci kitabının, ikinci kısmının, sekizinci bölümü içinde yer alan TCK m. 125 – m. 131 maddeleri ile hüküm altına alınan kısım inceleme konumuzu oluşturan bölüm olarak karşımıza çıkmaktadır. 5237 sayılı Kanun 125/1 maddesi uyarınca; ‘‘Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi cezalandırılır.’’ denilmek sureti ile Türk Ceza Kanunumuzda hakaret kavramından nelerin anlaşılması gerektiği ve hakaret kavramının hangi durumlarda suç oluşturduğunun tespiti açısındansan önem arz etmektedir.

Sosyal medya yoluyla hakaret suçunda ise Türk Ceza Kanunumuzda açık bir hüküm bulunmasa bile Kanunun 125. maddesinin 2. fıkrasındaki Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur. hükmüyle hakaret suçunun internet ve sosyal medyayı da kapsadığı ifade edilebilmektedir. Sosyal medya üzerinden hakaret suçu ileti yoluyla işlenebilen bir suç olup daha çok huzurda meydana gelse de gıyapta hakaret şeklinde de oluşabilmektedir. İleti yolu ile “huzurda hakaret suçunun” meydana gelebilmesi için iletiyi gönderenin eylemi gerçekleştirirken mağduru hedef alması ya da mağdurun bu eylemi öğrenebilmesini istemesi, gereken koşuldur. İleti yoluyla “gıyapta hakaret suçunun” oluşabilmesi için ise gönderilen iletinin en az 3 kişiyle ihtilat ederek işlenmesi yani en az 3 kişi tarafından bilinir olması gerekmektedir . Bu da iletinin, en az 3 kişiye gönderilmesi ya da 3 kişinin ortak olarak bulunduğu bir gruba gönderilmesi halinde gerçekleşmektedir.

Ülkemizde ne yazık ki her geçen gün bu tür suçların sayısı artmakta olup bir kısım sosyal medya kullanıcılarının düşüncesiz bir şekilde yaptıkları hakaret içerikli paylaşımlara tüm kullanıcılar şahit olmaktadır. Bu tür saldırılara maruz kalan kimselerin bu tarz durumlar karşısında ne yapacağını, kimlere ve hangi yollara başvuracağını bilmemesi veya mağduriyet yaşayan kişilerin bu durumu geçiştirmeleri ve tepki göstermemeleri sonucu mağdur kimselerin sayısı artmaktadır. Gerçekten bu tarz hakaret suçlarında en zor kısım, suçun kanıtlanması oluyor. Hakaret suçları, kanun koyucu tarafından şikâyete bağlı suçlar olarak düzenlenmiştir. Hakarete maruz kalan kimse, ilk olarak hakarete uğradığı sohbetin ya da paylaşımın hem tarihini hem de suçu işleyenin kimlik bilgilerini detaylı bir şekilde ekran görüntüsünü almalıdır. Bu delil yöntemi en hızlı ve en pratik yöntemlerden biridir. Fakat ekran görüntüsü, hakaret suçu bakımından önemli bir delil olsa da her durumda suçun işlendiğini ispatlamaya yetmemektedir. Özellikle suçun, kimliği tespit edilemeyen kimseler tarafından işlenmesi durumunda failin tespiti oldukça zor olmaktadır. Bu nedenle hakaretin gerçekleştirildiği sosyal medya hesabının kim tarafından kullanıldığının belirlenmesi gerekmektedir. Bu belirlenirken öncelikle söz konusu sosyal medya hesabına hakaret içeren iletinin gönderildiği sırada hangi IP numarasından girildiğinin tespit edilmesi gerekir. Sonrasında bu IP’nin kime ait olduğunun öğrenilmesi gerekmektedir. Bu işlemi Cumhuriyet savcıları veya mahkemeler gerçekleştirebilecektir. IP adresinin sahibi söz konusu sosyal medya hesabını kendisi kullanmış olabileceği gibi aile yakını veya arkadaşı gibi başka bir kimseye de kullandırmış olabileceği için bu kişilerin ifadelerinin alınmasıyla bu konu netlik kazanabilecektir.

Suçun mağduru, hakaret edeni ve hakareti öğrendiği tarihten başlamak üzere 6 ay içerisinde şikayet hakkını kullanmak zorundadır. Aksi takdirde şikayet hakkı zamanaşımına uğramaktadır. Kimlik bilgileri açık olan kimselere yönelik yapılan şikâyet üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılarak suçu işleyen kimselerin ifadeleri alınır. Uzlaşmaya tabi bir suç olmasından dolayı ilk olarak uzlaşma süreci başlar. Uzlaşma süreci sonucunda olumlu sonuç alınamaz ise dava açılma yoluna gidilir. Hakaret suçları nedeniyle yapılan yargılamalara asliye ceza mahkemesi bakmaktadır. Yargılama sonucunda hakim, kişinin sosyal medya yoluyla hakaret suçunu işlediği kanısına varırsa 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmeder. (Nitelikli haller TCK m.125/3 de düzenlenmiştir.) Hakaret suçunun alenen işlenmesi durumunda öngörülen ceza 1/6 oranında ayrıca artırılır.(TCK m.125/4) Yine yargılama sonucunda hakim, haksız tahrik olduğu kanısına varırsa TCK m.129 hükümlerini uygulamalıdır. 

Yazımızın sonuna gelirken değinilmesi gereken konulardan biri de son zamanlarda yine gündeme düşen ve tartışmalara sebep olan başkasına ait hakaret içerikli tweet, mesaj veya yorumları; beğenmenin ya da paylaşmanın, retweetlemenin hakaret suçu oluşturup oluşturmayacağı sorunudur. Kanunumuzda bu konu ile ilgili açık bir düzenleme olmadığı için Yargıtay kararlarına bakıyoruz. Konuyla ilgili Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2013/5598 E. ve 2014/33171 K. Sayılı kararına göre: “Sanığın, sosyal paylaşım sitesi üzerinden müştekiye hitaben “C. oto yıkama” ve temyize gelmeyen sanık “A..K..” profilleri adı altında gönderilen hakaret içerikli mesajları beğenmekten ibaret eyleminin, bu mesajların sanık tarafından da internet ortamında paylaşılıp veya başkalarına aktarılmadığı taktirde hakaret suçunun unsurlarını oluşturmayacağı, kişisel değerlendirme kapsamında kalacağı gözetilmeden ve bu husus araştırılmadan, yetersiz gerekçeyle hükümlülük kararı verilmesi,” bozmaya sebebiyet vermiştir. Yine Yargıtay 18. Ceza Dairesi, 18.04.2018 tarih ve 2016/12944 E. 2018/5756 K. Sayılı kararına göre: “Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın Twitter isimli sosyal paylaşım sitesinden paylaştığı tweet ve retweetlerdeki ifadelerle, suçun işlendiği tarihler, paylaşımlarda kullanılan ifade ve resimlerden yola çıkılarak açıkça katılanı kastettiğinin anlaşılması ve bu paylaşımların küçük düşürücü, onur, şeref ve saygınlığı rencide edici boyutta olması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluştuğu gözetilmeden beraat kararı verilmesi, … hükmün bozulmasına karar verildi.” hükmedilerek retweet yoluyla hakaret içerikli tweeti paylaşan bir kişinin eyleminin hakaret suçunu oluşturduğu belirtilmiştir. Toparlayacak olursak sosyal medyada paylaşılan hakaret içerikli mesajları sadece beğenmek hakaret suçunu oluşturmamakta fakat hakaret içerikli paylaşımları yeniden paylaşmak, retweet yapmak suretiyle internet ortamında yaymak hakaret suçu oluşturmaktadır. 


*Mustafa Yusuf Uslu Hakkında: 2003 yılında Ankara’da doğdu. Masa tenisi sporunda il ve bölge dereceleri elde etti. Şehit Ali Anar Anadolu Lisesinden birincilikle mezun olduğu 2021 yılında Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesini (SÜHF) kazandı. SÜHF’daki eğitimine devam eden Uslu, 2023 yılı itibarıyla İstanbul Üniversitesi AUZEF Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde okumaktadır.