ERGİNİN KISITLANMASI

Çok sık yapılan hatalar vardır. İşte, asgari ücret yerine askeri ücret denmesi, hisli duygular, örneğin mesela, sumen altı, nüans farkı gibi. Yaz, yaz bu örnekler bitmez. Acaba bu da o hatalardan biri mi? Ergen zaten kısıtlıdır, daha neyin kısıtlanması?

Yok, biz bu yazımızda bizzat ergini kısıtlayacağız. Eski medeni kanun diliyle hacir altına alacağız. Neden bunu yapacağız? Efendim, MK. m. 406 der ki, savurganlığı, kötü yaşam tarzı, alkol, uyuşturucu bağımlılığı, mal varlığını kötü yönetim gibi sebepler yüzünden kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürebilecek her ergin kısıtlanır. Yani, en başta biz bu kısıtlamayı onun iyiliği için yapacağız.

İyi de biz neden yapıyoruz? Zaten MK m. 408 işlerini iyi yönetemeyen her erginin kendisinin kısıtlanmasını isteyebileceğini yazmış, bize ne oluyor?

Ya kanun koyucu öyle yazar da uygulamada kim gider de beni kısıtlayın der Allah aşkına? Şu dünyada herkes doğuştan gelen bir sürü özelliğinden şikayetçidir. Kimi boyunu kısa bulur, kiminin burnu eğridir, öbürü kilolarından…Var mıdır çevrenizden bir kişi, zekasından şikayetçi olan? Çok şükür, herkes kendi zekasından çok memnundur, şişeden cin çıksa kimse daha fazla zekâ istemez ama boy ister, zenginlik ister, güzellik ister. Tanrının zeka dağıtımı konusundaki adaleti muhteşemdir; herkes memnun.

Bu yüzden kimse gidip de kısıtlanmayı istemez. Ona göre sorun değildir pavyonda daire paralarını yemek, bir daha mı dünyaya gelinecek? İyi de, son daireyi de satmışsın, nerede kalacaksın? Aman, kaç yıllık ömrüm kaldı Azrail dostum olsa bile, yeter elimdeki nakit.

İşte kişinin ailesi olarak, ailesi yoksa dostları, komşuları olarak birilerinin bu duruma müdahale etmesi gerekir. Eski Medeni Kanun zamanında bu husus çok suistimal edildi ama, mirasçıları kişinin malına konmak için hastanelerde yatırdılar, doktorlara rüşvet, sahte raporlar… Çok şükür şu anki sistem buna izin vermiyor eskisi kadar. En yakınını vasi olarak atasa dahi, bunun sulk hukuk mahkemesi olarak vesayet makamı var, asliye hukuk mahkemesi olarak denetim makamı var; amaç gerçekten o ergini korumak.

İyi de, bu savurganlığın ölçütü ne? Gerçekten dünyaya bir daha mı gelinecek? Çocuklara mı kalsın daireler, satıp dünya turuna çıkmayalım mı? Hayır, mal sizin, istediğiniz gibi harcarsınız. Zaten aileden kastımız, bakmakla yükümlü olduğunuz kişiler, kendi işi gücü olanlar değil. Asıl amaç da sizi korumak. Yani, o dünya turundan döndükten sonra hayatınızın sonuna kadar, sokakta kalmadan, açlığa düşmeden hayatınızı devam ettirebilecekseniz sorun yok. Emekli geliriniz yerindedir, hem kiranızı hem de geçiminizi sağlayacaktır, satın tabii ki evleri, bir daha mı geleceğiz dünyaya. Ancak dönüşünüzde böyle bir geliriniz yoksa, nasıl olsa fazla yaşamam diye hesap yaparsanız, kısıtlanırsınız. Kanun kişileri 100 yaşına kadar yaşayacağını varsayar gaiplikte de, mirasta da. Ülkenin ortalama yaşam süresi 67 olabilir ama MK m. 584’e göre 100 yaşına kadar yaşayacaksındır.

Bir de, çok zengin de olsanız, harcamanız sizi darlığa düşürmeyecek olsa da, paraları pencerelerden atıyorsanız soru işaretidir (pavyonda saz heyetine saçabilirsiniz, sıkıntı yok). Öte yandan, evet, evinizi satıp dünya turuna çıkabilirsiniz de 7.500 TL tek emekli maaşı geliriniz varsa, 56.000 TL’lik spor salonu üyeliği için evinizi satıyorsanız ve üstelik emekli sporcu da değilseniz, ve hatta sporla da alakanız yoksa, burada belki MK m. 405’ten, akıl sağlığının yerinde olmamasından kısıtlanabilirsiniz.

Ya bunlarla ben neden uğraşıyorum, bana ne, kendi babasından kalan malları istediği gibi yesin, kendi problemi, sokağa düşerse düşsün de diyemiyoruz bu arada eğer ailesiysek. MK m. 364 sen yardım etmediğin zaman yoksulluğa düşecek üst soyunla alt soyuna sana yardım etme yükümlüğünü veriyor.

Nasıl yani, adam paraları pavyonda yiyecek, sonra da yoksulluğa düştü diye benden mi nafaka isteyecek? Evet, aynen öyle. Kanun hangi sebepten dolayı yoksulluğa düştüğüne bakmıyor, Nişanlanmak için Tören Şart mı? adlı yazımızdaki gibi “oh olsun sana, ana baba sözü dinlemezsen böyle olur” demiyor, ben sebebine bakmam, yoksulsa, çalışamayacak durumdaysa sen bakacaksın, diyor.

O yüzden beni ilgilendirmez demeyin, baktınız üst soyunuz ya da alt soyunuz yoksulluğa düşecek şekilde para harcıyor, başvurun efendim sulh hukuka kısıtlanması için.

Önceki İçerikTrafik Kazalarında Maluliyet Değerlendirmesi
Sonraki İçerikKira Tespit ve Tahliye Davaları
Özgür Türkeş
1978 İstanbul doğumlu. Ön lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Adalet, lisans eğitimlerini Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim ile Anadolu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, yüksek lisans eğitimini BİST Spor Mali Durum ve Hisse Hareketleri Analizi adlı teziyle Beykent Üniversitesi İşletme Yönetimi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitimine devam eden Türkeş, Teknik Öğretmen olarak görev aldığı MEB’de Flekso Baskıda Maliyet ders kitabı modülünü hazırladı; Eğitim Kurumları Yöneticisi olarak çalıştı. Görevine Şubat 2023’ten itibaren Adalet Öğretmeni olarak devam eden Türkeş, Fransızca ve İngilizce biliyor.