Üniversiteyi bitirdiniz ve bir avukat olarak işe başladınız. Daha önce staj tecrübenizin olması ve iş yeri sahibinin de avukat olması sizi sakın aldatmasın. Çünkü o da diğerleri gibi bir işveren; nam-ı diğer “patron”. Patronlar hep daha fazlasını istediklerinden mutlu olmasını bilmezler ancak en azından işinizi doğru düzgün yapmadığınız, aldığınız parayı hak etmediğiniz gibi ithamlarla karşılaşmak istemiyorsanız tavsiyelerimize kulak vermenizi öneririz.
Bir gün içinde 50 ayrı dilekçe de yazsanız, 5 ayrı duruşmaya da girmiş olsanız, bunların, patronun gözünde bir önemi yoktur. Çünkü olmasını istediği asıl iş olmamıştır. Bu gibi durumlarla karşılaşmamak için:
Her işveren gibi sizinde patron avukatınız, mesaiye vaktinde başlanmasını doğal olarak ister. 10 dakika geç kaldığınızda, trafiği bahane edemezsiniz. “İstanbul’da yaşıyorsun, trafiği hesaba katman gerekirdi” dediklerinde diyecek sözünüz olmaz. O yüzden:
Ofisteki sekreterle (modern adıyla asistanla) iyi geçinin. Çünkü asistan, patron avukatın gözü kulağıdır. Hukuk büroları avukat öğütür. Ancak asistanlar genelde kalıcıdır. Patron, yokluğunda ofiste olup bitenin raporunu ondan alır. Sizin hakkınızda asılsız ithamlarda bulunup patronun aklına çomak sokmaması için:
Süreli işlere çok dikkat edin. Diğer işlerin telafisi mümkündür. Ancak süreli işler, bir avukata telafisi ciddi boyutlara ulaşacak zararlar verebilir. Bu nedenle:
Son olarak, ne kadar az maaşa razı olursanız, o kadar patronun gözünde kıymetli olursunuz. Öyle patron avukatlar vardır ki zam ayları olan ocak ve haziran öncesi ekibi toplar; gelir azlığından; masrafların çokluğundan yakınır. Üstüne bir de her bir çalışanı güzelce bir fırçalar ki çalışan avukatın zam beklentisi olmasın. Ancak bunu öyle güzel bir üslupla yapar ki yeriyor mu övüyor mu anlayamazsınız. Aldığınız maaşı sonuna kadar hakkettiğinizi söyler. Ancak kapasitenizin çok az bir kısmını kullandığınızdan yakınır. Sözün varacağı yeri anlarız ki maaşınıza zam olmayacak ya da beklentinin altında olacak ve bir anda yeni bir iş aramanın zamanı geldiğinin farkına varırsınız. Ancak giderken de iyi anılmak istersiniz herkes gibi. O yüzden siz: