Türkiye Barolar Birliği (TBB), 26 Mayıs 2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) sunularak TBMM Komisyonlarında kabul edildikten sonra Genel Kurul gündemine giren “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” hakkında yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, düzenlemede yer alan “endişe”, “gerçeğe aykırı bilgi” ifadelerinin hukuki öngörülebilirlik sağlamaktan uzak olduğu; basın ve ifade özgürlüğü yönünden ciddi tehlikeler yaratma potansiyelinin bulunduğu vurgulandı.
Türk Ceza Kanunu’na 217/A maddesi ile “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” adlı yeni bir suç tipi eklenmesinin hak ve özgürlükler önünde engel yaratacağının öngörüldüğünün ifade edildiği açıklamada, Teklif’in ifade özgürlüğü hakkının engellenmesine yönelik yeni bir araç olarak kullanılabileceği belirtildi.
TBB tarafından yapılan yazılı açıklamada konuyla ilgili şu ifadelere yer verildi:
26 Mayıs 2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) sunulan “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” TBMM Komisyonlarında kabul edildikten sonra Genel Kurul gündemine girmiştir.
Teklif’in amacının “Basın özgürlüğünü sağlamak ve bu özgürlüğün kullanımı ile basın kartına ilişkin usul ve esasları belirlemek” olduğu belirtilmekteyse de düzenlemede yer alan “endişe”, “gerçeğe aykırı bilgi” gibi hukuki öngörülebilirlik sağlamaktan uzak nitelikteki ifadeler basın ve ifade özgürlüğü yönünden ciddi tehlikeler yaratma potansiyeline sahiptir. Bu ve benzeri ifadeler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10/2. maddesi kapsamında “meşru amaç” ve “demokratik bir toplumda gereklilik” koşulları açısından, hak ve özgürlüklere aykırılık taşımaktadır.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı’nın re’sen içerik çıkarma/erişimin engellenmesi kararı verebildiği alanın genişletilmesinin ve özellikle Türk Ceza Kanunu’na 217/A maddesi ile “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” adlı yeni bir suç tipi eklenmesinin hak ve özgürlükler önünde engel yaratacağını şimdiden öngörebiliyoruz. Bu haliyle kamuoyuna dezenformasyonla mücadele etiketi altında sunulan Teklif’in ifade özgürlüğü hakkının engellenmesine yönelik yeni bir araç olarak kullanılabileceğinin farkındayız.
Venedik Komisyonu da 7 Ekim 2022 tarihli “acil görüş”ünde özetle, söz konusu Teklif’in yasalaşması halinde Türkiye’deki ifade özgürlüğüne yönelik müdahalenin ne “demokratik bir toplumda gerekli” ne de dezenformasyonun önlenmesi ve ulusal güvenliğin, sağlığın veya başkalarının haklarının korunması meşru amaçlarıyla orantılı olacağı görüşündedir. Komisyon ayrıca Haziran 2023’te yapılacak seçimler göz önünde bulundurulduğunda, düzenlemenin potansiyel sonuçlarından endişe duymaktadır.
Türkiye’nin, eleştirel her türlü düşüncenin bastırıldığı ve yasaklarla anılan bir ülke olmaması için, hak ve özgürlük alanlarını daraltan değil koruyan hukuki düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.