İzmir Barosu’nun çevrim içi yayınında “Aile Hukukunun Güncel Sorunları” konuşuldu. Dr. Uğur Bulut, “Boşanma Davalarında Geçici Hukuki Korumalara İlişkin Sorunlar” konusunda bir konuşma yaptı.
Medeni Kanun’un aile hukuku kısmında pek çok farklı geçici hukuki koruma tedbirlerinin yer aldığını belirten Bulut, “Medeni Kanun’un 169. maddesinde düzenlenen boşanma veya ayrılık davası açıldığı zaman hükmedilen geçici önlemler olarak ifade edilen hukuki korumalardan söz etmek mümkün” dedi.
Boşanma Davasında İspata Gerek Yok
“İhtiyati tedbirlerde talepte bulunanın asıl talebin haklılığını yaklaşık olarak dahi olsa ispatlaması gerekir diyen Dr. Bulut, boşanma davalarında ispata gerek olmadığını ifade etti. Bulut “Boşanma davasında geçici önlemlere karar verilebilmesi için boşanmada haklı olma ihtimali önemli değildir. Çünkü bunlar boşanma sürecinde aile hukukundan kaynaklanan hükümlülükleri düzenlemeyi amaçlamaktadır. İhtiyati tedbirlerde talepte bulunanın hakkını elde edebilmesi tehlike, zorluk gibi konuları ispat etmesi gerekirken boşanma davasındaki geçici korumalarda ispata gerek yoktur.” şeklinde konuştu.
Hükmedilen Geçici Önlemlerde Tazminat Talep Etme Hakkı Görmüyoruz
“Boşanma davasındaki geçici korumalar sadece boşanma ve ayrılık davasıyla talep edilebilir.” diyen Bulut, boşanma davalarında tazminat hakkıyla ilgili konuya açıklık getirdi. Bulut “İhtiyati tedbir asıl dava konusuna bağlı olarak talep edildiği için asıl talep yargılamanın neticesinde haksız olarak reddedilirse ihtiyati tedbir kararı hukuki dayanaktan yoksun kalacak. Bu yüzden aleyhine tedbir kararı verilen tarafın tazminat talep etme hakkı karşımıza çıkacaktır. Fakat bunu boşanma davalarında hükmedilen geçici önlemlerde görmüyoruz. Çünkü boşanma davası devam ederken hükmedilen geçici önlemlerde aslında boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar eşler arasında devam eden yükümlülükler düzenleniyor. Bundan kaynaklı olarak eşlerin yerine getirmesi gereken yükümlülükleri düzenlendiği için yargılamanın sonunda boşanma davası reddedilse dahi bu konuda tazminata mahkum edilmekle karşılaşılmıyor.” ifadelerini kullandı.
Taraf Hakkından Feragat Etse de Hâkim Resen Karar Vermemeli
Yargıtay’ın tedbir nafakasının resen verilebileceğini belirterek “Geçici hukuki korumalar, yargılamanın gösterdiği özellikler bakımından iddia ve savunmanın geliştirilmesi ve değiştirilmesi yasağıyla resen karar verme noktasında boşanma yargılamasından daha farklı bir noktada değerlendiriliyor. Hatta tedbir nafakasıyla ilgili Yargıtay, talebe dahi gerek olmaksızın resen nafakaya takdir edileceğini belirtmekte. Ancak tarafların kendi haklarıyla ilgili tasarruf yetkisinin geçerli olduğunu da kabul etmek lazım. Taraf açık bir şekilde bundan feragat ediyorsa hâkim bu konuda resen karar vermemelidir.” yorumunda bulundu.
İki Ayrı Dosyada Farklı Tedbir Nafakasına Hükmedilebilir
Sık rastlanan sorunlardan birinin farklı boşanma dosyalarında farklı tedbir nafakalarına hükmedilmesi olduğunu belirten Uğur Bulut, bu konuyu bir Yargıtay örneğiyle açıkladı: Hukuk Genel Kurulu’nun 30 Mayıs 2019 tarihli kararına konu olan bir olayda taraflar arasında birden fazla boşanma davası var. Yargıtay infazda sorun çıkmaması adına tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla her iki davada tedbir nafakasına hükmedilmesinin mümkün olduğuna içtihat etmiş. Tedbir nafakasının icrası dahi sorundu. Tahsilde tekerrür işin içine girdiğinde icra daha sorunlu hale gelmekte.” diyerek önemli bir soruna açıklık getirdi.
Bulut konuşmasının devamında şu sözleri söyledi: İcra ve İflas Kanunu’nda yapılan değişikliklerden sonra artık boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasının bir ara karar olduğu kabul edilmekte. Ara kararlara karşı geçici hukuk korumalarında olduğu gibi geçici nihai karar nitelendirmesi yapsak dahi ilam niteliğinde kabul edilmemekte.