Geride bıraktığımız 09 – 15 Ağustos haftasında hukuka dair gündeme gelen konuları listeledik. Haftaya özellikle Anayasa Mahkemesi’nin bazı hak ihlalleriyle ilgili aldığı kararlar damga vurdu.
#10Ağustos Salı
Anayasa Mahkemesi, Bitlis’in Merkez ilçesinde 2011 yılı Nisan ayında yağmur sularının birikmesi sonucunda kara yolunda meydana gelen çökme sebebiyle binanın kullanılamaz duruma gelmesinde idarenin kusuru bulunmasına rağmen uğranılan zararın karşılanmaması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan başvuruyla ilgili “Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın Kabul edilebilir olduğuna, Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine” karar verdi.
Adalet Bakanlığı, Yargı Reformuyla güçlendirilenlekelenmeme hakkı düzenlemesi kapsamında 4 yılda 409 bin 546 kişi hakkında Soruşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar (SYOK) verildiğini duyurdu.
Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, kent merkezinde kalan Yunuseli Havalimanı’nın imara açılması planlarına karşı yapılan basın açıklamasında “Yunuseli Havaalanı hem yangın hava gücünün kurulması, hem de eğitim ve tatbikatlar için çok uygundur. Aynı zamanda uçuş mesafesi bakımından yangın uçakları ve helikopterlerinin su alabileceği yerlere de çok yakındır. Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni Yunuseli Havaalanı arazisini imara açma yaklaşımından uzak durmaya ve mevcut haliyle korumaya, Orman Genel Müdürlüğü’nü ve diğer yetkilileri de Bursa’da yangına karşı bir hava gücü oluşturmaya davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
#11Ağustos Çarşamba
Zorunlu aşının hukuki boyutuyla ilgili Milliyet gazetesinden Meltem Günay‘ın sorularını cevaplayan;
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, “…insan vücudu da olsa başka türlü de olsa temel hak ve özgürlükler kısıtlanacak ise yani aşı zorunlu hale getirilecek ise kanun çıkarılması gerekiyor. Çıkarılacak bu kanun da Anayasa’ya uygun olmayabilir.”
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tolga Şirin “…kişilerin aşıya zorlanması kategorik ve ölçüsüz olmadıkça mümkündür. İş ilişkilerini konuşuyorsak, işçilerin diğer işçiler veya müşterilerle teması var mı, bunlara bakmak gerekebilir. Eğer bu türden risk faktörleri varsa çalışanlar aşı olmaya zorlanabilir, aşı olmuyorlarsa iş akdi ‘geçerli’ sebeple ve tazminatı ödenerek feshedilebilir.” açıklamalarında bulundu.
#12Ağustos Perşembe
Anayasa Mahkemesi, bir haber sitesinde kullandığı ifadeler nedeniyle hapis cezası ile cezalandırılmasının başvurucunun ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasıyla yapılan başvuruyla ilgili “İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna; Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine; Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Sivas 2. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine” karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, avukat olan başvurucunun vekil sıfatıyla hareket ettiği davada dosyaya sunduğu dilekçede davanın karşı tarafına yönelik sözlerinden dolayı disiplin cezası ile cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasıyla yapılan başvuruyla ilgili “İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna; Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine; Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 18. İdare Mahkemesine gönderilmesine” karar verdi.
#13Ağustos Cuma
Ankara’da yabancı uyruklu bir grubun bıçaklı saldırısı sonucu yaşamını yitiren Emirhan Yalçın’ın ailesine taziye ziyaretinde bulunan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül: Herkes kurallara uymak zorunda. Kim karşı çıkar yanlış yaparsa elbette bunun cezasını çekecektir. Kimsenin huzuru bozmaya, kamu düzenini bozmaya hakkı yok. Bunu yapanlar da karşısında hukuku elbette bulacaktır. Kim suç işlemişse tabii ki o suç işleyen cezasını çekecektir.
Anayasa Mahkemesi, ailesi tarafından buluntu olduğu iddiasıyla emniyet güçlerine bildirilen ve sonrasında bir çocuk yuvasına yerleştirilen çocuğun yaşamı koruyucu tedbirlerin alınmaması sonucu ölümü ve bu ölümden doğan zararların tazmini için açılan tam yargı davasının manevi zarar doğmadığı gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan başvuruyla ilgili “Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının ihlal edildiğine ve Yaşam hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir örneğinin Mardin 1. İdare Mahkemesine gönderilmesine” karar verdi.