Uluslararası Hak İhlalleri Bangsamoro Raporu*

BANGSAMORO

I. Moro (Mindanao) Adasının Coğrafi Konumu

II. Moro (Mindanao) Adasının Bu günkü Sosyal ve Demografik Yapısı

III. Moro’luların Ekonomik Durumu

IV. Tarihi Süreç
A. Moro (Mindanao) Adasının Kısa Tarihi
B. Moro’lu Müslümanların İşgalcilere (İspanyollar – Amerikalılar-Japonlara) Karşı Direnişi
C. Filipinler Devletine Karşı verilen Mücadele
D. Filipinler Hükümeti ile Varılan Anlaşmanın Mahiyeti
E. Çerçeve Anlaşma Hükümleri ve Kısa Değerlendirmesi
F. Çerçeve Anlaşma Üzerine Bina Edilecek Hukuki Statü
G. Moro Adasının Şu andaki Siyasi Yapısı

V. Uluslararası Hukukçular Birliğinin Ziyaret Amacı

VI.Uluslararası hukukçular Birliğinin Ziyaretleri ve Görüşmeleri

VII. Moro’lu Müslümanların İhtiyaçları
A.Siyasi Parti Kurmada Yardım Talepleri
B. Hukuki Yardım Talepleri
C. Sosyal Yardım ve Yetimlere Sahip Çıkılması Talepleri
D. Kotobato Üniversitesindeki öğretimin desteklenmesi talepleri

VIII. Moro’lu Müslümanların Dünya Müslümanlarından Beklentileri

IX. Moro’lu Müslümanlara “uluslararası resmi kuruluşlar” ve “hükümet dışı uluslararası kuruluşların katkıları

X. Sonuç ve Değerlendirme

I. MORO (MİNDANAO) ADASININ COĞRAFİ KONUMU
En yakın mesafesi Asya anakıtasına yaklaşık 1000 km. uzaklıkta bulunan Filipinler irili ufaklı 7.107 ada ve adacıktan oluşuyor. Ülkenin iki büyük adası var. Biri kuzeyde yer alan ve başkent Manila’nın da bulunduğu Luzon, diğeri güneyde yer alan ve Moro’nun da bulunduğu Mindanao. Bu iki adanın ortasında kalan adalar grubuna Visayas adı veriliyor.

Filipinler 7 bin 107 takım adadan oluşmuştur. Toplam yüzölçümü yaklaşık olarak 300 bin km²dir. 116° 40′ ve 126° 34′ Doğu boylamları ile 4° 40′ ve 21° 10′ Kuzey enlemleri arasında uzanır. Doğusunda Filipinler Denizi, batısında Güney Çin Denizi ve güneyinde Celebes Denizi ile çevrilmiştir. Borneo adası birkaç yüz kilometre güneybatıda ve Tayvan tam kuzeyde uzanır. Moluccas ile Sulawesi kuzeyde ve PalauFilipinler Denizi’nin uzak doğusundadır.

Adalar genellikle üç ada grubuna bölünmüştür: Luzon (Bölge I ile V arası, NCR ve CAR), Visayas (VI ile VIII arası), ve Mindanao (IX ile XIII arası ve ARMM). Luzon’dakiManila’nın yoğun kapısı ulusal başkenttir ve Quezon şehrinden sonra dışa açılan ikinci en büyük şehridir.

Yerel iklim sıcak, nemli ve tropikaldır. Yıllık ortalama sıcaklık 26,5 °C civarındadır. Bilinen üç mevsim vardır: Tag-init veya Tag-araw (sıcak mevsim veya Mart’tan Mayıs’a kadar olan yaz mevsimi), Tag-ulan (Haziran’dan Kasım’a kadar olan yağmurlu mevsim), ve Taglamig(Aralık’tan Şubat’a kadar olan soğuk mevsim. Güneybatı musonu (Mayıs-Ekim) “habagat” olarak ve kuzeydoğu musonunun (Kasım-Nisan) kuru rüzgarları da “amihan” olarak bilinir. Sorsogon, Baguio, Davao ve Sierra Madre dağı gibi yerlerde çölleşme vardır.

Dağlık adaların birçoğu tropikal yağmur ormanlarıyla ve volkanla kaplıdır. En yüksek noktası 2 bin 954 m. yüksekliğiyle Mindanao’dakiApo Dağı’dır. Mayon Volkanı, Pinatubo Dağı ve Taal Volkanı gibi birçok etkin volkan vardır. Ülke Batı Pasifik tayfun kuşağı içinde bulunur ve yılda yaklaşık 19 tayfun geçirir.

En uzun nehri kuzey Luzon’dakiCagayan Nehri’dir. Hemen hemen dairesel olan Manila Bay ve Laguna de Bay’a bağlı olan Pasaig Nehri, Subic Körfezi, Davao Körfezi ve More Körfezi gibi yerler bazı önemli körfezlerdir. Samar ve Leyte adalarını birbirine bağlayan San Juanico KöprüsüSan Juanico Boğazı’nı birleştirir.

II. MORO (MİNDANAO) ADASININ BU GÜNKÜ SOSYAL VE DEMOGRAFİK YAPISI

Mindanao’nun batısında yer alan küçük adalar Sulu, Tavitavi ve Basilan da yine Müslümanların yaşadığı adalar.Müslümanların ülkedeki dağılımına gelince; en çok Müslüman Mindanao Adası’nın batısında Moro adı verilen kısımda yaşıyor. Moro bölgesi Mindanao’nun yarısından biraz az bir toprak parçasını kapsıyor. Mindanao Adası’nın yalnızca yüzde 35’i Müslüman, bu da 6 milyon kişi anlamına geliyor. Geri kalanlar Hıristiyan ve dinsizlerden oluşuyor. Luzon Adası’nda özellikle başkent Manila merkezli olmak üzere bir milyon civarında Müslüman bulunuyor. Ortadaki Visayas’ta ise sadece 15 bin civarında Müslüman var. Mindanao’nun batısındaki küçük Sulu Adası’nın yüzde 99’u (200 bin kişi) Müslüman.

Filipinler 105 milyonu aşan nüfusuyla (2012) dünyanın en çok nüfusuna sahip 12. ülkesidir. Dünyanın en kalabalık 11. başkentidir. Okur-yazarlık oranı %92,5’dir (2003) ve bunda erkeklerin oranı kadınlarınkine hemen hemen eşittir. Yaşam süresi kadınlarda 69.91 ile 72.28 arasında, erkeklerde 66.44 yıldır. Nüfus yılda yaklaşık olarak %1.92 artmaktadır. 1903’den beri 100 yılda nüfus 11 kat arttı. Bu da gösteriyor ki, büyüme oranı bölgedeki diğer ülkelere göre daha hızlıdır. (Endonezya aynı sürede sadece 5 kat büyüdü)

Filipinliler çeşitli Avustralyanca kelimelerinin birbirini takip eden bin yıldan daha uzun bir süre boyunca etkisi altında kalmıştır.

Filipinliler şu anda, çeşitli etnik guruplar içeren, fakat sınırlanmayan şu guruplara bölünmüştür: Visayanlar, Tagaloglar, Ilocanolar, Morolar, Kapampangan, Bicolano, Pangasinense, Igorot, Lumad, Mangyan, Ibanag, Chabacano, Bajau, Ivatan ve Palawantribes.

1987 YasasındaFilipince ve İngilizce’nin her ikiside resmî dil ilan edilmiştir. Birçok Filipinli İngilizce’yi, Filipince’yi ve yerel dillerini anlayabilir, yazabilir ve konuşabilir.

On iki büyük bölgesel dil, yerel bölgelerinin yardımcı resmi dillerinin her birine konuşan bir milyondan daha fazla kişiden oluşmuştur. Bu diller: Tagalog, Cebuano, Ilocano, Hiligaynon, Waray-Waray, Kapampangan, Bikol, Pangasinan. Kinaray-a, Maranao, Maguindanao ve Tausug.

Filipinliler Ferdinand Magellan’ın 1521’de ülkeye gelmesiyle Hristiyanlıkla tanıştılar. Filipinler’in yaklaşık %86’ı Hristiyan olmakla beraber bunların %81’i Roma Katolik Kilisesi’ne bağlıdır. Güney Asya’da ticareti geliştiren Arapların teklifiyle 14.yüzyılından kısa bir süre sonra İslamiyet’le tanıştılar. Filipinler’in yaklaşık olarak %10’u Müslüman’dır ve yerel dilde ‘Moros’ olarak bilinirler ve genelde ülkenin güneyinde Mindanao adasındadırlar. 1899’da Amerikan askerlerinin ülkeye gelmesiyle Presbiteryen ve Metodist (Protestan mezhebi) ile de tanıştılar.

Filipinler’de Müslümanların oranı bugün yüzde 10. Eğer Hıristiyanlaştırma yapılmamış olsaydı bu oranın en az yüzde 60 olacağı tahmin ediliyor. Devletse Müslümanların oranını yüzde 6 olarak gösteriyor. Moro cihadı başlamadan önce bölgede misyonerlik faaliyetleri çok güçlüydü. Cihattan sonra çoğu bölgeyi terk etti.

Filipin kültüründe, Filipinlerin İspanyol ve Amerikan kültürleriyle karışık yerli Avustralya uygarlıklarının etkileri görülür. Filipin kültürü İspanyolların üçyüz yıldan fazla süreyle Meksika Şehri kanunları kullanarak Filipinleri sömürmesiyle oluştu. Bu İspanyol tesirleri çok belirgin bir şekilde edebiyat, halk müziği, halk dansı, dil, yiyecek, sanat ve din’de, (Roma Katolik Kilisesi dinsel festivalleri gibi) kendini gösterir.

Sayısız cadde, kasaba, ilçe adları İspanyolca isimlerden oluşmuştur. İspanyol mimarisi de ülkede genişçe yeralır. Bu etki özellikle ülkenin kiliseleri, hükümet binaları ve üniversitelerde görülebilir. Vigan şehrindeki İspanyol sömürge kasabasında olduğu gibi birçok İspanyol stili ev ve bina koruma altına alınmıştır.

Filipin mutfağında Çin etkisi çok belirgindir. Yerel dilde mami olarak bilinen şehriyenin varlığı, Çin mutfağını andırır.

Filipinler’de kullanılan İngilizce dili çağdaştır ve Amerikan mirası olarak görülür.

Filipinler’deki en temel oyun sporları basketbol ve bilardodur. Fast-food ve film aşkı gibi Amerikan Pop Kültür Trentleri’nin geniş bir etkisi vardır. Birçok cadde köşesinde fast-food büfeler bulunur.

Filipinli’lerin şanlı ulusal kahramanları çalışarak ve halkına yol göstererek Filipin’in ulusal şeklini kazanmasında katkıda bulunmuştur.JoséRizal halkının ulusal kimliğini kazanmasına yazdığı yazılar ve yaptığı konuşmalarla katkıda bulunmuş, yenilikçi, ileriyi gören bir kahramandır. Orijinali İspanyolca olan Noli Me Tangere ve El Filibusterismo adındaki romanları İspanyol yönetimi altındaki sömürge yaşamını anlatır ve Filipin okullarında okutulur.

Müzik (geleneksel müziği içerir) ve serbest etkinlikler Filipin toplumunun önemli bir özelliğidir.

Boks, basketbol, badminton, bilardo, futbol, ve bowling gibi çeşitli sporlar da beğenilen sporlardır.

Geleneksel Filipin dövüş sanatı (Eskrima gibi) üçyüz yıllık İspanyol sömürgesi zamanında ortadan kaldırıldı, ancak sonradan yeniden ilgi görmeye başladı. Böylece Filipin Dövüş Sanatı 20. yüzyılda Filipin askeriyesinde, polisiyede ve mevcut birçok kulüpte bütün üyelere zorunlu kılındı.

III. FİLİPİN – MORO’LULARIN EKONOMİK DURUMU

Filipinler tarımsal alanda, elektronik endüstrisinde ve ekonomi hizmet sektöründe yeni endüstrileşen ülkedir. “Sonraki Onbir” ekonomilerinde listelenmiştir. Filipinler’in ekonomisinde önemli bir canlılık görülür.

Asya Finansal Krizi sonucunda Filipin pesosunu bir doları 40 pesodan 26 pesoya düşürerek Filipin ekonomisini son derecede etkiledi. Düşük yabancı sermaye ülkeye girmesiyle temelini tarımın oluşturduğu ekonomide 1999’da %3 ve 2000’de %4 küçülme oldu. 2000’deki politik belirsizlikler pesoyu zayıflatmış hatta daha ötesi bir doları 55 pesoya çıkararak pesonun en düşük seviyeye inmesine neden olmuştur.

1990’lardaki Doğu Asya finansal krizi, Filipinler’in ekonomisinde deneyim sağlamasına ve 2004’de %6’lık bir büyüme elde etmesini sağladı. Başbakan GloriaMacapagalArroyo, 2020’lerde ülkesinin gelişmiş ülkeler arasında yer alacağını taahhüt etti. 2005’de Filipin pesosu Asya’nın en işlevsel parası oldu. 2006’da Filipin ekonomisi geçen yıla oranla %5,4’lik bir büyüme sağladı. Hükümet Gayri safi milli hasılayı artırmak için 2007’de %7’lik, 2008’de %8’lik ve 2009’da %9’luk bir büyüme hedefliyor.

Muz ticaretinin ülke ekonomisine katkısı büyüktür. Bunun yanı sıra Filipinler tam bir tatil cennetidir.

IV. TARİHİ SÜREÇ
A- MORO (MİNDANAO) ADASININ KISA TARİHİ
Filipinlerin tarihi ve insan yaşamının başlangıcına ilişkin çeşitli rivayetler mevcuttur.

Bir görüş dünyanın buzul çağı döneminde bu yaklaşık 1000 km. uzunluğundaki denizde oluşan buzul köprülerle, insanların ve o çağın fil, dinozor vesair gibi hayvanların Asya kıtasından Filipin adalarına geçtikleri varsayımıdır. Gerekçeleri anılan hayvanların Filipin adalarında fosillerinin bulunmasıdır.

Diğer görüşler de, bu adaya Malay ve Endonezya adalarından insanların bu adalara taşınmış olması. Moro isminden hareketle bir diğer görüş de diğer bir ismi Morokko olan Fas ve Moritanya’dan insanların deniz yoluyla bu adalara gelmiş olmaları ve kendi ırklarının isminin ada ismine dönüşmesidir. Çünkü daha sonraları İspanyollar Mindanao ve Sulu adalarına geldiklerinde, adada kendi ülkeleri İspanyayı fetheden Berberilerin tipinde (fizyonomisinde) ve hayat tarzında insanlarla karşılaşmışlar ve bu insanların Morolu (Kuzey AfrikalıMorokko ve Moritanyalı) olduklarına hükmetmişlerdir. Moro kelimesinin İspanyolcada Müslümanlar anlamında kullanıldığı ve 1541 yılında İspanyaya teslim olan kuzey takımadalarına İspanya veliahdı II. PHİLİP’in adının verildiği, Sulu ve Mindanao adalarında da İspanyollara direnen Müslümanlar yaşadığı için oraya da MORO dedikleri de adlandırmadaki bir diğer yaklaşım.

B- MOROLU MÜSLÜMANLARIN İŞGALCİLERE (İSPANYOLLAR – AMERİKALILAR-JAPONLARA) KARŞI DİRENİŞİ
Moro adalarının insanlarının İslamiyet’le tanışması miladi 1300’lü yılların başında Deniz yoluyla adalara gelen Müslüman arap tacirler, sufiler ve tebliğciler vasıtasıyladır. İlk Müslüman olanlar da ticari yollar ve liman bölgelerinde yaşayan insanlar olmuştur.

İslamla tanışmadan önce taş, ay, yıldız gibi mücessem varlıklara tapan Sulu ve Mindanao halkı kısa sürede İslamiyeti benimsemiştir. Arap tebliğcilerin etrafında toplanan halk, zamanla Peygamber soyundan geldiğine inanılan Seyyid Ebubekir’in riyasetinde Sulu Sultanlığını, Şerif Muhammed Kabungsuan riyasetinde de Maguindanao sultanlığını kurmuşlardır.

1521’de İspanyollar Filipinler’e girdiklerinde (daha doğrusu o zamanki adıyla Maynila Krallığı) ülkenin kralı Raja Süleyman’ı öldürürler. Manila’nın ismi o zamanlar “Allah’ın emniyeti” anlamına gelen “Emanullah”tır. Manila ismi bunun bozulmuş hâlidir. Raja Süleyman bölgede kurduğu İslam Sultanlığı’nı yönetmektedir. Sembolik olarak Osmanlı’ya bağlıdır. İspanyollar, Hıristiyanlığa geçmeyen herkesin öldürüleceğini veya dağlara ve denize doğru kaçmaları gerektiğini söylerler. Bu noktada Müslümanlar ve putperestler aynı kaderi paylaşırlar. Manila’nın da bulunduğu Luzon Adası’ndan Mindanao Adası’na kaçarlar. Fakat kaçanların sadece yüzde 5’i adaya ulaşabilir, geri kalanlarsa ya yolda ölür ya da denizde kaybolur.

Luzon Adası’yla yetinmeyen İspanyollar, orta kısımdaki Visayas adı verilen adalara da ulaşırlar. Oralarda da Müslüman katliamı yaparlar. Burada LapuLapu isimli Müslüman komutan önderliğindeki Müslüman halk, kahramanca savaşır ve İspanyol komutan Macellan’ıöldürmeyi başarır. Fakat daha sonra İspanyollar bölgeye takviye birlikler göndererek hâkimiyeti sağlarlar ve büyük bir kıyım yaparlar. Buradaki katliamdan kaçabilenler güneydeki Mindanao Adası’na giderler.

Müslümanları takip eden İspanyollar, Mindanao’ya da gelir. Ama Müslümanlar bu kez hazırlıklıdır. İspanyol komutan Mindanao’ya indiğinde askerlerine “Siz şimdi ikinci vatanınızdasınız!” diyerek, Hıristiyanlığa inanmayan herkesi öldürmeleri emrini verir, fakat ilk saldırıda Müslümanlar tarafından öldürülür.

1521 yılında İspanya Krallığı adına Ferdinand Macellan’ın Filipin adalarından Cebu adasına çıkmasıyla Moro – İspanya savaşları başlamıştır. Kuzey Takımadaları ispanyollara direnmeden teslim olmuş, fakat bunlardan Mactan adası İspanyollara karşı savaşmıştır. Mactan adası komutanı Raca Lapu-Lapu İspanyollarla yaptığı bu savaşta Macellan’ı öldürmüştür.

Sonraki yıllar İspanyollar yeni gemilerle yeni güçler göndermiş ve kuzeydeki takımadalarını işgal ederek yerel anemi dini mensubu olan kuzeylilere hıristiyanlaştırma sürecini yaşatmıştır. Güneydeki Sulu ve Mindanao adası sultanlıkları ise hiçbir zaman İspanyollara teslim olmamış, 1898 yılına dek 377 yıl boyunca İspanyollarla sürekli bir harp halinde olmuşlardır. İspanyollarla dörtyüzyıla yakın süren bu savaş döneminde Moro Müslümanlarının en etkin ve parlak olduğu dönem Sultan Kudarat dönemidir. İspanyollara yenilen Sultan Kudarat, Lanao Bölgesine çekilerek güç toplamış, diğer sultanlıklarla birlik oluşturmuş ve İspanyollarla yaptığı büyük savaşlarla İspanyolların Sulu, Mindanao ve Burnei adalarından tamamen çekilmesini sağlamıştır.

1848 yılına dek Güneyde tutunamayan İspanyolların 1848 yılında sahip oldukları Buharlı büyük gemilerle güneye saldırmaları Moro – İspanyol savaşlarının dönüm noktası olmuştur. Bu dönemde Sultanlıklar zayıflamış, bu büyük gemiler karşısında Morolu Müslümanlar denizde tutunamamış, ama bu defa İspanyolların “Juramentado=yeminli fedailer” dedikleri “Mücahid” gruplar oluşturmuşlardır. Böylece İspanyollar 400 yıl boyunca işgal de etseler güneyde kendilerini hiçbir zaman güvende bulamamışlar, ülkeye egemen olamamışlardır. 1898 yılında da bütün Filipinleri 20.000.000 dolara ABD’ye satarak bölgeden çekilmişlerdir.

ABD 1899 yılında Moro’da bir tür özerklik mahiyetinde olan Sulu Sultanlığı ve Mindanao Sultanlığı ile Bates anlaşması yapmıştır. Akabinde direnen kuzeyi tamamen egemenlikleri altına almış daha sonra 1904 yılında Bates anlaşmasının geçersiz olduğunu ilan ederek Moro adalarına General Vood’u genel vali tayin etmiştir. Bu şekilde Morolu Müslümanların direniş süreci bu defa ABD’ye karşı başlamıştır. Ama ABD kuzeyin de kendisine tamamen teslim olması, bazı küçük sultanlıkların direnmemesi, eğitim ve barınma gibi yöntemlerle yönetimlere müdahale etmesi gibi taktiklerle güneydeki halkı finipinolaştırma süreci başlatmıştır. Moro halkının direnişi 1946 yılına dek sürmüştür. ABD 1946 yılında çekilirken, ABD ile olan anlaşmaya göre Mindanao ve Sulu adalarında tam bağımsızlık kazanılması gerekirken, ABD 50 yıllık süreçte güneyde filipinolaştırdığı adamları bilhassa 1935 yılından itibaren yönetim kadrolarına yerleştirerek Moronun kendisi çekilirken Kuzeye bağlanmasını sağlamıştır. Bu defa Morolu Müslümanların direnişi Kuzeye Manila hükümetine karşı başlamıştır.

C- FİLİPİNLER DEVLETİNE KARŞI VERİLEN MÜCADELE
Organize olmayan fedailer şeklinde başlayan direniş hareketi DatuOdtugMatalan liderliğinde 1 Mayıs 1968 senesinde “Mindanao İslam Cumhuriyeti”ni kurmak amacıyla “Mindanao Bağımsızlık Hareketi” adlı organizasyon dönüştürüldü. Ancak bu organizasyon uzun sürmedi. Çünkü organizasyonun lideri aynı zamanda Manila hükümetinin devlet başkanı Marcos’unCotabato valisi idi. Marcos dönemi sulu ve Mindanao adasında Müslümanlara yapılan büyük katliamlar ve kuzeyden güneye en çok filipino göçünün gerçekleştirildiği ve güneyde müsülümanların topraklarına elkonulduğu dönemdir. Ama aynı zamanda Marcos dönemi, İspanyolların ülkeyi terkinden beri ABD yönetimi boyunca eğitsel ve yönetimsel faaliyet ve taktiklerle dünyevileşen ve İslami ideallerinden uzaklaşan Moro halkının, kendine geliş sürecidir.

Ortadoğuda, bilhassa Mısırda eğitim gören Morolu gençler Filistin direnişine tanık olmuş, İhvanı Müslimini tanımıştır. Manilada eğitim gören Morolu gençlerde de MarcoshükümetininMorolulara karşı gerçekleştirdiği zulüm, topraksızlaştırmave asimilasyon politikaları sebebiyle direniş fikri oluşmuştur. 1972 senesinde Manilada eğitim gören gençlerden Nur Misuari ile Mısırda eğitim gören Selamet Haşim’in müşterek hareketleri ile Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi (MNLF) kuruldu.

MNLF’nin 1972 yılından 1975 yılına dek Sulu ve Mindanao adalarının çeşitli şehirlerinde Marcoshükümetinin idari ve askeri kurumlarına üst üste yaptıkları saldırılar ve koydukları eylemler sürecinde, Bangsomoro bölgesinde kendisine halktan geniş katılım sağladı. Böylece Sulu ve Mindanao adasının büyük çoğunluğunda hâkimiyeti ele geçirdi. Manila Hükümeti bu durum karşısında MNLF’ye ateşkes ve özerklik önerisinde bulundu. 1976 yılında Trablusgarp anlaşması yapıldı. Bu ateşkes sürecinde MNLF arasında Marcosrejimi ciddi ihtilaflar oluşturdu, kopmalar yaşandı, bu arada Manila Hükümeti sözleşme koşullarına uymadı. Dinamizmini kaybeden MNLF tekrar eski etkin direnişine geçemedi. Bu arada MNLF içinde ideolojik olarak sol ve laik duruş ve İslami duruş biçiminde farklılıklar da zuhur etti. Bunu üzerine MNLF’den ayrılan Selamet Haşim Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MILF)’i kurdu. Şimdi Bangsomoro’ya daha çok MILF hakim olup Manila Hükümetine karşı direnişi MILF yürütmektedir.

İspanyollardan sonra Japonların ve Amerikalıların istilasına uğrayan Filipinler, bağımsızlığını ancak II. Dünya Savaşı sonrası, 1946’da, elde edebildi. ABD, İspanya’ya 20 milyon dolar vererek Filipinler’i bağımsızlığına kavuşturdu!

1965-1986 yılları arasında Filipinler Devlet Başkanı olan Ferdinand Marcos, 21 Eylül 1972’de ülkede sıkıyönetim ilan etti, Vatikan’la anlaşma yaptı ve tüm Müslümanları zorla Hıristiyanlaştırma yoluna gitti. ILG isminde milis güçleri oluşturularak camiler, medreseler yıkılmaya, Müslümanlar toplu olarak katledilmeye başlandı.

1968’de Selamet Haşim Kahire’de okurken, orada bulunan Morolu arkadaşlarıyla bir yapılanmaya girişti. Fikrî olarak İhvan-ı Müslimin’den etkilenen Haşim, bir çalışma planı ortaya koyarak Moro İslami Hareketi’nin temelini attı. 1972’de Moro’da dönemin devlet başkanı Ferdinand Marcos bölgede kıyım yapmaya başlayınca, Selamet Haşim Mısır’daki doktora eğitimini yarıda bırakarak Moro’ya döndü. Bu arada daha önce Selamet Haşim’in eğitim amacıyla Malezya’ya gönderdiği gençlerden biri olan Nur Misvari 1971’de Moro’ya döndü. Selamet Haşim’le birlikte Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi (MNLF)’ni kurdular. Örgütün siyasi idare merkezi Libya’da kuruldu. Nur Misvari Trablus’ta Filipinler hükümetiyle özerklik anlaşması imzalayınca Selamet Haşim bu anlaşmaya karşı çıktı ve hareketten ayrılarak Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MILF)’i kurdu.

1974’te Nur Misvari otonomi konusunda Filipinler hükümetiyle anlaştı. Anlaşma 1976’da imzalandı. Misvari neredeyse hiçbir somut kazanım elde edemediği anlaşmada, hükümetin bütün şartlarını kabul etti. Misvari’nin imzaladığı otonomi anlaşması sembolik olmanın ötesine geçmiyordu.

Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MILF) bu anlaşmaya şiddetle karşı çıktı. MILF’in hareketten ayrılması, Nur Misvari liderliğindeki Ulusal Kurtuluş Cephesi’ni de bitirmiş oldu. Çünkü yüzde 90’ı Selamet Haşim’in yanında yer alarak İslami Kurtuluş Cephesi’ne geçti. MNLF, Filipinler hükümetiyle 1996’da yeni bir özerklik anlaşması daha imzaladı, ancak istediği özerkliği elde edemedi. MNLF’nin 1996’da Filipinler hükümetiyle anlaşma imzalamasından sonra MILF silahlı mücadeleye devam etme kararı aldı ve Mindanao’da bazı bölgelerin kontrolünü ele geçirdi.

İslami Kurtuluş Cephesi 2003 yılında Filipinler Devleti’yle masaya oturma kararı verdi ve Selamet Haşim hükümetle barış görüşmelerine başladı. Fakat Haşim o yıl vefat etti. Yerine yardımcısı Hacı Murad İbrahim tayin edilerek barış görüşmelerine devam edildi.

MILF liderlerinden Muntasır Bey, “2001’de yaşanan 11 Eylül olayının bize etkisi büyük oldu. Daha realist politikalar uygulamaya başladık. Daha stratejik düşünmemiz gerektiğini anladık. Çünkü giderek yalnızlaştık. Özellikle Arap dünyası o günden sonra bizimle tüm irtibatını kesti. Neredeyse İHH dışında İslam dünyasıyla irtibatımız kalmadı. İHH bize yönelik yalnızlaştırma politikasının uygulandığı 11 Eylül sonrası dönemde bize yardım ulaştıran tek yardım kuruluşu oldu, bundan dolayı IHH’ya minnettarız. Bu barış esasında 15 yıllık bir sürecin sonucudur. Bizi barış sürecine zorlayan esas etmenler şunlar oldu: 1)Terörist örgüt olarak ilan edilmek istemedik, 2) İslam dünyasıyla aramızdaki yardım kanallarımızın ve bağlantımızın tamamıyla kopmasının önüne geçmek istedik, 3) Otonominin hedeflerimizi gerçekleştirme yolunda kullanabileceğimiz bir araç olacağını düşündük.”

D- FİLİPİNLER HÜKÜMETİ İLE VARILAN ANLAŞMANIN MAHİYETİ
15 Ekim 2012’de başkent Manila’da Devlet Başkanı BenignoAquino ile MILF Başkanı Hacı Murad İbrahim bir çerçeve anlaşmasına imza attılar. Bu sadece bir ön anlaşma niteliğindeydi, nihai anlaşma 2014 başı gibi yapılacak Filipinler’de 40 yıllık çatışmaya son verecek antlaşmanın sonuçlandığı belirtildi. Filipinler hükümeti ile ülkenin güneyinde bağımsızlık mücadelesi veren Moro İslami Kurtuluş Cephesi arasındaki barış görüşmelerinde çerçeve anlaşma sağlandı. Hükümet, ‘Bangsamoro’ adlı özerk bölgenin kurulmasını kabul etti.

E- ÇERÇEVE ANLAŞMA HÜKÜMLERİ VE KISA DEĞERLENDİRMESİ
GPH-MILF Ortak Tasarısı
Esirgeyen, bağışlayan Allah’ın adıyla

Bangsamoro Çerçeve Anlaşması

İşbu belgede bu Anlaşmanın Tarafları olarak adlandırılan Filipinler Hükümeti (GPH) ve Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MILF) aşağıdaki maddeleri anlaşıp kabul ettiler:

I. BANGSAMORO’NUN KURULMASI
1. Taraflar, statükonun kabul edilemez olduğunu ve Müslüman Mindanao Özerk Bölgesi (ARMM) yerine Bangsomoro’nun kurulması gerektiğini kabul eder. Bangsamoro, Nisan 2012’de İlkelerin Karar Noktaları’nda belirtilen yeni özerk politik birimdir.

2. Bangsamoro hükümeti bakanlıklardan oluşacaktır.
Taraflar, bakanlıklar hükümeti biçimine uygun bir seçim sistemini oluşturmayı kabul eder. Seçim sistemi demokratik katılımcılığa izin verecek, devlet memurlarının öncelikli olarak seçmenlere karşı sorumluluğunu sağlayacak ve gerçekten ilkelere dayalı partilerin kurulmasını teşvik edecektir. Bangsamoro Temel Yasası içinde yer alacak bu seçim sistemi, BangsamoroHükümeti tarafından ulusal yasalarla uyumlu olarak çıkarılacak yasalar yoluyla uygulanacaktır.

3. Sınırları dahilindeki bölgeler, kentler, belediyeler, köyler ve coğrafi alanlar Bangsamoro’nun seçim birimlerini oluşturacaktır.
Seçim bölgelerinin işlerini düzenleme yetkisi Bangsamoro Temel Yasası dahilinde garanti altına alınmıştır. Yerel hükümet birimlerinin yürürlükte yasalar altında faydalandığı ayrıcalıklar, Bangsamoro yerel hükümeti yasasının hükümleri uyarınca daha iyi yönetim için düzenlenmedikçe, değiştirilmedikçe veya reforme edilmedikçe kısıtlanamaz.

4. Merkezi Hükümet’inBangsamoro Hükümeti’yle ilişkileri asimetrik olacaktır.
5. Taraflar, Bangsamoro kimliğini kabul ederler. Fetih ve sömürgeleştirme zamanında Mindanao, Sulu takımadaları ve Palawan da dahil olmak üzere yakın adalarda yerli veya asıl sakinler olarak kabul edilenler ve onların -melez veya safkan- soyundan gelenler kendilerini Bangsamoro olarak tanımlayabilirler.
Eşler ve onların soyundan gelenler Bangsamoro olarak sınıflandırılır. Diğer yerli halkların seçme özgürlüğüne saygı duyulacaktır.

II. TEMEL YASA
1. Bangsamoro bir Temel Yasa’yla yönetilecektir.
2. Bangsamoro Temel Yasası’nın hükümleri Tarafların tüm anlaşmalarıyla uyumlu olacaktır.
3. Temel Yasa, Bangsamoro yaşam biçimini yansıtacak ve uluslararası yönetim standartlarına uygun olacaktır.
4. Bangsamoro halkı tarafından hazırlanacak ve bölgesindeki seçmenler tarafından onaylanacaktır.

III. YETKİLER

1. Merkezi Hükümet’in kendine özel yetkileri, Bangsamoro Hükümeti’nin kendine özel yetkileri ve Merkezi Hükümet ve Bangsamoro Hükümeti tarafından paylaşılan ortak yetkiler olacaktır.
Hükümetler arası ilişkilere dair ilkeleri içeren Yetki Paylaşımı Eki, bu Anlaşmanın bir parçasını oluşturacak ve Temel Yasa’nın tasarlanmasında rehber olacaktır.
2. Merkezi Hükümet aşağıdaki yetkilere sahip olacaktır:
a. Savunma ve dış güvenlik
b. Dış politika
c. Cumhuriyet Yasası Madde 9054’te zaten izin verilmiş olan ekonomik anlaşmalara girme yetkilerinin Bangsamoro’ya devredilmesi koşuluyla ortak pazar ve küresel ticaret.
d. Para basma ve para politikası
e. Yurttaşlık ve yurttaşlığa kabul etme
f. Posta servisi
Bu liste, Taraflarca kabul edilecek ek yetkilere engel teşkil etmez.
3. Taraflar, Şeriat mahkemelerinin güçlendirilmesi ve davalara karar verme yetkisinin genişletilmesi gereğini kabul eder. Bangsamoro, Şeriat adalet sistemi üzerinde yetkili olacaktır. Şeriat egemenliği ve uygulaması sadece Müslümanlar için geçerli olacaktır.
4. Bangsamoro Temel Yasası, Bangsamoro Hükümeti ihtiyaçları doğrultusunda Bangsamoro’daki helal sertifika veren yapıları akredite edebilir.
5. Bangsamoro Temel Yasası, Bangsamoro için adalet kurumlarını oluşturacaktır. Bunlar:
a. Resmen kurumlaşması ve işlevli kılınması ve Şeriat mahkemelerinin karar yetkilerinin genişletilmesiyle beraber Şeriat’a dayalı adalet sistemi üzerinde yetki;
b. Yerel sivil mahkemelerin çalışmalarını geliştirmek için önlemler ve
c. Alternatif sorun çözme sistemleri.
6. Yerli halkların varolan hakları ve gelenekleri Bangsamoro adalet sisteminin kuruluşu sırasında dikkate alınacaktır. Buna göre yöreye özgü sistemler, alternatif sorun çözme yöntemleri olarak tanınabilecektir.

IV. GELİR DAĞILIMI VE REFAH PAYLAŞIMI
1. Taraflar, refah üretiminin (veya gelir üretme ve kaynak yaratma) Bangsamoro operasyonu için önemli olduğunu kabul eder.
2. Bangsamoro, Bangsamoro Temel Yasası’yla uyumlu bir şekilde Tarafların da ortak kararıyla belirlenecek sınırlamalar içinde kendi gelir kaynaklarını yaratma ve vergi koyma, ücret belirleme ve ceza uygulama yetkilerine sahip olacaktır. Bu yetki, yetki devri, eşitlik, öz sermaye, hesap verme, basit yönetim, uyumluluk, ekonomik etkinlik ve mali özerklik ilkeleri rehberliğinde, vergi esası ve vergi oranı belirlemeyi içerecektir.
3. Bangsamoro’nun yerli ve yabancı kaynaklardan fon ve hibe, Merkezi Hükümet’ten blok fon ve yardım alma yetkisi olacaktır. Aynı zamanda, kabul edilebilir kredi değerliliğine bağlı olarak Merkez Bankasının onayını gerektiren (açık veya gizli) müstakil garantili krediler hariç yerli ve yabancı borç verme kuruluşlarıyla kredi anlaşmaları imzalamaya yetkilidir.
4. Taraflarca üzerinde anlaşılacak bir formül doğrultusunda Bangsamoro, yetki alanı dâhilinde bulunan karada veya denizdeki tüm alanlar/bölgelerdeki doğal kaynakların çıkarılması, geliştirilmesi ve kullanımı sonucunda elde edilecek gelirlerden adil pay alacaktır.
5. Bangsamoro, bölge içinde veya sayesinde dış kaynaklar tarafından üretilen gelirler veya diğer fonları izleyebilmek için kendi denetim yapısı ve prosedürlerini oluşturabilir. Bu, Ulusal Denetim Komisyonu’nun gelirlere ilişkin hesapların ve fonların kullanımı ve hükümet araçlarının sahip olduğu ve emaneten tuttuğu mülklerin incelenmesi, denetlenmesi ve düzenlenmesiyle ilgili yetki, otorite ve görevini engellemez.
6. Merkezi hükümet ve BangsamoroHükumeti arasındaki gelir ve refah paylaşımı anlaşmalarının detayları Taraflarca kararlaştırılacaktır. Refah Paylaşımına Dair ek, bu Anlaşmanın bir parçasını oluşturacaktır.
7. Gelir dengesizlikleri ve bölgesel mali ihtiyaçlar ile gelir artırma kapasitesindeki dalgalanmaları takip etmek için Bangsamoro ve Merkezi Hükümet temsilcilerinden oluşan hükümetler arası mali politika kurulu oluşturulacaktır. Kurul, Taraflarca üzerinde anlaşılmış hükümetler arası ilişkiler ilkelerine bağlı olarak gerekli mali düzenlemeleri belirlemek için en az altı (6) ayda bir toplanacaktır. Bangsamoro tam mali özerkliğe kavuştuğu zaman Merkezi Hükümet temsilcisinin kurulda bulunmasına gerek kalmayacaktır. Mali özerklik, Bangsamoro’nun kendi gelir kaynaklarını yaratması, iç gelir vergisindeki payı ve merkezi hükümet veya herhangi bir bağışçı tarafından gönderilen fonlar veya yardımları bütçelendirmesi anlamına gelecektir.
8. Taraflar, Bangsamoro halkının yaşam kalitesinin korunması ve iyileştirilmesi için sürdürülebilir kalkınmanın önemini tespit eder. Bu amaçla, Bangsamoro, doğal kaynakların uygun bir şekilde korunması, işlenmesi ve geliştirilmesi yoluyla sürdürülebilir bir kalkınma için kapsamlı bir çerçeve geliştirecektir. Etkin bir koordinasyon ve yardım için Bangsamoro yasama yapısı, amacı yasalar yoluyla ortak çevresel hedefler tespit etmek, çevre ve kalkınma planlarında uyum sağlamak olan Bangsamoro ve Merkezi Hükümet temsilcilerinden meydana gelen hükümetler arası bir yapı oluşturacaktır.

V.BÖLGE
1. Bangsamoro’nun çekirdek bölgesi: a) ARMM’nin şu andaki sınırları, b) Baloi, Munai, Nunungan, Pantar, Tagoloan ve Lanao del Norte bölgesindeki Tangkal Belediyeleri ve 2001 plebisitinde ARMM’yedahil olmak için oy kullanan Kabacan, Carmen, Aleosan, Pigkawayan, Pikit ve Midsayap Belediyelerindeki tüm köyler, c) Cotabato ve Isabela kentleri, d) Bangsamoro Temel Yasasının kabul edilmesini takip eden iki ay içerisinde ve devam eden paragraflarda açıklanan Bangsomoro sınırlarının çizilmesi sürecinde katılma kararı alan yerel hükümet birimlerinin bulunduğu veya oy kullanma ehliyetine sahip kişilerin en az %10’unun katılmayı talep ettiği tüm diğer komşu bölgelerden oluşur.
2. Taraflar, Bangsamoro Temel Yasasının ve önceki paragrafta bahsedilen çekirdek bölgelerin geçiş komisyonu tarafından tasarlanan haliyle tüm Bangsamoro’da halk oylaması sonucu en geniş onayla kabul edilmesi için birlikte çalışacaklardır. Üçüncü taraf olarak uluslararası gözlemci ekibi, sürecin özgür, adil, saygın, meşru ve uluslararası standartlara uygun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini gözlemleyecektir.
3. Çekirdek bölgenin dışında kalan ve belirgin bir şekilde Bangsamoro halkına sahip komşu bölgeler ne zaman isterlerse sakinlerinin %10’unun talebi sonucu yapılacak plebisitte bölgenin çoğunluğu da kabul ederse Bangsamoro bölgesine katılabileceklerdir.
4. İç ve bölgesel suların işlenmesi Refah ve Yetki Paylaşımı Eki’nde belirtilecektir.
5. Bölge tanımı, büyük kara parçaları, deniz, kara, nehir ve alüvyon alanları ve hava alanı ve üzerindeki atmosferik uzayı kapsar. Yönetim, Tarafların bu anlaşmada ve refah ve yetki paylaşımı eklerinde üzerinde anlaşıldığı üzere yapılacaktır.
6. Bangsamoro Temel Yasası, Bangsamoro’daki yaşayanların kolektif demokratik haklarını tanıyacaktır.

VI. TEMEL HAKLAR
1. Halihazırda yararlanılan temel haklara ek olarak Bangsamoro’da yaşayan tüm yurttaşların aşağıda sayılan hakları yasama, yürütme ve yargıyı bağlamaktadır:
a.Yaşama hakkı ve kişinin ve onurunun dokunulmazlığı.
b. Dinlerin ve inançların ifade özgürlüğü hakkı;
c.Gizlilik hakkı;
d.İfade özgürlüğü hakkı;
e. Siyasi fikirleri belirtme ve demokratik olarak siyasi isteklerini yayma hakkı;
f. Barışçıl ve meşru yöntemlerle anayasayı değiştirmeye çalışma hakkı;
g. Kadınların anlamlı bir şekilde siyasete katılım ve her tür şiddetten korunma hakkı;
h. Kişinin yerleşeceği yeri özgürce seçme ve evinin dokunulmazlığı hakkı;
i. Fırsat eşitliği ve sosyal ve ekonomik etkinlikler kamu hizmetlerinde sınıf, inanç, maluliyet, cinsiyet ve etnik köken nedeniyle ayrımcılığa uğramama hakkı;
j. Kültürel ve dini yapılar kurma hakkı;
k. Dini, etnik ve mezhepsel baskılara uğramama hakkı;
l. Yasal uygulamalar sonucu doğan şikayetlerin tazmin edilmesi hakkı.
2. Kazanılmış mülkiyet hakları kabul edilecek ve saygı duyulacaktır. Bangsamoro halkının kendi bölgesel ve kişisel haklarının, geleneksel toprak imtiyazlarının adaletsizce çiğnenmesi veya marjinalize edilmesinden kaynaklanan meşru şikayetleri kabul edilecektir. Eski haline getirilmesinin mümkün olmadığı durumlarda Merkezi Hükümet ve Bangsamoro Hükumeti, telafi için Bangsamoro halkının kolektif yararına olacak ve karşılıklı olarak belirlenecek nitelik, nicelik ve durumda yeterli ve etkin önlemleri alacaktır.
3. Yerli halkların haklarına saygı gösterilecektir.
4. Merkezi HükümetBangsamoro bölgesi dışında oturan Bangsamoro halkının haklarını güvence altına alacak ve topluluklarının rehabilite edilmesi ve gelişmesi için programlar düzenleyecektir. Bangsamoro Hükumeti, toplulukların kendi ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelerini arttırmak için destek sağlayabilir.

VII. GEÇİŞ VE UYGULAMA
1. Taraflar bir geçiş dönemine ve geçiş mekanizmalarının oluşturulmasına ihtiyaç olduğunu kabul eder.
2. Taraflar bu Çerçeve Anlaşmasının parçası olacak bir Geçiş Düzenlemeleri ve Yöntemleri Eki oluşturmayı ve kabul etmeyi kararlaştırır.
3. Yürütme emriyle bir Geçiş Komisyonu kurulacak ve Kongre Kararlarıyla desteklenecektir.
4. Geçiş Komisyonunun işlevleri aşağıdaki gibidir:
a. Taraflarca yazılmış veya yazılacak tüm anlaşmalarla uyumlu hükümlerle birlikte Bangsamoro Temel Yasası taslağıyla ilgili çalışmak
b. Tarafların anlaşmalarını anayasa uyarlamak ve yerleştirmek amacıyla önceki barış anlaşmalarının herhangi birini ihlal etmeden gerekirse Filipinler Anayasasını değiştirme önerileri üzerine çalışmak;
c. Bangsamoro topluluklarında yürütülecek gelişme programlarını gerekirse MILF Bangsamoro Kalkınma Ajansı (BDA), Bangsamoro Liderlik ve Yönetim Enstitüsü (BLMA) ve diğer ajanslarla birlikte koordine etmek
5. Geçiş Komisyonu, tümü Bangsamoro olmak üzere on beş (15) kişiden oluşacaktır. Yedi (7) üyesi GPH ve sekiz (8) üyesi başkan da dahil olmak üzere MILF tarafından seçilecektir.
6. Geçiş Komisyonu, ARMM ve diğer hükümet ajanslarından bağımsız olacaktır. GPH etkin bir şekilde çalışması için gerekli fonları ayıracak ve diğer kaynakları sağlayacaktır. Geçiş Komisyonu görevlerini ve sorumlulukları yerine getirip sönümlenene dek tüm diğer hükümet ajansları tarafından desteklenecektir.
7. Geçiş Komisyonu tarafından düzenlenen Bangsamoro Temel Yasası taslağı, Başkan tarafından acil yasa tasarısı olarak onaylanacaktır.
8. Bangsamoro Geçici Otoritesi’ni oluşturan Temel Yasa’nın resmen yayınlanması ve onaylanmasını takiben ARMM feshedilecektir.
9. Geçiş dönemi boyunca, devredilen tüm etkiler Bangsamoro Geçici Otoritesi tarafından kullanılacaktır. Bakanlık ve Kabine Sistemi şeklindeki hükümet, Bangsamoro Geçiş Otoritesi’nin oluşturulmasıyla birlikte başlayacaktır. Ayrıca Bangsamoro Geçiş Otoritesi, bürokrasiyi uygun yönetim kurumları olarak yeniden düzenleyebilir.
10. Bangsamoro Geçiş Otoritesi, Temel Yasa’da belirtilen talimatlara göre özerklik verilen bölgedeki hükümet işlevlerinin devamlılığını sağlamakla yükümlü olacaktır. Bangsamoro Geçiş Otoritesi, 2016 seçimlerini takiben yerini seçilen Bangsamoro Yasama meclisine ve Bangsamorohükümetine bırakacaktır.
11. Tüm anlaşmaların uygulanmasını gözlemleyecek, uluslararası yapılar ve ülke içindeki gruplardan gözlemci bir ekip oluşturulacak.
12. Geçiş dönemi sonunda, GPH ve MILF Barış Görüşmeleri Komisyonu, Malezyalı Kolaylaştırıcı ve Gözlemci Ekip, tüm geçiş dönemi sürecini ve tüm anlaşmaların uygulanma durumunu gözden geçirmek, incelemek veya değerlendirmek için bir araya gelecektir. Eğer tüm anlaşmalar tamamen uygulanır haldeyse barış görüşmelerini resmi olarak bitirmek için Taraflarca bir “Çıkış Belgesi” düzenlenip imzalanabilir.
13. Tüm konular çözülüp tüm anlaşmalar uygulanır hale gelene kadar Tarafların görüşme komisyonları, görüşmelere devam edecektir.

VIII. NORMALIZASYON
1. Taraflar, normalleşmenin barış süreci için hayati olduğunu kabul eder. Normalleşmeyle birlikte toplumlar barışçıl bir toplumda, yeterli geçim kaynakları ve siyasi katılımla hak ettikleri yaşam kalitesine kavuşabileceklerdir.
2. Normalleşmenin amacı Bangsamoro’da can güvenliği sağlamaktır. Normalleşme, temel insan haklarına bağlı, bireylerin şiddet veya suç korkusundan azade olduğu ve süregelen gelen ve değerlerin saygı gördüğü bir toplum yaratmaya yardım eder. Can güvenliğinin olmaması insan ve sivil haklarının ihlali, sosyal ve siyasal adaletsizlik ve cezasızlık gibi pek çok duruma yol açar.
3. İlke olarak, polis sistemi ve düzenlemesi profesyonel ve partizan politik kontrol dışında tutulmalıdır. Polis sistemi, yasaların etkili, etkin, adil ve tarafsız korunabilmesi, eylemleri bakımında hesap verebilir olabilmesi ve hem Merkezi Hükümete ve Bangsamoro Hükümetine hem de hizmet ettiği topluma karşı sorumlu olabilmesi için sivil bir yapıya sahip olacaktır.
4. Taraflarca, bölgede etkin polis sistemi yürütülebilmesi için bağımsız bir komisyon oluşturulacaktır. Komisyon, tarafların temsilcilerinden oluşacak ve çalışmalarında destek almak için yerel ve uluslararası uzmanları davet edebilecektir.
5. MILF, tekrar kullanılmaması amacıyla güçlerinin devreden çıkarılması için dereceli bir plan başlatacaktır.
6. Tüm yasa koruma işlevleri aşamalı ve dereceli olarak Filipinler Silahlı Kuvvetleri’nden (AFP) Bangsamoro polis gücüne transfer edilecektir. Taraflar, 4. Paragrafta belirtilen bağımsız gözden geçirme süreci sonuçlarına göre Bangsamoro polis gücünün şekli, işlevi ve ilişkileri üzerine görüşmelere devam etmeye karar verir.
7. Uluslararası Gözlem Ekibi’yle birlikte (IMT) Düşmanlıkların Bitirilmesi için Ortak Koordinasyon Komitesi (JCCCH) ve Ortak Özel Eylem Grubu’nun da (AHJAG) katılımıyla, MILF güçlerinin devreden çıkarılması tamamen sonuçlanana kadar ateşkes anlaşması gözlemlenmeye devam edilecektir. Bu koordinasyon mekanizmaları devredışı bırakma tamamen sonuçlanıncaya kadar Hükümet ve kalan MILF güçleri arasındaki koordinasyonu sağlamak ve MILF’inBangsamoro bölgesinde barışın ve düzenin korunmasındaki yardımını düzenlemek için kurulacak Ortak Normalleşme Komitesi’nin (JNC) temelini oluşturacaktır.
8. Taraflar, bölgedeki silahların azaltılması ve kontrol altına alınması ve özel orduların ve diğer silahlı grupların lağvedilmesi için ortak çalışacaklarını taahhüt eder.
9. Normalleşme sürecinin detayları ve güçlerin devredışına çıkarılmasının zaman çizelgesi bu Anlaşmanın bir parçasını oluşturacak Normalleşme Eki’nde yer alacaktır.
10. Taraflar, Bangsamoro’nun iyileştirilmesi, yeniden inşası ve kalkınması için çabalarını yoğunlaştırmaya ve MILF savaşçılarının, yerinden edilmiş insanların ve yoksulluğa düşen toplulukların ihtiyaçlarını görmek için programlar oluşturmayı kabul eder.
11. Taraflar, normalleşme süreci için birden çok ülkenin desteği, yardımı ve taahhütlerine ihtiyaç olduğunu kabul eder. Bu amaçla, etkin, şeffaf ve hesap verilebilir bir acil destek ve yatırım bütçesine sahip Güven Fonu kurulacaktır. Taraflar, kurumsal güçlenme, altyapıdaki dengesizlikleri çözecek etkili programlar ve savaşçı veya savaşçı olmayan MILF unsurları, yerli haklar, kadınlar, çocuklar ve yerlerinden olmuş insanların normal yaşama dönmesi için ekonomik olanakların sağlanması için Bangsamoro Çerçeve Anlaşmasındaki 13 kapasite arttırıcı alanda olduğu gibi nitelikli finansman projelerini benimsemeyi kabul ederler.
12. Taraflar, geçici adalet için Bangsamoro halkının meşru şikayetlerini iletebileceği, tarihsel adaletsizleri düzeltecek ve insan hakları ihlallerinin bildirilebileceği bir program için çalışmayı kabul ederler.

IX. DİĞER
1. Bu anlaşma tek taraflı olarak uygulanamaz.
2. Taraflar, bu doküman kapsamında Çerçeve Anlaşmanın detaylarıyla ilgili çalışmayı ve yıl sonuna kadar kapsamlı bir anlaşma ortaya çıkarmaya bağlıdır.

F. ÇERÇEVE ANLAŞMA ÜZERİNE BİNA EDİLECEK HUKUKİ STATÜ
Taraflar, statükonun kabul edilemez olduğunu ve Müslüman Mindanao Özerk Bölgesi (ARMM) yerine Bangsomoro’nun kurulması gerektiğini kabul eder.

BangsamoroHükumeti bakanlıklardan oluşacaktır.

Taraflar, bakanlıklar hükümeti biçimine uygun bir seçim sistemini oluşturmayı kabul eder.

Seçim sistemi demokratik katılımcılığa izin verecek, devlet memurlarının öncelikli olarak seçmenlere karşı sorumluluğunu sağlayacak ve gerçekten ilkelere dayalı partilerin kurulmasını teşvik edecektir. Bangsamoro Temel Yasası içinde yer alacak bu seçim sistemi, Bangsamoro Hükumeti tarafından ulusal yasalarla uyumlu olarak çıkarılacak yasalar yoluyla uygulanacaktır.

Sınırları dahilindeki bölgeler, kentler, belediyeler, köyler ve coğrafi alanlar Bangsamoro’nun seçim birimlerini oluşturacaktır.

Merkezi Hükümet’inBangsamoroHükumeti’yle ilişkileri asimetrik olacaktır.

Taraflar, Bangsamoro kimliğini kabul ederler. Fetih ve sömürgeleştirme zamanında Mindanao, Sulu takımadaları ve Palawan da dahil olmak üzere yakın adalarda yerli veya asıl sakinler olarak kabul edilenler ve onların -melez veya safkan- soyundan gelenler kendilerini Bangsamoro olarak tanımlayabilirler.

Eşler ve onların soyundan gelenler Bangsamoro olarak sınıflandırılır. Diğer yerli halkların seçme özgürlüğüne saygı duyulacaktır.

Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi (MNLF) 12 yıl süren mücadeleden sonra Ekim 1992’de Filipinler hükümetiyle ateşkese gitmişti. 16 Nisan 1993’te de Endonezya’da “barış” görüşmeleri başlatıldı. 7 Kasım 1993’te bir ateşkes anlaşması ve bir de ilkeler anlaşması imzalandı. Sonuçta üç yıldan fazla süren görüşmelerden sonra Moro ve Mindanao adalarının bulunduğu Güney Filipinler’e MNLF öncülüğünde özerklik verilmesi üzere bir anlaşma imzalanması konusunda ittifak sağlandı. Bu konuda hazırlanan ilk barış anlaşması taslağı da 23 Haziran 1996’da Güney Filipinler’in Davao kentinde parafe edildi. 2 Eylül 1996 tarihinde de bu anlaşma Endonezya’nın başkenti Jakarta’da taraflarca imzalanarak resmen uygulamaya geçirildi.

Anlaşma, Güney Filipinler’deki 14 bölgeye özerklik verilmesini öngörüyor. Ancak ilk geçiş döneminde MNLF’nin bu 14 bölgenin yönetiminde herhangi bir rolü olmayacak. Sadece Barış ve Kalkınma Meclisi adı altında bir meclis oluşturulacak ve başkanlığına da Nur Misvarigetirilecek. Bu meclis bölgedeki yerel yönetimlere sadece bazı tavsiyelerde bulunabilecek. Bu tavsiyelerin uygulanması zorunluluğu olmayacak. Barış ve Kalkınma Meclisi’ne bağlı olarak Müslümanların dini işlerinin koordinasyonuyla ilgilenmek üzere bir Fetvâ Dairesi oluşturulacak. Bu dairenin yetkilileri söz konusu meclisin başkanı tarafından atanacak.

Barış ve Kalkınma Meclisi’nin görev yapacağı geçiş dönemi üç yıl sürecek. Bu sürenin bitiminde söz konusu 14 bölgede referanduma gidilerek halktan “özerkliği mi yoksa Manila yönetimine bağlı kalmayı mı” istedikleri sorulacak. Bu referandumda halkının çoğunluğu özerkliği isteyen bölgelere tam özerklik verilecek.

Moroİslâmi Kurtuluş Cephesi (MILF) ve daha radikal görüşleriyle tanınan Ebu Seyyaf grubu Barış ve Kalkınma Meclisi’ne idari ve siyasi açıdan hiçbir yetkinin verilmemesi ve söz konusu 14 bölgeye özerklik verilmesinin referandum şartına bağlanması dolayısıyla karşı çıkıyorlar. Bölgede 1946’dan buyana uygulanan nüfus kaydırma politikası dolayısıyla özerklik verileceği bildirilen 14 bölgenin çoğunda hıristiyanların oranı artırılmış durumda. Bundan dolayı referandumdan “özerklik” lehine oy çıkacak bölge sayısının 4’ü geçmeyeceği sanılıyor. Bu sebepten dolayı sözü edilen gruplar özerkliğin referandum şartına bağlanmasına karşı çıkıyorlar. Ancak anlaşmanın imzalanmasıyla birlikte MNLF gerillaları büyük ölçüde bağımsızlık mücadelesinden tecrit edilmiş oldular. Bu yüzden MILF ve Ebu Seyyaf grubuna mensup mücâhitler hükümet kuvvetleri karşısında yalnız bırakıldılar. Bu durumda bağımsızlık mücadelesini sürdürmeleri zor olacak. Dolayısıyla gelişmelerin nasıl devam edeceğini şimdiden tahmin etmek zor.

G. MORO ADASININ ŞU ANDAKİ SİYASİ YAPISI

Filipinler, üniter başkanlık yapısına sahiptir. Başkan devlet ve hükümet başkanlığı görevlerinin her ikisini de üzerinde bulundurur. Aynı zamanda silahlı kuvvetlerinin de başkomutanıdır. Başkan, halkın oylarıyla altı yıllık bir dönem için seçilir. Kabineye atama yapar ve toplantılara başkanlık eder. İki kanatlı parlamento, senato ve temsilciler meclisinden meydana gelir. Senato üyeleri de altı yıllık bir dönem için seçilir. Temsilciler meclisi üyeleri ise üç yıllık bir dönem için yasamalı ilçelerden temsilciler içinden seçilir.

Filipin, üç coğrafik alana bölünür; Luzon, Visayas ve Mindanao. Bunlar, on yedi bölgeye, seksen bir ile, 118 şehir, bin 510 belediyeye ve 41 bin 995 Barangay (bölge hükümetleri) ayrılır.

7.107 adadan oluşan Filipinler’in yüzölçümü 300 bin km2. Filipinler’in % 86’sı Hristiyan, %10’u Müslüman’dır. Yaklaşık 105 milyon nüfuslu ülkede 10 milyon civarında Müslüman yaşamaktadır. Müslümanların büyük bölümü, ülkenin güney kısımlarındadır. Moro İslami Kurtuluş Cephesi, yoğunluklu olarak ülkenin güney kesiminde faaliyetlerini sürdürüyor.

MILF açıklamasında: Otonomiden sonra siyasi parti kuracağız. Mayıs ayında (2013) genel, belediye, senato ve valilik seçimleri var. Biz bu seçime parti olarak girmiyoruz. 2016’daki seçimlere girmeyi planlıyoruz. Otonomiden önce parti olarak girmeyi uygun görmüyoruz. Belediye ve valilik seçimlerinde Hıristiyanlara karşı Müslüman adayları, Müslüman iki aday olunca da daha dindar olanını destekleyeceğiz. Ama genel seçimleri boykot edeceğiz, yani katılmayacağız.

MILF olarak kırk yıldır hiçbir seçime girmedik, fakat halk olarak oy hakkımızı kullandık. Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkımıza şimdiki cumhurbaşkanına oy vermelerini tavsiye ettik.

Moro’nun iktisadi durumu uzun süren savaş dolayısıyla çok kötü. Devlet zaten yıllardır Müslüman bölgelere hizmet götürmüyor. Fakirlik ve sefalet yaşamın doğal bir parçası hâline gelmiş durumda.”

V. ULUSLARARASI HUKUKÇULAR BİRLİĞİNİN ZİYARET AMACI
Filipinlerin güneyinde yıllardır Filipin devletine karşı yürütülen direnişin, silahlı mücadele sürecinin Ekim2012’de taraflarca sona erdirildiği, şimdi tanınacak olan özerkliğin koşullarının belirlenmesi süreci yaşandığı, tam da bu süreçte, UHUB olarak anılan ülkeye yapılacak olan seyahatin, oradaki insanlara gerek moral olarak ve gerek ise anlaşma koşullarına yapılabilecek önerilerle katkı ve destek sağlanacağı gerekçeleri ile ziyaret ve incelemelerde bulunmak amacıyla 20.08.2013 -30.08.2013 tarihleriarasında BANGSAMORO bölgesine 10 günlük bir inceleme araştırma gezisi düzenlenmiştir.

VI. ULUSLARARASI HUKUKÇULAR BİRLİĞİNİN ZİYARETLERİ VE GÖRÜŞMELERİ
19.08.2013 gecesi İstanbul’dan hareket eden uçağımız saat farkının da etkisiyle 20.08.2013 akşam üzeri Hong Kong’a ulaştık. Aynı gün Filipinlerin başkenti Manila’ya uçmamız gerekirken, Filipinlerindeki yoğun muson yağmurlarının Manila Havalimanını sular altında bırakması sebebiyle uçuşumuz ertesi güne ertelendi. Manila’ya 21.08.2013’de ulaşıyoruz. O gün de Manila’da kalarak ancak 22.08.2013’de Mindanao adasında Bangsomoro’nun başkenti olacak durumdaki Cotabato’ya ulaşabildik.

A. 22 AĞUSTOS 2013 PERŞEMBE– COTABATO
COTOBATA – DARAPANAN KAMPI

Cotabato şehrinde DARAPANAN KAMPI ziyaret edildi.

Burası MILF’in yönetim merkezi. Toplantıda üst düzey MILF yöneticileri, komutanları ve Genel Kurmay Başkanı hazır bulundu. MILF Başkanı Hacı Murat’ın acil bir iş sebebiyle ülke dışında olduğunu belirtildi.

Besmele ve dualarla yapılan açılıştan sonra IHH’yı temsilen Ömer Kesmen’e ve Türkiye’den gelen 12 kişilik heyetimize hoşgeldin denilerek, kendilerini bize tanıttılar.

İHH Bangsamoro temsilcisi Ömer Kesmen’inBangsamoro hakkında verdiği genel bilgiler:

Moro’nun tamamı Marmara Bölgesi büyüklüğünde bir alan.
Nüfusun %85’i Müslüman, %15’i Hıristiyan. Fakat Hıristiyanlara %25 olduklarını iddia ediyorlar.
Çatışmaların sona erdiği iki yıl öncesine kadar, yaklaşık 50 yıldır Müslüman halk dağlarda, ormanlarda yaşıyordu. Halk ancak iki yıldır şehirde, dolayısıyla şehir hayatına uyum sağlamada ciddi zorluk çekiyorlar. Burada sıfırdan bir sosyal yaşam, bir şehir hayatı kurulacak.
Bangsamoro insanı genel olarak sıcak kanlı, uyumlu, anlaşması kolay insanlar. Zaten Türklere ve Müslümanlara büyük sevgi ve hürmet besliyorlar

Konuşma notları;

Merkezi Komite Genel Başkan Vekili;
“Burası sizin anavatanınız, atalarınız burada. Sizlerin buraya gelmesi bize moral ve cesaret veriyor. Bangsamoro insanının size ihtiyacı var ve umarız ki bu görüşmeler hayırlara vesile olur. Sizleri burada ağırlamak bizim için bir mutluluktur. İsterseniz size öncelikle MILF hakkında bazı bilgiler vereyim. MILF; Bangsamoro halkının mücadelesine öncülük etmektedir. Bangsamoro’daki insanların hukukunu en iyi savunan gruptur. Buradaki Müslümanların büyük çoğunluğunun teveccühünü kazanmıştır. MILF Merkezi Komitesi Bangsamoro’nun en üst sıradaki birliği olup, İslam rehberliğinde, politikalar uygular. İslami konularda da danışmanlık yapar ve fıkhi konularda bilgi verir.Bu komitelerin üyeleri olan kişiler El-Ezher, Ümm’ül Kur’a, Medine İslam Üniversitesi gibi önemli üniversitelerde eğitim görmüş ulemadan oluşuyor.

MILF Merkez Komitesi üyeleri:
1. Al-Haj Murad İbrahim – Başkan
2. GazzaliJaafar – Birinci Başkan Vekili
3. Alim Ali Solaiman – İkinci Başkan Vekili
4. Sammy Al-MansourGambar – Genel Sekreter
5. AlimZainodenBato – Şura Meclisi Başkanı
6. Alim Abdullah Gayak – Terbiye Komitesi Başkanı
7. Alim Said Abdussalam – Finans Komitesi Başkanı
8. Alim Abu Hurairah – DarulIfta Başkanı
9. AlimKhalifaNando – Yüksek Şeriat Mahkemesi Başkanı
10. Mohaguer Iqbal – Enformasyon Komitesi Başkanı
11. Alim Ibrahim Montasir – Dava Komitesi Başkanı
12. BobbyBuldon – Merkezi Araştırma Ajansı Başkanı
13. OmarDavao – İstihbarat Komitesi Başkanı
14. Alim Abdullah Pasigan – LuznatolOlya Başkanı
15. AlimaSagiraPindaliday – Sosyal Refah Komitesi Başkanı
16. Amor Pindaliday – Gençlik İşleri Başkanı

MILF 44 il komitesinde oluşur. Finans, iş, gençlik, işçi, kadın ve diğer bütün sektörler merkezi komitede temsil edilir. Bu 44 komitenin de alt komiteleri bulunmaktadır. Biz Bangsamoro halkının büyük çoğunluğunu mobilize ettik. Bunun da üzerinde askeri kanadımızı organize ettik. Biz buna Bangsamoro Silahlı Kuvvetleri diyoruz. (Bangsamoro Islamic Armed Forces). Bu askeri kanadın başındaki kişi de aynı zamanda Merkezi Komite’nin üyesi
Bangsamoro Silahlı Kuvvetleri 6 cepheden oluşuyor. Her bir cephe üst komutanlık olup, her üst komutanlığın da alt komutanlığı vardır.

MILF isterse bir haftadan daha kısa bir sürede 1 milyon kişiyi toplayabilir ki bunun örnekleri geçmişte yaşandı.

Savaş sırasında kadın ve çocuklar başta olmak üzere insan hakları her saat başı ihlal edildi. Şu anda içinde hukukçularının da yer aldığı İngiliz bir örgüt Moro’daki insan haklarının ihlalini görmek için Moro’ya geldi. Ellerinde bu ihlallerle ilgili yeterince belge bulunuyor.

İnsan hak ihlalleri meselesinden başka ayrıca Bangsamoro Çerçeve Anlaşmasının anayasal olarak korunması için Filipin Anayasasının değiştirilmesine gerek olup olmadığı sorunu var. bize bu konuda öneri hazırlayabilirsiniz.”

Kendilerine ‘İslam’a büyük vurgu yapıyorsunuz ama Mısır örneğinde olduğu gibi başka planınız var mı, önlemleriniz nedir’ diye sorduğumuzda;

‘İslam bir hayat biçimidir. MILF’in kuruluş amacı insanımızın Kuran’a dayalı bir hayat yaşayabilmesidir. Kuran’a ve hadise dayalı bir toplum yaşamı hedefliyoruz. Elbette Kuran ve Şeriatı esas alıyoruz. Bir sorun olduğunda buna önce Kuran’dan cevap bulmamız gerekiyor. Cevap bulamazsak hadislere, sünnete bakmamız gerekiyor her ikisinde de cevap yoksa bu sefer cevap İslami şeriattadır. Yani önce İslami şeriatı kurmamız lazım. Peygamberimizin Muaz bin Cebele yaptığı uyarı göz önüne alarak, ayet ve hadis bulamadığımız durumda bunlara aykırı olmayacak şekilde içtihada ediyoruz. Moro İslam cephesinin kurulmasının amacı da İslam şeriatı olan bir sistem kurmaktır.”

Heyetimizin lideri, UHUB genel sekreteri Necati Ceylan da, “Aslında hepimizin bir ümmet olduğunu, bu nedenle dertlerinin dertlerimiz olduğunu, emperyalist dünyanın bu ümmeti parçalaması sonucu İslam dünyasının her yerinde kan ve gözyaşının hakim olduğunu, bu ziyaretlerle bir birimizin derdiyle yakından dertlenerek, bir birimize yakınlık tesis ederek dayanışma içerisine girebileceğimizi ve böylelikle tüm problemlerimizi giderebileceğimize inandığımızı” beyan eden şeklinde konuşma yaptı.

Yine bir kamp yetkilisi soru üzerine; “40 yıldır savaştıklarını, şimdi ise normalleşme sürecine girdiklerini, hepimizin hukukçu olmasından memnuniyet durduklarını ve normalleşme sürecinde hukukçular olarak bizden öneri beklentisi içinde olduklarını” beyan etti. “Şimdi bu dönemde en büyük sorunlarının Filipinlerin her yerine sürülmüş olan Bangsomoro’luların buraya nasıl toplayabilecekleri hususu olduğunu” bildirdi. Ve devamla; “burada en büyük sorunumuz insan hakları ihlallerine maruz kalmamızdır.İnsan hakları ve anayasa çalışmaları hususunda tecrübe ve yardımlarınızı bekliyoruz” dediler.

Bangsamoro Development Agency/Kalkınma Ajansı Başkanı Dr. SafrullahBibatuan;

“Uzun yıllar boyunca savaşmak zorunda kalmış olan bu halkın ‘kalkınma’ ve ‘rehabilitasyon’ konularında ciddi yardıma ihtiyacı var. Savaşın ve anlaşmazlığın halkını yokettiğini” belirterek bize ‘Bangsamoro halkının ıslahı, eski haline gelmesi konusunda birlik olarak onlara yardımcı olup olamayacağımızı, çatışmalardan dolayı Mindanao halkının % 50’ye yakını diğer bölgelere göç ettiğini, şimdi bizleri bekleyen en önemli sorun Mindanao dışına kaçan bu popülasyonun bölgeye geri döndürülmesi mücadele/savaş sırasında kuzeye kaçan arkadaşlarının Bangsamoro’ya nasıl dönebilecekleri’ sorusunu yöneltti. Bu konuda yardımlarınızı bekliyoruz” diye konuşmasına devam ederek; “Daha önce hazırlanmış olan ‘temel yasa’ taslağıyla ilgili değişiklik önerilerinin yanında Filipinler anayasasında yapılacak değişikliklerle ilgili önerilerinizi bekliyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı.

“Kendilerine hukuki açıdan yardımcı olabileceğimizi karşılaştırmalı hukuk bilen akademisyen hukukçularımız olduğunu, göç edenlerin geri dönmesi hususunda cevap verebilmek için ise daha çok bilgiye ihtiyacımız olduğunu, bir geçiş dönemine ihtiyaçları olduğunu, uzman hukukçularımız ile Türkiye’de veya Moro’da görüşmeler yapılabileceğin” belirttik.

Hacı Murat’ın Sekreterinin eşi ile yaptığımız görüşmede bize “Mindanao’da birçok medrese bulunduğunu, yönetimdeki birçok kişinin Arapça ve İngilizce bildiğini” belirtti. Kendisi devamla; ‘Biz kamplarda ikamet ediyoruz ama bütün merkezi komite üyeleri bu bölgede oturmuyor. Bütün Moro halkı olmasa da çoğunluğu MILF kuvvetlerine mensuptur. Ben çocukluğumdan beri mücahideyim. Babam da mücahitti kocam da. 40 yıldır savaşıyoruz. Bir yandan savaşırken bir yandan da yaşamak zorundayız. Çocuklarımızı okutmalıyız ki onlar eğitimli olsunlar ve mücadeleye eğitimli olarak katılsınlar. Bu yüzden çocuklarımız hafta içi Filipinler devletinin okulunda okuyor. Haftasonu da medreseye devam ediyorlar. Paramız olmadığı için çocuklarımızın burs kazanması önemli, bu yüzden çamaşır yıkarken bile çocuklarımızı eğitiyoruz. Moro mücadelesinde aktif olarak rol alıyorum, dolayısıyla ofis işlerim de oluyor; bu konuda gerektiğinde evimden ve çocuklarımdan fedakarlık ediyorum.”

“Şu anda ateşkes olduğu için çoğu erkek ve kadın dağlardan indi. Bahçelerine tarlalarına gidebiliyorlar. Savaş döneminde bir yandan mücadele ederken bir yandan da tarlada çalışmak zorundaydık ki aç kalmayalım. O günleri hatırlamak bile istemiyorum” şeklinde konuşmuştur.

KAMP ZİYARETİNDEN SONRA
MINDANAO HUMAN RIGHTS ACTION CENTER/ MİNDANAO İNSAN HAKLARI EYLEM MERKEZİ (MinHRAC) ZİYARET EDİLDİ.

Bu merkezin yetkili müdürü avukat Zainudin S. Malang’dir. Kendisinin yokluğunda diğer personelle görüştük. Genç MinHRAC çalışanları, MinHRAC’ın insan hakları ihlalleriyle ilgili çalışma yöntemi, izleme sistemleriyle ilgili bilgi verdiler.

MinHRAC’ın 1300 takipçisinin bulunduğu ve 20 alan – araştırma ve uluslararası izleme birimine sahip olduklarını belirttiler.MinHRAC ayrıca BM İnsan Hakları İzleme Birimi üyesi olduğunu söylediler.

Burada yapılan bilgilendirmeye göre; “Mindanao adasında 3812 köy vardır. Buradaki çatışmalar daha çok, Filipin devletinin müslümanların topraklarına elkoyma operasyonuna olan direnişten kaynaklanmaktadır. Hak ihlallerini yerinde izlemek için dağınık bir örgütlenme biçimi gerçekleştirdik. Bir insan hakları ihlali vukuunda derhal yerinde izliyoruz. Mindanao’da 13 değişik dil kullanılır, 10 milyon nüfus, 11 değişik etnik grup vardır”.

Bize buradaki amaçlarının kısaca; “insan haklarına olan bilinci artırmak, insan hakkı ihlaline uğrayan mağdurların sorunlarının ıslah edilmesi konusunda onlara yarımcı olmak, insanların bölgesel, ulusal ve uluslararası, kişisel ve toplu hakları konusunda destek kampanyaları üstünde çalışmak olduğunu, ayrıca Hükümet tarafından yapılan katliamlardan dolayı MinHRAC olarak insan hak ihlallerini izlemeye başladıklarını” belirttiler.

Devamla; “Filipinler devleti ve Moro halkı arasındaki sorunun esasında toprak meselesinde kaynaklandığını, toprak meselesini çözemediklerinde ise din konusunu ortaya çıkardıklarını belirttiler. Esasen buradaki toprakların sahibi Moro halkı olduğu halde Amerikanın burada uyguladığı toprak politikası sonucunda Moro halkı topraklarından edildiğini, İspanya’nın istilasından sonra gelen Amerika bizi Filipinler’e bağladı ve böylece Filipinizasyon sürecinde bizi Filipinlileştirmek istediler. Bizim için bu kabul olunamazdı. Moro’ya Hristiyan nüfusu getirerek onlar için arazi açmak istediler. Kültürümüze aykırı olan bu toprak politikasını ile Moro halkı arazilerini kaybetti. Bizim halkımız cahildi. Onlar bu topraklar Allah’a ait sanıyordu, bu yüzden de topraklarını hükümet nezdinde kayıt altına almak gerektiğini bilmiyordu. Hükümet Moro halkının bu saflığından faydalanarak arazilerini Hristiyanlara verdi. Çatışmalar genel olarak Filipinler ordusu ile Müslüman halk arasında gerçekleşiyor. Esasen Müslüman ve hıristiyan halk tabakaları arasında bir çatışma yok. Çatışmaların temelindeki mesele, Morolu Müslümanlara ait olan toprakların ellerinden alınarak kuzeyden getirilen hıristiyanlara dağıtılması ve Müslüman halkın topraksız bırakılması yönündeki adaletsiz iskan politikasıdır” şeklinde bilgi vermişlerdir.

Halen, 60 000’i Cebu şehrinde olmak üzere bütün Visaya adalarında (Luzon, Mindanao ve Visayalar Filipinleri oluşturan üç büyük ada grubu) toplam 280.000 yerinden edilmiş Morolu bulunmakta. Bu kişiler 2000 yılına kadar Mindanao’da devam ede gelmiş uzun savaş süreci neticesinde marjinalleşmiş ve insan onuruna yakışır şekilde geçimini sağlamakta büyük zorluklarla karşılaşmaktadırlar.

İnsan Hakları İhlallerine ilişkin olarak;“Filipinler Hükümeti ile MILF arasındaki ateşkes sonrasında dahi, MoroluMüslümanlara karşı hak ihlali niteliğinde olan birçok olay gözlendiğini, bu olaylardan en önemlileri 2008 yılında gerçekleşen, bir çok sivilin (özellikle çocukların) zarar gördüğü, bir çok evin yakıldığı hadiseler olduğunu” söylediler.

Öte yandan buradaki sorunu tek bir meseleye indirmek de mümkün değil, bütün resmi görmek gerekiyor burada. Evde çalışan genelde kadınlar.

İletişim bilgileri:
http://minhrac.ph/
– Sarah Jane A. Decampo, Humanitarianaffairsofficer
sdeocampo@minhrac.org+639177836741+630644214802
– Asmira S. Diego, Writer, monitoringdepartment
adiego@minhrac.org+639276013815+630644214802

23 AĞUSTOS 2013 CUMA – BUNAVAN BÖLGESİ, USAME BİN ZEYD KAMPI

Sabah Maguindanao bölgesine hareket ediyoruz. Burada DatuPaglas yerleşim yerinin hayli uzağında kısmen yüksek bir mekanda diğer bir Mücahid kampına gidiyoruz. Kamplar şehir merkezlerinden uzaklarsa da, köy görünümündeki küçük yerleşim yerleri ile iç içe. Adeta burada kim kamp görevlisi kim oranın meskun halkından belli değil. Halkın ve kamp mensuplarının olağanüstü bir ilgisi ve karşılama törenleri ile karşılaşıyoruz. 10 km’ye kadar 20’ye yakın motosikletli eskort eşliğinde, cuma namazı için toplanılan yere geliyoruz. Açık alanda kılınan cuma namazı ve verilen ikramın ardından, müzakereler başlıyor. Bu olaylar boyunca, kampta bulunan hemen herkesin elinde mevcut cep telefonları ile karşılıklı bir resim çekme / çekilme furyası yaşıyoruz.

Burada, Cuma namazında hutbelerin hâlâ Abdülhamit Han adına okunduğunu öğreniyoruz.

Kampın bütünü MILF ordusuna mensup. Burada halk oldukça yoksul, bu bölgeye Filipin devletinden tarım alanında çok az destek geliyor.

Bu bölgede Müslümanların yaşadığı yerlerdeki yaşam standartları hıristiyanların yaşadığı bölgelere oranla gözle görülür derecede düşük.

Kamp bölgesinde bulunan evlerde elektrik tesisatı yok. Fakat herkesin elinde cep telefonları/fotoğraf makineleri gibi elektronik eşyalar var. Güneş enerjisinden elektrik üreterek elektronik cihazlarını şarj ediyorlar.

Internet imkânı var. Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerini kullanıyorlar.

Kamptaki yetkili bayanlarla görüşmelerde şunları ifade etmişlerdir;

“Aquino’nun barış görüşmeleri konusunda dürüst olduğunu düşünüyoruz çünkü görüşme karşılıklı yapılan birşey olduğu için onların barış istediğine güvenmeliyiz ki onlar da bize güvensin. Önceki dönemlerde Marcos ile de görüşmeler yapılıyordu ama ona güvenmiyorduk. Bundan önceki Filipinler’in kadın başkanı da barış için çalıştı ama olmadı. Aynı zamanda onlar bizim de başkanlarımız çünkü bazı olguları reddedemezsiniz. Biz Filipinli değiliz fakat harita üzerinde Filipinler’deyiz, dolayısıyla onlar bizim de başkanlarımız. Bangsamoro da neticede Filipinler’in bir odası”

Kendilerine Çerçeve Anlaşması ile ilgili düşüncelerini sorduğumuzda bize; “Biz kabul edilebilir, güzel bir netice bekliyoruz, umut ediyoruz”şeklinde cevap verdiler. Ayrıca anlaşmanın tam metnini okumadıklarını ama radyodan genel hatlarını dinlediklerini, anlaşmayı imzalayan İkbal’in kendilerini radyo aracılığı ile bilgilendirdiğini belirttiler.
Kendilerine MNLF’nin tutumunu sorduğumuzda bize; “bu bölgede MILF taraftarlarının olduğunu, barış görüşmeleri sürecinde Filipin hükümetinin MNLF ile iletişime geçmediğini, bu sebeple onların Çerçeve Anlaşmasına karşı olduklarını, Çerçeve Anlaşmasının ile bitmemiş bir işleri olduğunu söylediklerini” ifade ettiler.

Devamla; “Ancak şimdi savaşmaktansa masada konuşarak anlaşmanın daha iyi olduğuna inanıyoruz. Savaşmaktansa müzakere etmek daha güzel bir sonuç getiriyor. En azından böyle düşünmekte haklı olduğumuzu umuyoruz. İlerlemek zorundayız. Teknoloji çok önemli ve biz de TV, bilgisayar, internet kullanıyoruz. Ama halkımız çok fakir. Kalkınmak için bize hiç şans verilmedi oysa teknik ekipman olmadan kalkınmak mümkün değil.
Önceden herkes MILF’den olduğunu saklıyordu çünkü İslam’ı ve cihad edenleri sevmiyorlardı ama artık kitlesel bilgiden dolayı herkes MILF’den olduğunu söylüyor”. demişlerdir.

Kadınlardan biri; kocasının cihad yaptığını ve bu nedenle eve gelir getirmek için kendisinin çalıştığını, cihad yaptıklarından dolayı erkeklerin çoğunun çalışmadığını, cihad için çalışırken bile aynı zamanda hindistancevizi ve diğer gıdaları yetiştirdiklerini çünkü evde yemek ve çocuklarını okutmak için paraya ihtiyaçları olduğunu söyledi.

Kamptaki üst düzey yöneticilerden birinin eşi olan Jamila, bir devlet okulunda öğretmen olarak çalışıyor. İsmi resmi kayıtlarda “Mila” olarak geçiyor. Müslüman isimlerini hristiyanize etme politikasının bir sonucu. Barış süreciyle ilgili düşüncelerini sorduğumuzda, “Aquino’nun samimiyetine dair bazı tereddütlerimiz olsa da bu sefer barışın geleceğine inanmak istiyoruz” diyor. Barış süreciyle ilgili umutsuz değiller. “Artık savaş zamanının bittiğini ve BangsamoroMüslümanlarının daha iyi şartlara kavuşması ve kalkınması için çalışma zamanı olduğunu söylüyor”.

Yapılan görüşmelerde şunları ifade etmişlerdir; “İstanbul’a geldiğimizde kumaş dokunması ve radyo kurulması eğitimi gördük. Sizin bilgilerinize muhtacız. Sizin bizi bu ziyaretiniz, bizi ziyaret etmiş olmanız, bizim bu anlaşmanın dış dünyada da tanınmış olmasına, Bizim meşruiyet kazanmamıza büyük katkı sağlayacaktır.”

Bu Kamp ziyaretinden sonra, ancak akşama ulaşabilecek şekilde Mindanao adasının güney doğusundaki Davao şehrine hareket ediyoruz.

D. 24 AĞUSTOS 2013 CUMARTESİ, SELMAN-İ FARİSİ KAMPI ZİYARETİ, KUZEY DAVAO / TAGUBAKİT
Sabah Davao’danMindanaoAdasının en güney batısındaki Mati şehri yakınlarında, pasifik okyanusu kıyısında diğer bir kampa gidiyoruz. Aynı sıcak ilgi ve aynı muhteşem karşılama. Bu kamp biraz daha yerleşik ve teşkilatlı.Kampta konuşmalar üstü kapalı etrafı açık bir alanda yapılmakta. Bu sırada muhteşem bir meşhur muson yağmuruna tanık oluyoruz. Ama ne yağış. Bizim bardaktan boşanırcasına diye abarttığımız hal, orada tam da bu tanımın karşılığını buluyor.

MATI şehri, Kuzey Davao Bölgesi, Selman Farisi Kampı

Bu bölge Cotobato’dan daha düzenli, evler daha bir eve benziyor, yollarda çiçekler var ve yollar (diğer beton ve yer yer toprak yolun tersine) tek şerit asfalt.

Yine birçok komutan ve yönetici mevcut. Bangsamoro bölgesinin kuzey doğu ucunda yer alan bu bölge savaştan çok etkilenmemiş.

Bangsamoro Kalkınma Ajansı Bölge Müdürü Alim Lokman şu şekilde bir konuşma yapmıştır;

“Bugün tarihi bir gün Bangsamoro cihadının ilk gününden itibaren kendi hükümetimizi kurmayı amaçladık. Halkımız için de en iyisi budur ve artık kendi hükümetimizi kurma şansımız var. Cihad, Allah adına savaşmaktır. Hepimiz Müslümanız. Tevekkül ettiğimizden dolayı artık istediğimize kavuşmak üzereyiz. Şeytan aramıza kıskançlığı sokmak istiyor ama bundan kaçınmalıyız.

Türkiye’den kardeşlerimizin binlerce kilometreyi sadece bizimle birlikte olmak için gelmelerinde dolayı çok mutluyuz. Bugün burada Türkiye’den kardeşlerimizle bir arada bulunmamız Bangsamoro için tarihi bir anı ifade etmektedir.

Barış süreci, bizler için, Bangsamoro’nun geleceği adına neler yapılabileceğini görebilmemiz için çok önemli bir fırsat anlamına geliyor. Bizler Filipinler hükümetiyle barış sürecine girmekle, Allah yolunda cihaddan ayrılmış değiliz. Bu süreç, uzun süren mücadelemizin ve Allah’a olan tevekkülümüzün bir sonucudur.”

Kadınlarla yapılan görüşmelerde ise; “Cihad olmasaydı bu duruma gelemeyeceklerini, Çerçeve Anlaşmanın imzalanmayacağını belirttiler. Ayrıca Çerçeve Anlaşmasının imzasından önce ancak başlarını örtebildiklerini ama hicab giyemediklerini, şimdi ise artık rahatça hicab giyebildiklerini” söylemişlerdir.

SamirahMustapha-Claro isimli hanım, Mati bölgesinde yapılması hedeflenen kadınlar için bir eğitim merkezi projesini heyetimize teslim etti. Projeyle ilgili bütün hazırlıkların tamam olduğunu yalnızca finansmana ihtiyaçları olduğunu söyledi. Projeyi İHH temsilcisi Ömer Kesmen Bey’e iletmemizi istedi. Gerekirse projeyle ve yapılması planlanan faaliyetlerle ilgili fotoğraf ve benzeri doküman gönderebileceğini söyledi.(iletişim: matoy_shamir@yahoo.com)

NorJannah N. Gulenbayan, ConcernedBangsamoroYouth of DavaoOriental (CBYDO) isimli, 2007’den beri faaliyette olan bir gençlik örgütünün personeli. Bu örgüt, DavaoOriental bölgesindeki gençlerin hem bireysel hem de sosyal olarak gelişimini sağlamak ve gençleri bu tür sosyal çalışmalara dahil etmeyi hedefleyen bir organizasyon. Fakat yalnızca gençlere değil farklı yaş gruplarına da benzer hizmetler vermekteler. Sosyal çalışmaların dışında aynı zamanda çeşitli sağlık programları ve çevre konularında da faaliyet göstermekteler. Gelecek ay, başka yerel partner kuruluşlarla birlikte, bazı küçük yerleşim birimlerinde gıda yardımı ve okul çağında olan fakir çocuklar için okul malzemesi desteğinde bulunacakları bir projeyi gerçekleştirecekler. (iletişim: jannah_0410@yahoo.com)

Ayrımcılık meselesini sorduğumuzda; “BangsamoroluMüslümanlar genel olarak hayatın her alanında ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Örneğin yakın zaman önce, hemşirelik okulu öğrencilerinin mezuniyet töreninde öğrencilerin başörtü takması okul yönetimi tarafından yasaklandı ancak gelen tepkiler sonucunda Müslüman kadının kimliğinin bir parçası olan başörtüye saygı göstermek zorunda kaldılar. Burada verdiğimiz en önemli mücadelelerden birisi de bu kimlik mücadelesi. Yine sosyo-ekonomik anlamda, Müslüman kadınlar, belirli kurum ve kuruluşlarda, gerekli liyakate sahip oldukları halde, tesettürlü oldukları için bu görevlere getirilmiyorlardı. Ancak kendisine referans olacak etkili bir kişi bulunabildiği hallerde bu kurum ve kuruluşlarda çalışma imkanına sahip olabiliyorlar. (Olayın kadrolaşma gibi bir siyasi bir boyutu da olduğunu söylüyor)”

E. 25 AĞUSTOS 2013PAZAR, HALİD BİN VELİD KAMPI ZİYARETİ, GENERAL SANTOS / SAPUMASLA
Bu kamp ziyaretinden sonra Mindanao’nun güney ucundaki körfezde bulunan General Santos şehrine hareket ettik. Yolda durduğumuz meyve satıcıların sattıkları buraya özgü birbirinden leziz meyvelere ve hakiki Mısır haşlamasına tanık oluyoruz. Buraya özgü ve ilk defa gördüğümüz meyvelerin tadıyla yeni tanışıyoruz ama mısırdan tadınca da yıllar önceki mısırlarımızın kaybettiğimiz tadıyla burada yeniden karşılaştığımızı farkediyoruz.

Üst düzey Müslüman yöneticilerin yanında hükümet mensubu, Hristiyan bir yerel yönetici de toplantıya katıldı. Burada şehrin Hristiyan olan valisi de kısa bir konuşma yaptı.

Konuşmasında genel olarak din farklılıklarının çatışma sebebi olmadığından bahsetti, bütün insanların adem ve havva soyundan geldiğine vurgu yaptı. Yanımızda bulunan hanımlara yerel yönetici hakkında ne düşündüklerini sorduğumuzda, onu samimi bulmadıklarını, yalancı olduğunu düşündüklerini ve güvenmediklerini söylediler.

Bu bölge bağımsızlık anlaşmasına dahil olan bir bölge değil çünkü nüfusun yaklaşık % 30’u Müslüman %70’i ise Hristiyan.

Müslümanların ayrımcılığa maruz kaldığından bahsettiler: Örneğin, toplantı yapmakta olduğumuz yerin esasen bir çiftlik olduğu, buranın bu tarz bir toplantıya uygun olmadığı, buna uygun yerlerin mevcut olduğu fakat Müslümanların kullanımına açık olmadığını söylediler. Hareket özgürlüklerinin kısıtlandığından bahsettiler. Toplantı sırasında elektrik kesintisi yaşanması üzerine sık sık elektrik kesintilerinden muzdarip olduklarını söylediler.

Kadınlarla yapılan görüşmelerde de;

“Mücadele ve savaş zamanında bazı Hristiyanlar bizi destekledi bazıları da Filipin devletini ama şimdi herkes Çerçeve Anlaşmayı destekliyor. Ramazan Ayı’ndan sonra görüşmelere yine Malezya’da devam edeceklerini söylediler dolayısıyla biz de bu görüşmelerin devamını bekliyoruz” demişlerdir.

F. 26 AĞUSTOS 2013 PAZAR, INSTİTUTE OF BANGSAMORO STUDİES BANGSAMORO ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ’NDE HUKUKÇULARLA BULUŞMA, COTOBATO
Buraya, yeni yapılanmada görevli bulunan avukat ve profesörlerle görüşmeye geldik. Hoşgeldiniz ve tanışma merasimindenve ziyaret ve desteğinize olan teşekkür beyanlarından sonra, tarafımızdan barış görüşmelerinin akıbeti ve çerçeve anlaşmasında atıfta bulunulan ek anlaşma metinlerinin geldiği aşama ile ilgili bilgi alışverişine geçildi.

Geçiş Komitesi, Transcom, Bangsamoro Temel Yasası’nı hazırlayacaktır. MILF’ten 8 üye, merkezi hükümetten ise 7 üyesi olan ve toplamda 15 kişilik bir komite bu. Komite içinde yerli halkı temsilenMindanao adasında yaşayan her iki taraftan da birer üye bulunmakta. Geçiş Komitesi Temel Yasa’yı hazırlayıp Filipin Kongresi’ne sunacak ve kabul edilmesiyle yasalaşmış olacaktır. Akabinde Bangsamoro’da yapılacak referandumdan geçmesi halinde önce bir Geçiş Hükümeti kurulacak sonrasında ise normal hükümet kurulacaktır.

Bugünkü görüşmede Geçiş Komitesinde bulunan avukatlar ve diğer üst düzey yönetim üyeleri de yer aldı.

Başkan çalışmalarını; iktidarın paylaşımı, refahın paylaşımı, normalizasyon süreci ve vergilendirme şeklinde tasnif etti. İktidarın paylaşımı ve vergi paylaşımı üzerinde hala çalışıldığını ve henüz netleşmediğini, dün akşam itibariyle normalleşme sürecinde karşılıklı realize için teklif teatisi yapıldığını beyan etti. Ayrıca Normalleşmenin üç hususu kapsamadığını, bunun, silahsızlanma, askerlerin çekilmesi, askerlerin normal hayata entegrasyonu olduğunu belirtti. “Biz silahsızlanmayı en son aşamada devreye sokacağız, şimdi müzakere takvimine göre bir üst aşamadayız, müzakereler sürüyor,” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Bize; bunun resmi bir görüşme olmadığı, bunun kardeşler arasında bir görüşme olduğunu söyleyerek söze başladılar.
Geçiş Komisyonu hakkında da şu açıklamalarda bulunuldu:

“İktidar paylaşımın da iç sular, ulaşım, atalardan kalan topraklar ve yargı meselesi tartışılmaları var. Ancak taleplerimizi kabul ettirdik. Zaten atalardan kalan toprak meselesi; aslın da bizden çok sizi yani Türkiye’yi ilgilendirmektedir. Çünkü bunlar Halifenin topraklarıdır. Biz, burada sadece halifemizin bize olan emanetine sahip çıkıyoruz, çıkmakla yükümlüyüz. (Bu bölümdeki bu ifade ve tarzı, gerçekten bu şekildeki mevcut inançlarının ifadesi mi, bir espri mi, kinaye mi yoksa acaba?) Filipinlerde ABD tipi başkanlık sistemi mevcuttur. Ama biz Bangsmoro’da daha çok parlamenter sistemi önceleyeceğiz.”

“Geçiş komisyonunun ve sürecin sağlıklı çalışıp çalışmadığını denetleyecek bir izleme komitesi kuruldu. Başkanı bir uluslararası akil adam olacak. Bir de Bangsomoro için polis teşkilatı kuruluyor.Bangsmoro Temel Yasası’nı hazırlayacak bir komisyon daha kuruldu ve çalışmalar sürüyor. Bu temel yasa taslağı Filipinler meclisinde onaylandıktan sonra referanduma sunulacak. Referandum Bangsmoro’daEkim/2015de yapılacak.”

“İnsan haklarına ilişkin konuları normalleşme aşamasında çözümleyeceğiz.

Bu komisyon ilk defa 26 Temmuz 2013’te toplanmış, bir sonraki toplantı tarihi ise 7 Eylül 2013.Periyodik toplantıları sürüyor. Takvim gereği olan çalışmalarını sürdürüyor. İktidarın paylaşımı ve vergi paylaşımı, henüz müzakere sürecinde olup, imzalanması ve böylece komisyonun görevinin ne zaman biteceğine dair bir zaman veremeyiz. Türkiye bizim yatırım projelerimizde ve durumumuzun iyileştirilmesi sürecinde katkıda bulunabilir. Taşralara gittiniz. Durumumuzu gördünüz. Bu konularda IHH ve TİKA gibi kurumlarınızla kalkınmamızda yardımcı olabilirsiniz.”

“Müzakere planı için, uluslararası kontak grubu kuruldu. Bu kontak grubunda Türkiye, Malezya, Suudi Arabistan ve Japonya var. Cenevre insan hakları izleme sürecinde üye olarak Hollanda ve iki Arap ülkesi daha var.”

“Sivillerin korunması ve yerinden edinen insanlar konusunu dün, BM’den gelen heyetle görüştük. Şu anda ateşkes sürmekte. Ateşkes sürdüğü müddetçe, sivillerin korunmaya muhtaciyeti yok.”

“2009’de burada bir dram yaşandı. Norveç ekibi burada yerinden edinmiş insanlar hususunu Sudan’dakiolaylarla eşdeğer görmüştü. Biz ilkIHH’yı çağırdık. Ama IHH bize karşı kararsızdı. Şayet o zaman IHH bizim çağrımızı kabul etseydi, şimdi aracılık için Norveç yerine IHH bulunacaktı. Ama yine de onlar burada geçicidir diye düşünüyoruz.”

“Alman Hıristiyan demokratları devlet vakfı sizin için en uygun olanı parlamenter demokrasi diyerek, bize bir anayasa taslağı verdiler. Onun üzerinde de çalışıyoruz.”

“Temel yasanın tamamlanması için, şimdilik geçiş komisyonu bu eklerin sonuçlanmasını bekliyor.”

“Paylaşıma konu yetkiler 3 ana kategoridedir. Bunlar; sadece Bangsomoro’nun yetkisinde, sadece hükümetin yetkisinde ve iki kurumun ortak yetkisinde olan yetkilerdir. İktidarın paylaşımı hususu henüz tartışılıyor.”

“Siyasi partiler kurulacak mı? MILF parti olacak mı? Sorusuna. Oldukça önemli bu husus. En büyük eksiğimiz bu. Sizin bizim için en büyük katkınız, siyasi parti kurma hususunda bize yardımcı olmanız olacaktır. Zaten liderimiz Hacı Murat Türkiye’ye gittiğinde de, bizim partileşme sürecimiz için, bize yardımcı olmanız talebinde bulundu. Gerçekten Allah aşkına bize yardımcı olacaksanız, MILF’in partileşme sürecine geçişinde bize yardımcı olun. Çünkü bu süreçte en büyük eksikliğimiz bu.”

“Filipin hükümetinin askeri güçlerinin 2/3’ü Bangsmoro’da. Asker ile polis ayrımı kesin şekilde gerçekleştirilmeli ve polis bize tabi olmalı. Çünkü asker dış güvenliği polis ise iç asayişi sağlamakla görevlidir.”

“Biz Bangsomoro’nun yerlisiyiz. Bangsomoro’da yerel hizmetler, ulaşım, su vesair gibi konular bizim inisiyatifimizdedir. Aslında sağlığı da üstlenmek isteriz ama, o hizmet ağır parayı mucip ve bu yüzden onu üstlenemiyoruz.”

“Sizin bize diğer bir büyük yardımınız, dışarıda lehimize yapacağınız lobi faaliyetleri olabilir.”
“İslam hukukuna geçiş hususunda sizin bir katkınız olabilir mi? Türkiye’de şeriat hukuku tatbik ediliyor mu?”
“ABD ülkeden ayrılana kadar, biz zaten Manila’ya bağlı değildik”, dediler.
Kendilerine soru sorduk ve Komisyon Başkanı sorularımıza şöyle cevap verdi;
Çerçeve Anlaşma şu anda masada ve 4 tane de eki var. Elinizde ekler var mıdır?
Evet, elimizde mevcutlar. Bu ekler; Güç Paylaşımı, Zenginlik/ Varlık Paylaşımı, Normal Hale Geçi, Vergilendirme
Şu anda ana hükümet ile görüşmeler ne aşamadadır?

Zenginlik Paylaşımı ve Vergilendirme konusunda teknik taslak hazırlandı ama Güç Paylaşımı konusu hala herhangibir şey imzalanmadı, Eylül ayında yeniden bu konuda görüşmeler yapılacak.

Çerçeve Anlaşması’nda okuduğumuz kadarıyla bir Geçiş Komitesi oluşturulacak. Bu komite oluşturuldu mu? Oluşturulduysa çalışmalarını öğrenmek isteriz.

Geçiş Komitesi Güç Paylaşımı konusu üzerinde çalışılıyor. Karasuları ve geçiş (transition) gibi konular hala beklemede. Atalardan kalma alanlar yani Bangsamoro anavatanı ve doğal kaynaklar konuları ise birleştirilmiş gündemdir, aynı anda görüşülmektedir.

Atalardan kalma alanlar Türkiye ile yakından bağlantılıdır çünkü bu bölgeler halifeye bağlıydı. Bu her ne kadar tarih olmuş olsa da bizim iddialarımız içerisindedir.

Hükümet yapısı Güç Paylaşımı taslağını da içermektedir. Bizim sistemimiz başkanlık sistemidir ama biz bunu parlamenter sisteme değiştirmek istiyoruz. Başbakanlık sistemi istiyoruz.

Önemli komitelerden biri de parayla ilgili komitedir. Ayrıca bağımsız polislik komitesi de vardır, amaçları Bangsamoro için bağımsız bir polis teşkilatı kurmaktır.

Çerçeve Antlaşma, iki taraf arasında geçen 15 yıllık görüşme sürecinin bir sonucu olarak;

Anlaşmanın
1- İktidar paylaşımı
2- Refah paylaşımı
3- Geçiş modelleri ve normalleşme
4- Vergilendirme
konulu 4 eki mevcut. Bunlardan refah paylaşımı ve vergilendirme konulu olanlar imzalanmış fakat iktidar paylaşımı ve normalleşmeyle ilgili iki ek bazı anlaşmazlıklardan ötürü henüz imzalanmamış, görüşmeler halihazırda devam etmekte.

Normalleşme süreciyle ilgili olarak, çatışma çözümü yöntemleri çerçevesinde üç şart söz konusu:
1) silahsızlanma (disarmement)
2) sivilleşme (demobilisation)
3) yeniden bütünleşme (reintegration)

MILF, bu çatışma çözümü şartlarını kabul etmiyor. “Silahsızlanma” yerine silahlarını ellerinde tutabilecekleri, İrlanda modelinden esinlenen “çatışmasızlık” denilebilecek farklı bir terimi tercih ediyorlar.

Geçiş Komitesi’yle ilgili olarak bir izlenecek program mevcut. Şu an süreç “teknik ekip” aşamasında.

Geçiş Komitesi’nin görevi temel yasayı hazırlamak. Temel yasa, ancak Çerçeve Anlaşma’da belirlenmiş olan konular hakkında düzenleme içerebilecek.

İktidar paylaşımı; Filipinler hükümeti
-İç sular ve
-Atalardan kalan topraklar
meselelerini birbirinden ayırmak istiyor. Fakat MILF buna karşı çıkıyor. Atalardan kalan topraklar, Osmanlı İmparatorluğunu dolayısıyla T.C.’yi doğrudan ilgilendiren bir mesele.

Hükümet yapısı; Filipinlerde ABD sistemine benzer bir başkanlık sistemi yürürlükte. Bangsamorolular bu başkanlık sistemini değil, parlamenter sitemi tercih ediyor. Bölgesel bir hükümet kurulması planlanıyor.

Ulusal İzleme Komitesi (NationalMonitoringComittee): Başında uluslararası bir akil kişilik bulunacak olan ve sürecin usulüne uygun ilerleyip ilerlemediğini takip edecek bir izleme komitesi oluşturulacak.

Bağımsız polis teşkilatı kurulması için de bir komite kurulması çalışmaları devam ediyor.
Normalleşmeyle ilgili ek:
Başlıca meseleler;
– Polis teşkilatı meselesi
-TransitionalJustice (çatışmaların sona ermesini izleyen süreç için bir nevi geçiş dönemi hukuku)
*hak ihlalleri
*toprak meselesi
*rehabilitasyon
Bu konuların nasıl çözüme kavuşturulacağına dair henüz belirlenmiş bir model yok fakat farklı modeller üzerinde çalışmalar devam ediyorlar.

Prof. Dr. Refik Korkusuz’un”Biz sürece nasıl katkı sağlayabiliriz?” sorusuna, daha çok sivil toplum faaliyetleri alanında projelere ihtiyaç olduğu cevabı verildi.

Buna ek olarak, Türk Hükümeti nezdinde Bangsamoro ile ilgili lobi faaliyetleri yapabileceğimiz ifade edildi. (Esasen en önemli mesele bu, yabancı ülkeler süreçte her iki tarafa da yardımda bulunurken müslüman Türkiye’nin sürece ilgisiz kalması son derece üzücü)

Bunun yanında siyasi parti kurma meselesinde yardım talebinde bulunuldu. (“İslami bir hareket olan MILF’in siyasi bir parti kurup kurmayacağı görüşülen meseleler arasında. Biz Taliban, El Kaide gibi organizasyonlar değil, Türkiye’nin Ak Parti’si veya Mısır’ın İhvan’ı benzer bir demokratik bir yapılanma kurmak istiyoruz)

Şeriat hukukunun modern adalet sistemiyle nasıl bağdaştırılabileceğine dair model arayışı içerisindeler. Bu konuda tavsiyelere açıklar.

Uluslararası Temas Grubu (International ContactGroup) Türkiye, Birleşik Krallık, Japonya, Suudi Arabistan devletleri resmi temsilcileri ve dört sivil toplum kuruluşu (CentreforHumanitarianDialogue, ConciliationResources, Muhammadiyah, andTheAsia Foundation) temsilcilerinden oluşmaktadır.

Sürece bir şekilde dahil olan yabancı devletler:
Resmi düzeyde,
Burunei ve Endonezya ateşkes meselesini,
Japonya sosyal meseleleri,
Norveç ve diğer AB üyesi ülke ise sivillerin korunması ve insan hakları ihlalleri meselelerini takip etmekteler. (Sivillerin Korunması meselesiyle ilgili olarak İHH’ya teklifte bulunmuşlar fakat İHH’dan olumlu yanıt alınamamış. Mavi Marmara sürecinin etkisi olabilir)

Prof. Refik Korkusuz’un Geçiş Komitesi’nin alt komiteleri var mıdır? sorusuna; bir çok alt komiteleri olduğu, MILF askerlerini hizmete sokma ve geçiş dönemi adaleti (transitionaljustice) komitelerinin, bunlardan bazıları olduğunu belirttiler.

Geçiş dönemi adaleti komitesi üzerinde hala çalışıyoruz. Bu komitede insan hak ihlalleri, arazi meseleleri, rehabilitasyon konuları tartışılacak. Öte yandan bu kapsamda bir ‘af’ düşünmüyoruz çünkü biz suçlu değiliz.

Transcom 2013 Temmuz Cotobato’da ayında açıldı ve iç tüzük belirlendi. Bir dahaki toplantıları Eylül ayında olacak. 2 gün genel toplantı olacak 2 gün de alt komiteler toplanacak. Güç Paylaşımı konusu henüz kararlaştırılamadığı için Transcom ne zaman sona erer bilmiyoruz.

Toplantının bitiminden sonra, Burunei Sultanının Cotabato’da yaptırdığı cami ve Cotobato’dan okyanusa dökülen Grand Mindanao Nehri’nde yaptığımız nehir gezisi enteresan idi. Nehirde direkler üzerine yapılan evler gördük ki bu evlerin 20 binden fazla olduğu ve 250 bin insanın bu nehir üzerindeki evler ya da barınaklarda yaşadığı söylendi.

G. 27 AĞUSTOS 2013 SALI, MARAWİ CİTY, CAMP BUSHRA ZİYARETİ
Maravi şehri, Lanao Gölü, Butik Bölgesi, Büşra Kampı
27.08.2013 günü Lanao gölü yakınlarındaki kampa geldik.Diğer tüm kamplarda olduğu gibi, burada da yine, candan, dinamik ve muhteşem bir karşılama, ardından kamp liderinin konuşması, kamp görevlilerinin tanıtılması, biz misafirlerin tanıtılması ve 2-3 kişimizin kısa konuşması ile kamp programı sona eriyor. Ardından da birlikte yemek yiyerek ayrılıyoruz.

Burası işadamlarının ağırlıklı yaşadığı bölge olduğundan yerleşim alanları diğer yerlere nazaran çok daha gelişmiş. Buradaki toplantıda Japonya Hiroşima Üniversitesinden gelen ve ‘toplumsal adalet’ konusunda araştırma yapan iki Japon akademisyen ile tanıştık. 2 yıldır bölgede bu konuyla ilgili çalışma yaptıklarını belirttiler.

Buradaki konuşmalarda bizden istenilen hukuki yardımı 4 başlıkta topladılar. 1. Temel Yasa’nın hazırlanması, 2. Hükümet yönetimi ve kurumların oluşturulması (Governanceandİnstitutions), 3. Siyasi parti oluşturulması, 4. Seçim sistemi.

Bu bölge, MİLF kurucusu Selamet Haşim’in yaşadığı ve kendisinin metfun bulunduğu bölgedir. Bu kampın daha bir dinamik, daha bir büyük ve mücehhez olduğunu gözlemledik. Ancak Cotabato’dan burası 7 saatlik yol idi. Lanaogölü etrafı, Mindanao’nun diğeryerlerinden daha da bir muhteşem idi.

Buradaki kamp liderleri;
“Bu kamp Lanao gölü yakınındadır. Lanao gölü, Mindanao’nun elektriğinin yüzde ellisini karşılar. Bu bölgede 180 bin milis gücümüz mevcut. Şu an Mindanao bölgesindeki hükümet güçlerinin 30 bin askerini ve 20 bin polis gücünü biz teşkil etmekteyiz. Sizlere ihtiyacımız var. Hem bu bölgenin kalkınması için teknik konularda ve hem de normalizasyon sürecimizde siyasal, hukuksal vesair konularda. Bizim bütün tarihimizde, Müslüman bir ülke olarak dünyada sadece Abdülhamit Han tanıdı, bize O yardımda bulundu. Bizi dünyaya o tanıttı. Şimdi de Türkiye’nin dünya İslam birliğini tesis edebileceğini umuyoruz.” demişlerdir.

Bangsamoro Kalkınma Ajansı başkanı Dr. SaffrullahDipatuan’ın da şu şekilde konuşmuştur;

Bölgeye dair:
“Şimdi bulunduğumuz bölge Bangsamoro anavatanının kuzeyinde bulunan Ranaw bölgesi olup Lanao del Sur ve Lanao del Norte olmak üzere iki eyaletten oluşmaktadır. Bu iki eyaletin Maranaw’lar diye adlandırılan sakinleri Filipinlerdeki en büyük ikinci müslüman topluluğu oluşturmaktadır. Maranaw, “göl insanları” anlamına gelmektedir, bu isim dünyanın en eski, Filipinlerdeki en büyük göl olduğu sanılan ve bölgemizin tam merkezinde bulunan Lanao gölünden gelmektedir. bu gölün ve ona dökülen Agust Nehrini üzerinde birden fazla hidroelektrik santraller bulunup, Mindanao’nun elektriğinin yaklaşık % 50’si bu santrallerden karşılanmaktadır.”

MILF’in Yapısı:
Siyasi Kanat
“MILF biri askeri biri siyasi olmak üzere iki kanattan meydana gelmektedir. Siyasi kanat, halihazırda fiili olarak Bangsamoro’daki sivil yönetimi oluşturmakla beraber 12 bölgesel siyasi komiteden oluşmaktadır. Her bölgesel komitede 28 kadın ve erkek üye bulunmaktadır. Her bölgesel komitenin altında en az 5 kent komitesi bulunmaktadır. Her kent komitesi de 28 kadın ve erkek üyeden oluşmaktadır. Her kent komitesinin altında birden çok Barangay dediğimiz ilçe veya köy komiteleri bulunmaktadır. Kısacası, bölgesel düzeyden köylere kadar her siyasi birim 28’er üyeden oluşan komitelerden oluşmaktadır.”

Askeri Kanat
“Ranaw Bölgesindeki askeri oluşum, 5 askeri üsten oluşan Kuzeybatı Askeri Cephe Kumandanlığı ve 7 askeri üsten oluşan Kuzeydoğu Askeri Cephe Kumandanlığı olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Böylece Ranaw bölgesinde toplam 12 askeri üs mevcut bulunmaktadır. Her askeri üste, birden fazla tugay komutanlıkları ve her tugay komutanlığının altında birden çok tabur komutanlığı ve müfrezeler hazır bulunmaktadır. Toplamda, Bangsamoro Silahlı Kuvvetleri 50.000 üyeden oluşmaktadır. Bu sayı, sivil organizasyonlarımızı, sempatizan ve destekçilerimizi içermemektedir. MILF’in 40 yıldan fazla zamandır bu silahlı mücadeleyi yürütebilmesinin asıl sebebi, onun halka dayanan ve toplumsal desteğe sahip olan bir bağımsızlık örgütü olmasıdır. MILF hiçbir şekilde suç teşkil eden herhangi bir aktiviteye veya terör olayına karışmamıştır.”

Barış Süreci
“MILF Filipinler hükümetiyle bir barış görüşmeleri sürecine girmiş bulunmaktadır. Ekim 2012’de MILF ile Filipinler hükümeti arasında bir Bangsamoro Çatı Anlaşması (Framework Agreement on Bangsamoro) imzalanmıştır. Anlaşmanın dört ekinden ikisi imzalanmış olup normalleşme ve iktidar paylaşımına ilişkin olan iki ek üzerinde henüz anlaşmaya varılamamıştır. Yakın zamanda bu iki konu üzerinde de anlaşmaya varılacağını ümit ediyoruz. Eklerin tamamı üzerinde anlaşmaya varılmasından sonra yeni oluşturulmuş olan Bangsamoro Geçiş Komitesi tarafından Bangsamoro temelyasası hazırlanacaktır. Taslak hazırlanır hazırlanmaz yasalaştırılmak üzere Filipinler millet meclisine (congress) sunulacaktı. Taslak yasalaştırıldıktan sonra ise, referandum veya plebisit yoluyla Bangsamoro halkının onayına sunulacaktır. Halk onayından sonra kurulacak Bangsamoro Geçiş Otoritesi, mevcut Mindanao Müslüman Özerk bölgesi yönetiminin yerini alacaktır.”

UHUB ve Türkiye’den Beklentileri
“Yardım, rehabilitasyon ve kalkınma konularıyla ilgili olarak çalışma yapması için MILF, Bangsamoro Kalkınma Ajansı’nı kurmuştur. Bu alanlarda Türkiye’den IHH’nın bazı faaliyetlerde bizimle partner olarak çalışacağını umuyoruz. Bunun yanında, sizlerden Türkiye’deki diğer devlet ve devlet dışı organizasyonlarla bizim aramızda, bu konularda bize yardımcı olmak üzere, köprü olmanızı umuyoruz.

Geçiş dönemimiz henüz yeni başlamış olduğu için, bize tam anlamıyla özerk-otonom bir yönetimin imkanlarını içerecek bir temel yasa hazırlama konusunda yardım edebilirsiniz. Bizim ilgili ajanslarımızı ve üyelerimizi, belirli eğitim programları çerçevesinde, Türkiye’deki siyasi yapıyı incelemeleri için davet ederek, Türkiye’nin siyasi birikiminden ve tecrübesinden yararlanmamızı sağlayabilirsiniz.

Gençlerimizin kaliteli eğitim ve nitelikli olarak yetiştirilmeye çok ihtiyacı olduğundan, eğitim burslarına ve kurumsallaşma/yönetim konularında yoğun eğitime ihtiyacımız var.

Daha yardıma ihtiyaç duyduğumuz bir çok alan olmakla beraber, bunlar yalnızca hukukçular olarak sizlerin teknik alanınızı ilgilendiren konular olduğu için bunları ifade etmekle yetiniyorum.”

Teşekkür
“Konuşmamı bitirmeden önce şunu ifade etmek isterim ki, yabancı istilacılar ülkemizi istila etmeden önce, topraklarımız sultanlar ve diğer geleneksel liderler tarafından idare edilmekteydi. O günlerde liderlerimiz, özellikle yıkılışına kadarki Osmanlı İmparatorluğu döneminde, İslam Halifeliği dışında başka hiçbir dünyevi otoritenin üstünlüğünü kabul etmemiştir. İçinde bulunduğumuz modern zamanda, inanıyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti, birleşmiş bir İslam dünyasının şanlı liderliğini üstlenmeye en uygun pozisyonda bulunan ülkedir.”

H. 28.08.2013 ÇARŞAMBA, PASİFİK OKYANUSU ve YETİMHANE GEZİSİ

Öğleden sonra Cotabato’ya İHH tarafından yaptırılan yetimhaneyi ziyaret ettik. İHH hakkında Gazze’deki destansı hizmetleri sebebiyle söylediğim sözü, burada da tekrarlıyorum: İHH gerçekten Türkiye’nin yüz akı. Bu yetimhane şimdilik mütevazı bir başlangıç ama Cotabato şartlarında muazzam bir hizmet. Şimdilik 40 kadar yetimin bakım barınma ve eğitim hizmeti sağlanıyormuş. Ülke genelinde 4.000 civarında yetimin olduğu tahmin ediliyor. Bunların tamamı şehit yetimleri. Önceleri ketum davranmışlar ve İHH’dan ne yardım almış ne de bu durumlarını bildirmek istemişler. Zamanla İHH’ya güvenlerinin artmasıyla paralel olarak bu muhtaciyet durumlarının giderim yoluna gidilmiş. Şimdi yeni bir yetimhane inşaatı başlatmaktaymış, İHHMavi Marmara olayı İHH için Moro’da muazzam bir güven sağlamış.Uçaksavar olayı da IHH’nın diğer bir yüzakı.

Heyet arkadaşımızdan Ahmet Sorgun’a bir yerlinin sorusu: Sultan (burada Abdülhamit Han’ın halefleri kasdediliyor) ile hükümetin arası nasıl? Bir problem yok, değil mi?

I. 29.08.2013 PERŞEMBE, COTABATO’DAN HAREKET
Yine iki günü bulan aynı güzergahla dönüş yolculuğu. Harika tabiat, ama yoksulluk, yoksunluk, 40 yılda 300 bini bulan şehadet, ama başıdiklik, ama dinamizm, ama sıcakkanlılık, ama misafirperverlik, ama samimiyet, alınlardaki savaş ve hüzün izlerine rağmen hep mütebessim çehre… Ve bunların bizlere yüklediği dağlar kadar hüzün, ama dağlar kadar umut ve sevinç ile yüklü bir dönüş yolculuğu…

VII. MOROLU MÜSLÜMANLARIN İHTİYAÇLARI

A. SİYASİ PARTİ KURMADA YARDIM TALEPLERİ
Bangsamoro Devleti siyasi partiler eli ile yürütüleceğinden, bu konuda siyasi parti kuruluş ve çalışmalarına ilişkin bir parti tüzüğü ile süreç haritalarını gösteren bir yapılanma sunabilir.

B. HUKUKİ YARDIM TALEPLERİ
Devletleşme sürecinde yapılacak olan Anayasa çalışmalarını takip etmek, mümkün olduğunca fiili olarak toplantılara iştirak etmek

Hak ihlalleri ile ilgili kurumlarla sürekli iletişim halinde olmak

Hak ihlallerini uluslar arası kurum ve kuruluşlara iletmek

C. SOSYAL YARDIM VE YETİMLERE SAHİP ÇIKILMASI TALEPLERİ

Yiyecek ve giyecek talepleri kısmen yardım kuruluşları tarafından karşılanmaları için çalışmalar yapmak.

Küçük ölçekli işletmeler kurulması için girişimde bulunmak

Teknolojik imkanların kullanılarak basın, yayın, radyo ve televizyon kurulmasına yardım etmek.

D. KOTOBATO ÜNİVERSİTESİNDEKİ ÖĞRETİMİN DESTEKLENMESİ TALEPLERİ

Üniversite ve akademik çevrelerin Moro’daki üniversiteler ile iletişim halinde olarak, arapça ve İngilizce bilen öğretim üyelerinin Moro’da dersler vermesini sağlamak, internet üzerinden bir e-fakülte uygulaması başlatılarak, Moro’daki öğrencilere canlı eğtim-öğretim vermek, yüksek lisans ve doktora çalışmaları yapmak.

VII. MOROLU MÜSLÜMANLARIN DÜNYA MÜSLÜMANLARINDAN BEKLENTİLERİ
Her alanda maddi ve manevi desteklerini beklediklerini açıkça ifade eden Morolularıuluslar arası arenada tanıtımlarına katkıda bulunmak

Ülke bazında resmi tebrik ve ziyaretler bulunulması için diplomatik girişimlerde bulunmak.

IX. MORO’LU MÜSLÜMANLARA “ULUSLARARASI RESMİ KURULUŞLAR” VE “HÜKÜMET DIŞI ULUSLARARASI KURULUŞLAR”IN KATKILARI
Devletleşme ve Anayasa Yapım sürecinde komisyon üyesi olan IHH ile sürekli temas halinde olmak

Morolular için en uygun çözüm şartları oluşturmak için katkıda bulunmak.

X. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Moro, Moro’lumüslümanlar ve MİLF Türkiye’ de İslam aleminde ve dünyada daha bilinir hale gelmeli.

2. Türkiye ( şimdilik Türk halkı ) ve Moro arasında ilişkiler artırılmalı, geliştirilmeli.
a) Daha fazla STK’nın gelmesi temin edilmeli.
b) Odaların, meslek kuruluşlarının, iş adamlarının gelmesi temin edilmeli.
c) Ziyaret, seyahat, doğa, turizm amaçlı geziler düzenlenmeli, teşvik edilmelidir.

3. TİKA’nın Yunus Emre’nin bölgede çalışmalara başlaması sağlanmalı.

4. En önemli eksikleri olarak gördükleri basın yayın alanında, ( radyodan başlayarak ) öncülük etmeli, yardımlaşılmalı.

5. Türkiye’ ye öğrenci getirilmesi, Moro’ ya üniversite hocası gönderilmesi sağlanmalı,

6. Filipin hükümeti ile sürdürülen görüşmelerde MİLF, İslam dünyasının desteğini daha fazla hissetmeli.

7. Bir STK olarak Moro’ da yardım faaliyetleri yapan ve görüşmelerde gözlemci olan IHH ve çalışmaları desteklenmeli.

8. Önce Manila’ ya sonra Mindanao’ ya doğrudan uçak seferleri başlatılması ilişkilerin artmasına vesile olur.

9. Moro’yu tarihiyle, coğrafyasıyla, toplumsal yapısıyla vb. alanlarda konu edinen seminer, tez, makale, kitap, konferans çalışmaları yapılmalı.

10. Önde gelen Moro’luları Türkiye’ ye getirip, gezdirmeli, tanıştırmalı, kamuoyuna tanıtmalı.

11. Türkiye’ de “Moro Günleri” tertip ederek değişik yönleriyle Moro tanıtılmalı.

Şeklinde sıralayabileceğimiz aktiviteler ile Moro’nun “orda bir köy var, gitmesek de gelmesek de, o köy bizim köyümüzdür” marşını söylemenin ötesinde, öncelikle bir insan ve müslüman şiarı olarak UHUB’un da misyonu doğrultusunda, “kendi için istediğini başkası için istemedikçe hakiki müslüman olamaz” düsturundan hareketle “kardeşliği tesis ederek” her alanda kendilerine yardım edilecektir.

*Uluslararası Hak İhlalleri, 2013-İstanbul