Av. Sabire Sanem Yılmaz: Bireysel Başvuruda AİHM ile AYM’nin Çizgileri Paralel Diyebiliriz

Avukat Hakları Grubu Ankara’nın Youtube canlı yayınında “Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Yolu” konusu ele alındı. Av. Ilgın Bekdemi̇r ile Av. Cem Acer’in moderatörlüğündeki yayına konuşmacı olarak Avukat Sanem Sabire Yılmaz katıldı.

Olağan Hukuk Yolları Tüketilmeli

Bireysel başvuruda olağan hukuk yollarının yeterliliğinden söz ederek konuşmasına başlayan Av. Sabire Sanem Yılmaz “Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yolunda başvuru yapacak kişinin kendiliğinden ulaşabileceği olağan hukuk yollarını tüketmeyi yeterli görmektedir. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de iç hukuk yolu olarak gördüğü AYM’ye bireysel başvuru yapma zorunluluğunun altını çizmiştir. AYM de AİHM için tüketilmesi gereken bir iç hukuk yoludur. Bu anlamda AİHM ile AYM’nin çizgilerinin paralel olduğunu söylemekte fayda var. AİHM’in öncelikle tüketilmesi gereken iç hukuk yollarında aradığı özelliklere bakarsak üç kavramın altı çizilmiş. Bunlar etkililik, ulaşılabilirlik ve yeterliliktir.” dedi.

Ulaşılabilirlik Tüm Kavramların Üzerindedir

“Bir iç hukuk yolu ulaşılabilir olmalı” diyen Yılmaz şunları söyledi: “Ulaşılabilirlik bir muhakemenin, kamu makamının ya da organın takdirine bağlı ve güç koşullara bağlı olmaksızın başvurucular tarafından doğrudan başlatılabilen bir başvuru yolu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ulaşılabilirlik kavramı bütün kavramların üzerinde bir şemsiye görevi görmektedir. Bir iç hukuk yolu ulaşılabilir değilse başvuru şartı aranmamaktadır. Türkiye’de olağanüstü hukuk yolları da ulaşılabilir olmayan hukuk yollarıdır. Kişinin başka bir makamın iradesinde olmayacak şekilde başvurduğu hukuk yolları ulaşılabilir hukuk yolları olarak tanımlanmaktadır. Aynı zamanda bir başvuru yolunun aşırı maliyetli olmaması ve karmaşık olmaması gerekmektedir. Bir ülkede adli yardıma başvuru hakkı tanınmıyorsa biz hukuk yollarının ulaşılabilir olduğundan bahsedemeyiz.” 

Etkililik, Anayasa’ya Bağdaşık Bir Kavram

Yılmaz, AİHM’in belirttiği etkililik kavramına açıklık getirdi. Bu kavramın Anayasa’yla doğrudan ilişkisi olduğunun altını çizen Av. Yılmaz “Anayasa’nın 40. maddesinde yer alan etkili başvuru hakkıyla bağdaşık bir kavramdan bahsediyoruz. Bir hukuk yolunda verilen karar başka makamlarca sorgulanabilir ve duruma göre uygulanmayabilirse bu hukuk yolunun etkili olduğundan bahsedemeyiz. Örneğin Slovakya ve Hırvatistan’da Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolu ve bu yollardaki ihlal kararı, tazminat ve doğrudan yeniden yargılama yetkisi doğurmayıp diğer mercilerin takdirine bağlı bir uygulama olduğu için etkili görülmemiş.” şeklinde konuştu.

Etkililikten kavramından bahsederken Türkiye’deki bazı idari başvuru yollarının etkili olup olmadığına değinen Sabire Yılmaz “İnsan hakları kurullarının kararları ya da ombudsman kararlarından bahsediyorsak bu yollar Anayasa Mahkemesi tarafından etkili bir başvuru olarak görülmekte midir? Şu an biliyoruz ki insan hakları kurullarının yanında Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun verdiği kararların sadece tavsiye niteliği kararları olduğu kesin kararlar olmadığı söylenebilir. Anayasa Mahkemesi burada bu yolların iç hukuk yolu olarak görmediğini ifade edebiliriz.” açıklamasında bulundu. 

Olağan Hukuk Yollarında Çeşitlilik Var

Olağan hukuk yollarının sınırlı sayıda olmadığının altını çizen Yılmaz bu konuda çeşitlilik olduğunu ve AİHM’in belirlediği kavramları sağlayan hukuki yolların değerlendirileceğini belirtti. Yılmaz “Kanun koyucunun düzenlediği bir hukuk yolu eğer ulaşılabilir, etkili ve yeterli görülüyorsa, koşulları sağlıyorsa tüketilmesi gereken olağan bir hukuk yolu olarak kabul edilebilir. Henüz süregelen yargılama içinde nihai olmayan ve giderimi mümkün kararlara karşı bireysel başvuru yapılamaz. Bu tür başvurular henüz olgunlaşmamış yani premature doğmuş başvurular olarak kabul edilmektedir.” ifadelerini kullandı.

CMK 141. Madde Eskiden Çok Fazla Uygulanmıyordu

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda çeşitli itirazlar olduğunu belirten Sabire Sanem Yılmaz, konuya örnek olarak 141. maddeyi gösterdi. Yılmaz “Yargıtay, bir kararıyla CMK 141. maddeyi hayatımıza soktu. Aslında onun öncesinde Anayasa Mahkemesi bireysel başvurularında CMK’daki 141. maddeye gitme şartı aramıyordu. Bunu olağan tüketilmesi gereken bir iç hukuk yolu olarak görmüyordu. Görmemesinin nedeni CMK 141. maddenin etkili olarak uygulanmamasıydı. O maddeye gidildiğinde mahkemeler çoğu zaman tazminata hükmetmiyordu. O nedenle Anayasa Mahkesi, etkili olmayan bir hukuk yolunun tüketilmesini gerekli görmüyordu. Ama Yargıtay’ın bir kararında CMK 141. madde artık etkili bir yoldur denildi. CMK 141. madde neyi düzenlemektedir? Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat maddesidir. Çok geniş bir maddedir. Anayasa Mahkemesi, bütün yollar tükendikten sonra CMK 141. maddeye gitmeden bana başvurmayın diyor. CMK 141’i tüketmeden Anayasa Mahkemesi’ne gittiğinizde doğrudan kabul edilemezlik kararı veriliyor.” diye konuştu. 

Somut Norm Denetimi İtiraz Olarak Kabul Edilebilir Mi?

Sanem Sabire Yılmaz olağan olmayan hukuk yollarından da bahsetti. Yılmaz “Olağanüstü hukuk yollarına baktığımızda bunların yargılamanın yenilenmesi, kanun yararına bozma ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı olarak tanımlanmış. Ekstradan somut norm denetimi Anayasa Mahkemesi’ne itiraz yolu olarak giriyor mu? Belki buna da olağanüstü kanun yolu diyebiliriz. Ancak bunu saymayı çok yeğlemiyoruz. Eğer bizim bireysel başvuru yaptığımız meselede somut norm denetiminde incelemesini istiyorsak bunu Anayasa Mahkemesi olağan kanun yolu olarak tanımlamamış görmemekte.” dedi. 

Olağanüstü Kanun Yolları AYM’nin Beklediği Başvuru Yolu Değil

Olağanüstü kanun yollarında elde edilen başarılarda yaşanacak süreçten söz eden Sabire Sanem Yılmaz “Bireysel başvuru yapıldıktan sonra olağanüstü kanun yollarında bir başarı elde edilse ne olur? Olağanüstü kanun yollarına başvurmak, Anayasa Mahkemesi tarafından zorunlu olarak kabul edilen tüketilmesi istenen, beklenen bir başvuru yolu değil. Peki biz Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk. Aynı zamanda da kanun yararına bozmaya ya da yeniden yargılama yoluna gittik. Gidebilir miyiz? Gidebiliriz bunda da bir sıkıntı yok. Anayasa Mahkemesi’ne başvurumuz devam ederken bir yandan kanun yararına bozma başvurumuz devam edebilir.” değerlendirmesinde bulundu.