Daha İyi Yargı Derneği’nin Youtube kanalında moderatörlüğünü Avukat Mehmet Gün’ün yaptığı “Türk Hukuk Yapay Zekâsı Sohbetleri” serisinin 3. yayını gerçekleştirildi. Yayına konuşmacı olarak Avukat Burhan Uyan katıldı.
Hukuk Alanı Yapay Zekâya Daha Çok Eğilmeli
Türk Hukuku’nda yapay zekânın yeni farkedilmeye başladığını belirten Av. Burhan Uyan, buna rağmen bu alanda yetkin avukatların bulunduğunu ifade etti. 2020 yılında Türkiye’de 209 firmanın yapay zekâ konusunda farklı alanlarda çalıştığının altını çizen Uyan “Bu firmaların çalıştıkları alanları sıralayacak olursak görüntü işleme, doğal dil işleme, makine öğrenmesi, chatbot ve diyalogsal yapay zekâ, arama motoru ve arama asistanı, akıllı platformlar, öngörücü veri analitiği, optimizasyon, otonom araçlar ve robotik süreç yönetimi. Bunlar dünya çapında işler. Dünya çapında işler yapan en az 209 firmamız var. Hukuk camiasında neler yapıldığını, bundan sonra neler yapılacağını öğrenmek bakımından özellikle genç meslektaşlarımız için gelecekte içinde tamamen yeni uzmanlık alanı barındıran olağanüstü bir alan. Onlarla çok daha fazla çalışma yapmamız lazım.” dedi.
Yapay Zekânın Ham Maddesi Veri
Yapay zekâ konusunda çalışmalar yapan üniversitelerin olduğunu vurgulayan Av. Uyan, bu alandaki çalışmaların uzun bir eğitim sürecinden sonra başladığını söyledi. “Benim İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi’nde bu konuda çalışmalarım var. Türkiye’nin köklü devlet üniversiteleri ve köklü özel üniversitelerde artık yavaş yavaş çalışmalar başladı. Tabii doğrudan yapay zekâ olarak değil veri bilimi olarak başladı. Çünkü yapay zekânın ham maddesini otomobillerimizde kullandığımız yakıt gibi düşünelim. Yapay zekânın yakıtı da veri. Verinin hasat edilebilmesinin yollarının öğrenilmesi lazım. Bu çok üst düzey bir eğitim. Bu eğitimle veriyi nasıl toplayacağımız, veriyi nasıl anlamlandıracağımız ve hangi sonuçlar verebilecek şekilde kategorize edeceğimize dair eğitimler haliyle yapay zekâyla doğrudan bağlantılı.” ifadelerini kullandı.
Farkında Olmadan Yapay Zekâlarla Sarıldık
Hayatın her alanında yapay zekânın karşımıza çıktığını belirten Uyan bunu bir örnekle daha detaylı anlattı. “Diyalogsal yapay zekâ, insanın duygu durumuna göre kendini ayarlayarak doğal dil işleme teknolojisiyle insanla iletişim kuran teknolojiler var. Bir örnekle anlatacak olursak Türkiye’de bir bankanın 14 bin çalışanı, 300’den fazla da yazılım robot çalıştırıyor. Biz call centerlarda ilk konuştuğumuz kişilerin insan olduğunu zannediyoruz ama onlar insan değil. Siz daha alo dediğinizde sizin sesinizin tonunu analiz ederek bildiğim kadarıyla 6 ayrı duyguyu tespit edip yazılımındaki cevap sistemine milisaniyeler içerisinde adapte edebiliyor. Kızgın, üzgün ya da meraklı vs. Bunlar Türkiye’deki neredeyse tüm bankaların uyguladığı yapay zekâlar. Biz aslında yapay zekâlarla sarılmış durumdayız. Cep telefonundan bankacılık işlemleri, alışveriş yapan bir insan zaten yapay zekânın ham maddesi olarak yaşıyor. Sadece farkında değiliz.” değerlendirmesinde bulundu.
Belki E-Duruşma’dan Sonra Sırada E-Yargı Var
Hukuk alanının günümüzde yapay zekâ ve teknolojiyle iç içe olduğunun altını çizen Uyan, dijital uygulamalar sayesinde pek çok işlemin yapılabildiğini belirtti. Uyan “Yargımız şu an neredeyse dijitalleşmiş durumda. UYAP, Mernis, E-devlet, E-tebligat var. Sağlıkta E-nabız var. Şimdi e-duruşmaya başladık. Yani e-her şey. Abartarak söylemek gerekirse belki e-duruşmadan sonra e-yargı var. Hukuk içerisinde yapay zekâ dediğimizde anlamamız gereken şey robotik süreç otomasyonu. Robotik süreç otomasyonu, insanlar tarafından tekrarlanan kural tabanlı görevlerin otomatikleşmesini sağlayan yazılım teknolojisi.” diye konuştu.
Gelecekte Robotlarla İşleyen Bir Yargı Olabilir
“Robotlar gelirse yargı sistemine etkisi nasıl olur?” şeklinde gelen bir soruya Uyan “İnsanoğlu, tarih boyunca sürekli insan olmayan yardımcılardan faydalanmış. Köpeklerden, atlardan, ipek böceklerinden yararlanmış. İnsan daha verimli yaşamak için sürekli yanında bir yardımcısı olmuş. Otomobilin icadı, at arabacılığı ve birçok sektörü ortadan kaldırdı. Nalbantlar, at arabası yapanlar, koşum takımları yapanlar, bir sürü sektör battı. Ama onun yerine otomobil sayesinde onlarca yeni ve çok daha büyük imkanlar yaratan sektörler çıktı. İnsanın yargı sisteminde tamamen devre dışı kalacağına benim neslimin görebileceğine inanmıyorum. Pandemi nedeniyle evlerimize, bürolarımıza kapandık. Bilim adamları yeni bir psikolojik hastalık keşfettiler. Adı ‘Fiziksel Temassızlık Sendromu’. Canlılar fiziksel temas olmadan kolay kolay yaşayamıyor. Dolayısıyla yargının da insan olmadan sadece makinelerle gerçekleştirilmesi fikri belki bizim içinde olmayacağımız bir gelecekte söz konusu olabilir.” yorumunda bulundu.