Özgür TÜRKEŞ
Ülkemizde yargının ne kadar geç işlediği hepimizin malumu. Bunda hâkim sayılarının yetersiz olması, yoğunluktan sürekli yanlış kararlar verilmesi ve bu kararların üst mahkemelerden dönmesinden dolayı yargılamanın uzaması gerçeklerinin payının olduğu gibi, bizim dava açmayı çok sevmemizden de kaynaklanıyor. Öyle ya, başka hangi ülkelerin dilinde “Seni sürüm sürüm mahkemelerde süründürürüm.” şeklinde bir tehdit cümlesi vardır ki?
Bir kişiden alacağınız varsa ve siz bir alacak davası açarsanız, sırf ilk duruşma tarihi neredeyse bir yıl sonraya verilecektir. Düşünün ne zaman biteceğini. Ancak kanun koyucu bu tür sıkıntıları düşünmüş, insanların alacaklarına çok daha çabuk kavuşmalarını sağlayan bir sistem geliştirmiş: İlamsız Takip.
Gidiyorsunuz icra dairesine, elinizde yazılı bir belge olmasına bile gerek yok, “falanca kişinin bana şu kadar borcu vardır” diyorsunuz, icra memuru ödeme emrini gönderiyor, karşı taraf tebellüğden itibaren 7 gün içinde borca itiraz etmezse alacağınız kesinleşiyor ve cebr-i icrayla alacağınıza kavuşabiliyorsunuz. Derseniz ki karşı taraf itiraz ederse ne oluyor diye, hah o zaman da itirazın iptali davasını açıyorsunuz ve tüm alacağınıza ek olarak da %20’den az olmamak kaydıyla haksız yere itiraz etme tazminatı alıyorsunuz (Az olmamak kaydıyla deniyor da kanunda, daha fazlasına hükmedildiğine ben rastlamadım, ama olsun, sistem böyle. Daha önceden de %40’ından az olmamak üzere diyordu, gene daha fazlası olmuyordu).
İcra Memuru İcra Emrini Göndermezse adlı yazımızı hatırlatmayın, bizim burada bahsettiğimiz işin kâğıt üzerinde olan kısmı, elbette uygulamada bazı zorluklar çıkacak. Çıkacak da bizim bugünkü yazımızın konusu bu değil. Mesele, kanun koyucunun bu kolaylık olsun diye getirdiği ilamsız takip sisteminin kötü niyetli kişiler elinde siz dikkatli olmazsanız, borçlu olmadığınız parayı ödemek zorunda kalacağınız bir duruma dönüşmesi.
Bizim Tebligat Kanunumuz postacının sizi adresinizde bulamaması üzerine celbi muhtara bırakması ve muhtara bırakıldığı gün size tebliğ edilmiş sayılması üzerine kurulu. Elbette kapınıza bir uyarı kağıdı asılıyor, asılması gerekiyor, aksi suç. Bu kâğıdın 3. kişiler tarafından haksız yere sökülmesi 6 ay hapis cezası demek de uygulamada oluyor bazen sizin bunu fark edememeniz. Ve 7 gün geçtikten sonra tebligat geçerli hâle geliyor; yani borcunuz icra dairesi önünde kesinleşmiş oluyor.
Bundan sonra ne olabilir, uygulamada 89/1 olarak tabir ettiğimiz İcra İflas Kanunu m. 89/f.1 uyarınca 3. kişilerin ellerindeki hak ve alacaklarınıza haciz gönderilebilir. Bu 3. kişi dediğimiz mesela bankalar oluyor, evet, sizin bankaya yatırdığınız paranız aslında bankaya verdiğiniz bir borç, hâliyle alacağınız var ve sizin borçlu olduğunuz kişi o alacağınızın kendisine ödenmesini isteyebilir; hukuki diliyle havale. Elbette maaşınıza haciz de koyabilir, her ay dörtte birini ödemek zorunda kalabilirsiniz de gerek yok, 89/1 daha çabuk sonuç veriyor arabanıza, halinize münasip olmayan evinize haciz koymaktan.
Şimdi tabii ki bir kere borç kesinleşti diye her şey bitmiş değil. Menfi tespit davası açabilirsiniz, paranız alacaklıya ödendikten sonra istihkak davası açabilirsiniz, hukuken haklı olduğunuz için davanız kabul edilir de pratikte paranızı tahsil edebilir misiniz? Olmayabilir. Genellikle minareyi çalan kılıfı hazırladığı için bir şekilde o kişinin üstünde mal olmuyor, alacağınıza kavuşamıyorsunuz. Borca Batık Şirketten Tahsilat Mümkün mü? yazımızın gerçek kişi versiyonu yani.
O yüzden bizim amacımız testi kırılmadan önlem almak. 5 günde bir UYAP Vatandaş üzerinden tarafınıza açılmış bir icra dosyası var mı, kontrol edebilirsiniz tabii de bu uygulamada çok sıkıntı olacaktır sürekli kontrol etmek. Elbette mobil uygulamaları da var UYAP Vatandaşın ama tüm bildirimleri açsanız da artık telefon ayarları mı diyelim, batarya kontrolü mü, yoksa uygulamadan kaynaklı sorunlar mı tam güvenilemiyor.
Bir yöntemimiz daha var: E-tebligat sistemine geçmek. UYAP’tan Açtıysan Tebliğ Edilmiştir adlı yazımızda biraz değinmiştik. Hiç PTT’ye gitmenize de gerek yok, e-devlet üzerinden başvuru yapıp elektronik tebligat sistemine geçebilirsiniz (bazı doğrulamaları için e-imza gerekebilir).
E-tebligata geçtikten sonra resmî kurumların size yapacağı (ve tabii gerçek ve tüzel kişilerin de, sonucu Tebligat Kanunu’na göre hüküm doğuracak tüm bildirimleri) tüm posta gönderimleri artık Mernis’te kayıtlı adresinize değil de, UETS kodu olarak tarafınıza tanımlanan bir sanal adrese yapılacak. Bu bildirimlerinizi cep telefonunuzdaki uygulamadan da görebilirsiniz, izin verirseniz tarafınıza bildirim de yapar, aynı zamanda SMS ve seçtiğiniz elektronik postanıza gönderim yapılır. Tabii ki her zaman PTT sayfası üzerinden de görüntüleyebilirsiniz.
E-tebligatın bir başka avantajı 7 günlük icra itiraz sürenize ek olarak bir 5 günlük süre daha verilmesi. Yani tebligat size ulaştıktan 5 gün sonra okunmuş sayılıyor ve itiraz süreniz bundan sonra başlıyor. Pratikte 12 günlük bir zamanınız oluyor.
İnanın sürekli muhtar kontrolüyle, UYAP Vatandaş kontrolüyle uğraşılmaz. Geçelim e-tebligat sistemine, kafamız rahat olsun, borcumuz olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalmayalım.
Şu ana kadar hep uygulamada yaşadığımız sorunların aslında kanun önünde yazanlarla hiç örtüşmediğine dair yazılarımız oldu. Bir sonraki yazımızda tersten gidelim; kanunda yazanın uygulamada nasıl olduğunu görelim. Mesela uygulamada, yani taraf olarak hiç ağır ceza mahkemesinde deneyimim olmadı; sadece şahit olarak bulundum. Ancak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m. 192/f.2 uygulamada nasıl cereyan ediyor, çok merak ediyorum. Gerçekten duruşmada ilgili olanlardan birinin duruşmanın yönetimine ilişkin olarak mahkeme başkanı tarafından emrolunan bir tedbirin hukuken kabul edilemeyeceğini öne sürerse mahkeme, yani heyet, bu konuda nasıl kararlar veriyor, gelin hep beraber inceleyelim.
Özgür Türkeş Hakkında: 1978 İstanbul doğumlu. Ön lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Adalet, lisans eğitimlerini Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim ile Anadolu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, yüksek lisans eğitimini BİST Spor Mali Durum ve Hisse Hareketleri Analizi adlı teziyle Beykent Üniversitesi İşletme Yönetimi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitimine devam eden Türkeş, Teknik Öğretmen olarak görev aldığı MEB’de Flekso Baskıda Maliyet ders kitabı modülünü hazırladı; Eğitim Kurumları Yöneticisi olarak çalıştı. Görevine Şubat 2023’ten itibaren Adalet Öğretmeni olarak devam eden Türkeş, Fransızca ve İngilizce biliyor.